Ustura değil, ‘Muhtıra’ Kemal!
“Aylardır susan KK, İmralı’nın karanlık kuyusuna düşen AKP ve MHP’ye yardım ve yataklık içeren bir video paylaşmış. Ülkem ve partim adına üzülerek söylüyorum, 13 yıl boyunca koynumuzda yılan beslemişiz!”
***
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP yönetimine adeta “muhtıra” veren Kemal Kılıçdaroğlu’na, işte bu sözlerle tepki gösterdi.
VİDEO’DAN VİDEO’YA YOL GİDER
Özcan’ın favori siyasetçisi Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Kemal Bey’e “Sayın Cumhurbaşkanım!” diye hitap ediyorlardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, o süreçte tebessüm ettiren video konuşmasına şu sözlerle başlamıştı:
“Sevgili milletim, size Cumhurbaşkanı yardımcılarımla birlikte sesleniyorum. Ekrem Başkanım solumda, Mansur Başkanım da sağımda!”
***
Dahası var…
Seçim gecesi henüz sonuç belli olmamışken; İmamoğlu, Yavaş’la birlikte göründüğü kısa videoda, “Seçimi Kemal Bey’in kazanmakta olduğunu” öne sürmüştü!
***
Ezcümle: İki buçuk sene içinde, o geceki yalan beyandan gele gele pek çirkin “yılan” ithamına kadar gelindi.
KILIÇ ŞAKIRTILARI
Kemal Bey, uzun süreli suskunluğunu bozduğu malum video konuşmasında, İmamoğlu-Özel tandemine şu sözleriyle bir anlamda “kılıç” çekti:
“Partimizin iki büyük misyonu vardır. Birincisi siyaseti temiz tutmak ve hesap sormaktır. Hesap sorabilmek için de hesap vermekten kaçınmamak gerekir. Hesap verebilmek, her bir CHP’linin namus borcudur.
CHP; rüşvetlerle, yolsuzluklarla ve rüşvet çarkının müteahhitleriyle anılamaz. Üzerinde yolsuzluk iddialarıyla yol alamaz. Derhal arınmalı ve yoluna devam etmelidir.”
YİRMİ SENE SONRAKİ BENZERLİK
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışı, Baykal’ın 2005’te Sarıgül ile yarıştığı olaylı kurultaydaki sözlerini hatırlatıyor.
Deniz Bey, orada Şişli Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını eksen alan çarpıcı bir konuşma yapmıştı.
Mevzubahis belediye için “Rüşvet şebekesi oluştu. Telefon kayıtlarında rüşvet itirafları var!” demişti.
***
Baykal, devamında “CHP Yüksek Disiplin Kurulu’nun iki üyesinin, bir başka üyeye kutu içinde para verdiğini” de rüşvete muhatap olan o YDK üyesinin kendisine büyük bir üzüntüyle anlattıklarından yola çıkarak dile getirmişti.
Balıkesirli üye, kutuda para olduğunu sonradan fark edince buna tepki göstererek parayı iade etmişti.
Baykal, “Sarıgül’ün Yüksek Disiplin Kurulu’ndan lehinde karar çıkarabilmek için bir üyeye rüşvet gönderdiğini” söylemeye çalışıyordu.
***
Deniz Bey, neticede delegelere şöyle seslenmişti:
“Şimdi, sizlere soruyorum: Hangisi gerçek CHP’lidir; rüşveti teklif edenler mi, yoksa reddeden arkadaşımız mı?”
NEREDEN NEREYE
Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkındaki iddianamede sıralanan ciddi suçlamalara karşı…
-Deniz Bey’in 2005’teki tavrından yüz seksen derece farklı davrandı, davranıyor.
Kaderin cilvesi; Baykal’ın o vakit rüşvete karşı çıkan tavrını örnek gösterdiği -sonradan onun döneminde milletvekilliği de yapan- Balıkesirli siyasetçi, şimdilerde İmamoğlu taraftarı!
ÜLTİMATOM
Kemal Kılıçdaroğlu, son videosunda CHP’nin ikinci misyonunun “devlete istikamet çizmek” olduğunu söyledi.
Bu minvalde, CHP yönetimine şu sözlerle bir nevi ültimatom verdi:
“CHP, Ortadoğu’da tökezlememizi bekleyen İsrail ve ABD belasının bertarafı ve devletin yüksek menfaatleri için barış sürecinin içinde olmak zorundadır. Risk almalıdır.
Bu konuya siyaset üstü bakarak elini taşın altına koymalıdır. Milletimizin CHP’den beklentisi, kardeşlik sürecinde öncü olması ve sürece istikamet çizmesidir. Tarihin doğru tarafında yer almak, çoğu zaman cesaret ve kararlılık gerektirir.”
***
Yani, nedir?
Kemal Bey, CHP yönetiminin İmralı’ya gidilmemesi dahil malum süreçteki tavrını yanlış ve çelişkili buluyor.
Tanju Özcan ve benzer düşünceler içindeki CHP’lileri kızdıran da özellikle bu çıkışıdır.
BEN KEMAL’DEKİ FARKLILIK
Buna mukabil, Kemal Bey’in parti yönetimine iki temel konuda yaptığı uyarılar; Cumhur İttifakı’na “yardım ve yataklık” yaptığı anlamına gelmiyor.
Onun 13 yıllık genel başkanlığı döneminden farklı bir “Ben Kemal” haline gelişi; iktidarla değil, devletle alakalı bir mevzudur!
***
ABD Başkanı seçildiğinde, Joe Biden’dan “Türkiye’deki demokrasi” için medet ummak gibi bir yanlışa imza atan Kılıçdaroğlu’ndan eser yok, şimdilerde…
Artık, ABD ve İsrail belasından bahsedebilen bir “Ben Kemal” var.
***
Bir süre önce de…
Siyonist rejimin alıkoyduğu üç Türk milletvekili ile filoya eşlik eden vatandaşlarımız için “Eğer ayaklarına taş değerse, oraya üç milyon Mehmetçik gelir! Kıyamet kopar ama adalet yerini bulur” diyerek İsrail’e meydan okumuştu.
HANGİ EKSEN?
1 Mart 2003’te tezkerenin TBMM’de reddedilmesinde öncü olan Deniz Baykal’ın karşısına, 2005’teki CHP Kurultayında Mustafa Sarıgül’ü çıkaran Batıcı Güç Odağı, o vakit amacına ulaşamamıştı.
Ne ki, 2010’da FETÖ antetli kaset operasyonuyla tezkerenin “intikamını” aldılar ve Baykal tasfiye edildi.
Onun yerine geçen Kılıçdaroğlu, Batı Kulübü’nün ekseninde siyaset yapan bir Genel Başkan olarak CHP’yi dönüştürmüştü.
***
Gün geldi, Kemal Bey de “vaktiyle kendisine yol verenlerin günümüzdeki siyasi temsilcileri” tarafından tasfiye edildi…
Sonra, beklenmedik bir biçimde “Ben Kemal” eksen değiştirdi!
MECBUREN, MECBUREN, MECBURİYETTEN
15 yıl önce koltuğunu aldığı Baykal’ın, 15 yıl sonra fikri ve siyasi mirasına talip olup onun izinden mi gidecek?
***
Ben Kemal “Mutlak Butlan” elde kalınca, CHP’nin başına gelemedi…
Amma velakin…
Beyanlarıyla, söylemleriyle parti tabanına istikamet verebilmenin bir yolunu buldu.
***
Final: Bolu Beyi, Kılıçdaroğlu’ndaki eksen değişikliğini doğru okuyamıyor.
Çünkü, yanlış kameraya bakıyor!