CHP kaosa oynuyor

Nihat Kaşıkcı

Nihat Kaşıkcı

Tüm Yazıları

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, freni boşalmış hafriyat kamyonu gibi, uçuruma doğru son sürat gidiyor. Deyim yerindeyse, artık ağzından çıkanı kulakları duymaz olmuş.

Acaba Özgür Özel’in bu tehlikeli gidişi, bilinçsiz bir kontrol kaybı mı? Yoksa, yaşanan ağır süreci, karmaşaya getirerek hedef saptırmak mı?

Anadolu’da bir deyim vardır; “Kendini koymuş deliye, poposunu koymuş çalıya…”

Elbette teşbihte hata olmaz. Fakat Özgür Özel’in tavırlarına, sözlerine, üslubuna, münasebetsiz çıkışlarına bakınca, insanın aklına o deyim gelmiyor değil.

Nedir ortalıktaki, temizlenmesi pek de mümkün olmayan pislik yığını?

İstanbul’un hizmetsiz Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yolsuzluk, rüşvet, irtikâp, teröre destek ve daha bilmem kaç çeşit yüz kızartıcı veya yüz karartıcı suç isnadıyla tutuklanmış.

Bizzat kendisinin göreve getirdiği, partisine de mensup olan üst düzey bürokratları, müdürleri, danışmanları ve ihale pasladığı iş adamlarından oluşan 40’tan fazla kişi, etkin pişmanlıktan faydalanmak için ‘itirafçı’ olmuş.

AHTAPOTUN KOLLARI NEREYE KADAR?

İşlendiği iddia edilen suçlar; somut deliller, MASAK raporları, birkaçı ‘gizli’ olan onlarca tanığın ifadesi, HTS kayıtları ve nihayet kendisi de suça ortaklıktan yargılanan 40’tan fazla zanlının itiraflarıyla kanıtlanır hale gelmiş…

Daha İstanbul ve ilçelerindeki yolsuzluk-hırsızlık suçlamalarının iddianamesi ortaya çıkmamışken İzmir, Seyhan, Adana, Adıyaman, Antalya ve Manavgat başta olmak üzere, CHP’nin elindeki belediyelerde kanalizasyon patlamaları baş göstermiş…

Suçlananlar listesine, CHP Parti Meclisi üyeleri ve eski milletvekilleri dâhil bir yığın üst düzey yönetici de eklenmiş…

Gidişat, ahtapotun kollarının CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e çok yaklaştığını gösteriyor.

Özetle, yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet, irtikâp, terörün finansmanı gibi ağır suçlamalar, artık münferit olmaktan çıkmış; birçok CHP’li belediyeye sirayet etmiş bir ‘SİSTEM’ haline gelmiş…

Bunca ağır suçlama karşısında, vatandaş olarak, CHP yönetiminden ne bekleriz?

Elbette çıkıp, yöneltilen suçlamaların doğru olmadığını delilleriyle birlikte açıklamasını

Peki Özgür Özel, şürekâsı ve CHP medyası ne yapıyor?

“CHP’ye karşı siyasî kumpas kuruldu…”

“Cumhurbaşkanı adayımızın önünü kesiyorlar…”

“AKP’nin yolsuzlukları niye soruşturulmuyor?”

BUNCA DELİL VE İTİRAF NE OLACAK?

Her türlü saptırma, çarpıtma, bağlamsız ve illiyetsiz laflar ediliyor. Mevzu, sokakta ayaküstü adam çarpmak için tertiplenen ‘şamatacılık’ kıvamında ele alınıyor.

Hiçbir surette, “Biz hırsızlık yapmadık, rüşvet almadık, irtikâpta bulunmadık…” denmiyor.

Birçoğu CHP’nin azat kabul etmez kölesi mesabesindeki 40 küsur itirafçı için de kolayı bulunmuş: ‘İftiracılar’

Yahu adamlar tutuklandığında, ağzınızdan hiç kötü bir laf çıkmadı. Hepsini tertemiz, pirüpak CHP’li yapmıştınız. Ne ki, adamlar kendi suçlarının yanında, atfedilen ‘İmamoğlu Suç Örgütü’nün işlediği suçlara dair itiraflarda bulundular; bir anda ‘iftiracı’ olup çıktılar.

İmamoğlu’nun gözaltına alındığı günden itibaren ortaya konulan CHP tepkisi, hiçbir zaman hukukî zemine oturmadı. Ve iddiaları yalanlamak adına hiçbir gayret gösterilmedi.

Daha ilk günden başlayarak, yürütülen soruşturmanın ‘siyasî’ olduğu iddiası üzerinden bir algı operasyonu yürütüldü.

Ortalığa saçılan delil ve tanıklıklar artık takip edilemeyecek kadar çoğalmışken, Özgür Özel, sanki hiçbir delil olmaksızın tutuklamalar yapılmış gibi laf kalabalığı yapıyor: “İçeride tuttukları arkadaşlarımız hakkında en ufak bir delil, en ufak bir kanıt, bir somut gösterge ortaya koyamadılar.”

KAOS TELLALLIĞI

Şimdi de CHP Genel Başkanı Özgür Özel, çıkmış ‘darbe imalı’ şamata üretiyor:

“Tüm halkımızı bu darbe girişimine karşı direnmeye davet ediyoruz. Örgütümüzden, sivil toplumdan, meslek örgütlerinden gelecek her reaksiyonu sonuna kadar destekliyoruz…”

Yahu, insanın birazcık yüzü kızarır. Savcılar, senin çok sayıda belediye başkanın ve diğer partili elemanların hakkında ‘hırsız-arsız-yolsuz’ iddialı davalar açıyor… Bilmem kaç yüz adet ‘etkili elemanın’ tutuklanmış.

Sen ise dişe dokunur bir savunma yapmak yerine, erken seçim, 2 Kasım’da sandık, olmazsa darbe imalı çığlıklar atıyorsun.

Tam bir FETÖ taktiği… Adam eşini aldatırken otel odasında basılmış; durumu izah edeceğine, karısına çıkışıyor: “Millet aç geziyor, sen neden söz ediyorsun…”

Özgür Özel’inki de bu… Mezarlıktan geçerken ıslık çalıyor. Ortalığa saçılan yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet suçlamalarına ikna edici cevaplar vermek yerine; ettiği laflara bakınız:

“2 Kasım ortada... 2 Kasım'a sen bir sandık koymazsan, Kasıma ben bir sandık koyarım. Seni yüzde 29'la orada oturtmayacağız. Erdoğan!.. Seni yüzde 29 ile orada oturtmam..”

Yazık!... Tam bir hadsizlik… Türkiye’nin Ana muhalefet Partisi’ni ‘tedviren’ de olsa yöneten kişi, artık gerçeklikten tamamen kopmuş durumda. Bugüne kadar elde ettiği sandık başarısının sayısını bile aklımızda tutamadığımız bir lider için, neler söylüyor Özgür Özel:

“Milletin elinde kalan tek şeyi; sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunun provalarını yapıyorlar. Sandığın olmadığı, otoriter bir yönetimi millete dayatıyorlar.”

Sözün anlamını kaybettiği yerdeyiz. CHP ve Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ikilisi, düpedüz kaosa oynuyor.

Galiba içine düştükleri derin çukurdan çıkışın tek yolunun da kaos olduğuna kendilerini inandırmışlar.

Fakat unuttukları bir şey var: Tek bir mızrak bile çuvala sığmazken; şimdi sayısız mızraklar ortalıkta geziyor.

Bakalım; itirafçılar kervanına Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel de katılacak mı?