Ya İmamoğlu da itirafçı olursa?

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in işi çok zor. Hem de çok…

Ortada bir minare var ki, ne kılıf yeter ne de kılıfa sığar…

Zavallı Özel, o minareye kılıf geçirmek için çırpınıyor, kendini helak ediyor. Fakat geriye döndüğünde, geçirdim sandığı kılıfın, orasından burasından patladığını görüyor.

Bir yandan, ‘vefa’ (siz, ‘diyet’ de diyebilirsiniz) borcunu ödemekle bitiremeyeceği Ekrem İmamoğlu için mahpus damına koşturuyor… Boş kaldığında ise, o şehir senin bu şehir benim, mitingden mitinge yetişiyor.

Hadi, işin koşturmaca kısmı neyse; Allah daha bol kılsın, enerjisi kavi… Lakin kimseyi inandırmayan söylemler üretmek, bunları ‘inandırıcı’ repliklere dönüştürmek ve dahası jest ve mimiklerini o inandırıcılığa göre ayarlamak… Gerçekten zor iş…

Hele bir de gözleriniz, ağzınızdan çıkanı tasdik etmiyorsa… Varın anlayın işte…

DİKİŞLER ATIYOR

İmamoğlu’nun avukat ordusu, kendisiyle diğer tutuklular ve Özgür Özel arasında mekik dokuyor. Bunca hırsızlık, yolsuzluk, suiistimal, çalma-çırpma iddialarını nasıl boşa düşürecekleri hususunda, orkestra şefi İmamoğlu ile diğerleri arasında eşgüdüm sağlamaya çalışıyor.

Dedik ya, minareye geçirilecek kılıf dikiş tutmuyor. Tam da ‘ayarı tutturduk’ derken, İBB Kültür A.Ş.’nin başına getirdikleri ‘mutemet’ adamları Murat Abbas, savcıya bir mektup yazarak, etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyor. Yani itirafçı oluyor.

Murat Abbas’ın itiraflarını ciddi bulan mahkeme, mevzuata uygun olarak, kendisini tahliye ediyor.

Özgür Özel, İmamoğlu’ndan gelen talimat ve taktiklere uygun şekilde, Murat Abbas’ın itibarını zedeleyecek söylemlerle, onun ‘kasıtlı itirafçı’ yapıldığı algısını oluşturmak için yırtınırken… Bir de bakıyor ki, ‘ekibin’ en sağlam ve derin isimlerinden biri olan, İmamoğlu’nun en kritik danışmanı Ertan Yıldız da itirafçı oluvermiş. Mahkeme Yıldız’ı henüz tahliye etmedi. Belki de itirafları bitmemiştir.

YA İMAMOĞLU DA İTİRAFÇI OLURSA?

Hadi bakalım, dağılan bohçayı toparlayın, toparlayabilirseniz… İtirafçının birisini linç etmeden, ötekisi ortaya çıkıyor.

Özgür Özel ne yapsın? Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık… Silivri’ye gidiyor, İmamoğlu bastırıyor.

Miting meydanına çıkıyor, partililer ‘yalan da olsa inanmak istedikleri’ bir şeyler duymayı umuyor.

Arkasını dönüyor, itirafçı bombaları patlıyor.

Acaba itirafçılık sırası kimde? Mesela, İmamoğlu’nun sır küpü ve hoparlörü görevini ifa eden Murat Ongun olabilir mi? Ya da ‘kahramanı’ diyar diyar gezdiren, imaj sihirbazı Necati Özkan?

Çorap bir kere sökülmeye başladı. Kamuoyu, savcılığın elindeki bilgi, belge, tanıklık ve itirafların henüz tamamını bilmiyor. Belki heybede daha büyük turplar vardır. Hani, turpu küçümseyeyim derken, eline kırmızı pancarı alıp da miting meydanında madara olmak da var.

Peki, bu çorap söküğü, Murat Ongun ve Necati Özkan’ı da aşıp, Ekrem İmamoğlu’na ulaşırsa… Yani Ekrem İmamoğlu da itirafçı olursa…

İşte o zaman yandı gülüm keten helva. Öyle bir durumda, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ne yapar acaba?

Mevcut itirafçılara yönelik ‘çürütme’ söylemlerini, İmamoğlu için de tekrarlar mı?

Yoksa, “Alın atınızı da eyerini de… Ben Manisa’ya dönüyorum. Eczacılık yaparken, hiç değilse huzurum vardı. Bir yığın gerçeği yalanlamak için yırtınmıyordum.” diyerek, Ankara’yı ve CHP Genel Başkanlığı koltuğunu terk mi eder?