Renk Körlüğü nedir ve nasıl anlaşılır? Kimlerde görülür?

Renk körlüğü, renkleri algılama veya ayırt etme yetisinin azalmasıyla ortaya çıkan kalıtsal ya da sonradan edinilen bir görme bozukluğudur. Genetik faktörlere bağlı olarak daha çok erkeklerde görülen renk körlüğü, günlük yaşamda ciddi zorluklara yol açabiliyor.

Renk Körlüğü nedir ve nasıl anlaşılır? Kimlerde görülür?

Renkleri algılamada zorluk yaşanmasıyla kendini gösteren renk körlüğü, dünya genelinde milyonlarca kişiyi etkileyen bir görme bozukluğu olarak biliniyor. Genellikle doğuştan gelen bu durum, gözdeki renk algısından sorumlu koni hücrelerinin yetersizliği ya da işlevini yerine getirememesi sonucu ortaya çıkıyor. Ancak bazı hastalıklar ve çevresel etkenler de renk körlüğüne yol açabiliyor.

RENK KÖRLÜĞÜ NEDİR?

Renk körlüğü, bireyin bazı renkleri algılayamaması ya da renkler arasındaki farkları ayırt edememesi durumudur. Sağlıklı bir gözde, retina tabakasında yer alan "koni" hücreleri kırmızı, yeşil ve mavi ışık dalga boylarına duyarlıdır. Bu üç tür koni hücresi birlikte çalışarak renkli görme yetisini sağlar. Ancak bu hücrelerde doğuştan gelen eksiklik ya da hasar sonucu renk körlüğü meydana gelir.

RENK KÖRLÜĞÜ TÜRLERİ

Renk körlüğü, koni hücrelerinin etkilenme durumuna göre farklı formlarda ortaya çıkar:

Kırmızı-yeşil renk körlüğü: En yaygın türdür. Kırmızı ile yeşil tonları ayırt edilemez.
Mavi-sarı renk körlüğü: Daha nadir görülür. Sarı ve mavi renklerin ayırt edilmesinde zorluk yaşanır.
Tam renk körlüğü (akromatopsi): Son derece ender görülür. Bu durumda kişi renkleri tamamen algılayamaz, yalnızca siyah, beyaz ve gri tonları görür.

GENETİK VE SONRADAN GELİŞEN NEDENLER

Renk körlüğünün en yaygın nedeni genetik faktörlerdir. Özellikle X kromozomu üzerindeki mutasyonlar, bu duruma yol açar. Erkeklerde daha sık görülmesinin nedeni de bu kromozomun tek kopyaya sahip olmasıdır. Renk körü bir baba, kız çocuklarına doğrudan bu durumu aktarmaz ancak taşıyıcılık genini geçirebilir.

Bunun dışında glokom, diyabetik retinopati, makula dejenerasyonu gibi göz hastalıkları, multipl skleroz gibi sinir sistemi hastalıkları, optik sinir hasarı ve bazı kimyasal zehirlenmeler de sonradan gelişen renk körlüğüne yol açabilir.

BELİRTİLER NELERDİR?

Renk körlüğü genellikle çocukluk çağında fark edilmeyebilir. Ancak aşağıdaki belirtiler hastalığın varlığına işaret edebilir:

● Kırmızı ve yeşil ya da mavi ve sarı renkleri ayırt edememe,
● Renkleri donuk, soluk ya da bulanık görme,
● Renkleri yanlış adlandırma,
● Trafik ışıkları gibi renk kodlu sistemlerde zorlanma.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Renk körlüğünün teşhisinde en sık kullanılan test Ishihara testidir. Bu testte, farklı renk tonlarındaki noktalardan oluşan daireler içinde gizli sayılar yer alır. Renk körü bireyler, bu sayıları ya okuyamaz ya da yanlış görür. Farnsworth-Munsell D-15 ve Farnsworth Lantern testleri de daha detaylı tanı araçları arasında yer alır.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ VAR MI?

Renk körlüğü için günümüzde kesin bir tedavi bulunmamaktadır. Genetik kaynaklı renk körlüğü yaşam boyu sürer. Ancak bazı özel gözlükler ve kontakt lensler sayesinde renk algısı kısmen artırılabilir. Son yıllarda gen tedavileri üzerinde çalışmalar sürse de, henüz yaygın ve kesin sonuç veren bir uygulamaya ulaşılamamıştır.

Eğer renk körlüğü altta yatan bir hastalığın sonucuysa, hastalığın tedavi edilmesi renk algısında düzelme sağlayabilir. Özellikle erken dönemde teşhis edilen retina hastalıkları ya da sinir sistemi bozukluklarında bu ihtimal daha yüksektir.

KİMLER RİSK ALTINDA?

● Ailesinde renk körlüğü öyküsü olanlar,
● Erkek bireyler (kadınlara göre daha yüksek risk taşır),
● Göz hastalıkları geçirmiş ya da geçirilmekte olan bireyler,
● Uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalan kişiler.

FARKINDA OLMAK HAYATI KOLAYLAŞTIRIR

Renk körlüğü, hayatı tehdit etmeyen ancak yaşam kalitesini etkileyebilen bir durumdur. Özellikle eğitim çağındaki çocuklarda erken teşhis, okul hayatında başarının artmasına katkı sağlar. Ayrıca renk körlüğü olan bireyler, meslek seçimlerinde ve günlük yaşantılarında buna uygun çözümler geliştirerek daha konforlu bir yaşam sürebilir.