Uzmanlardan uyarı: Tatil dönüşü sendromuna ve yaz depresyonuna dikkat!
Yaz tatili, iş ve okul hayatına kısa bir mola vererek dinlenme ve yenilenme imkânı sunarken, tatil sonrası bazı bireylerde depresif ruh hali görülebiliyor. Uzmanlar, özellikle “tatil dönüşü sendromu” ve yaz depresyonu konusunda önemli uyarılarda bulunuyor.
Tatil sırasında hem fiziksel hem de zihinsel anlamda rahatlayan bireylerin, tekrar yoğun iş temposuna dönmekte zorlanabileceğini belirten uzmanlar, "Tatil boyunca keyifli zaman geçirmek, yeni yerler görmek ve alışılmışın dışına çıkmak zihni canlandırır. Ancak dönüşte bekleyen sorumluluklar, yoğun trafik, erken kalkış gibi günlük rutinler kişide bıkkınlık ve motivasyon eksikliğine yol açabilir" ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI DA TETİKLEYEBİLİR
Tatil dönemlerinde sosyal medyada paylaşılan mutlu anların, özellikle tatile çıkamayan bireylerde eksiklik hissi oluşturabileceğine dikkat çeken uzmanlar, "Sosyal medyada çoğunlukla hayatın en güzel anları yansıtılır. Gerçek hayatın bu kadar kusursuz olmadığını unutmamak gerekir" dedi.
TATİL BİR KAÇIŞ DEĞİL, MOLA OLMALI
Yaz aylarında da depresyonun görülebildiğine işaret eden uzmanlar, tatilin tüm sorunlara çözüm getiren sihirli bir araç değil, geçici bir mola olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. Tatil sonrası işe veya okula dönüşte adaptasyon süreci için zaman tanınmasının önemli olduğunu belirten uzmanlar, "Yoğun tempoya hemen dönmek yerine 1-2 günlük bir geçiş süreci planlanmalı" önerisinde bulundu.
Mevsim geçişlerinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkat çeken uzmanlar, yaz aylarında serotonin seviyelerinin korunması için güneş ışığından yararlanmanın, düzenli uyku, dengeli beslenme, fiziksel aktivite ve sosyal ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.
"Her mevsim ruh halimizi farklı şekilde etkileyebilir. Yaz aylarında da depresyon yaşanabileceğini kabul etmek ve buna karşı dengeli bir yaşam rutini oluşturmak gerekir" diyen uzmanlar, yaz depresyonunu önlemenin en etkili yolunun dengeli, sağlıklı ve sürdürülebilir alışkanlıklar olduğunu belirtti.