Gizli tuz tehdidi! Kadınlarda obezite riskini 4 kat artırıyor!

Avrupa Obezite Kongresi (ECO 2025) kapsamında sunulacak araştırma, tuz tüketimiyle obezite arasındaki güçlü bağlantıya dikkat çekti. Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü’nden Annika Santalahti liderliğinde yürütülen çalışmaya göre, günlük hayatta sıkça tüketilen ekmek, peynir ve işlenmiş et ürünleri gibi yiyeceklerden alınan sodyum, yalnızca kalp-damar sağlığını değil, vücut yağ oranını da olumsuz etkiliyor.

KADINLARDA 4,3 KAT DAHA FAZLA RİSK

Ulusal FinHealth 2017 araştırması verileri üzerinden yapılan istatistiksel modellemeler, sodyum tüketimi en yüksek gruptaki kadınların, en düşük gruba göre genel obezite açısından 4,3 kat, karın bölgesi obezitesi açısından ise 3,4 kat daha yüksek risk taşıdığını gösterdi.

Erkeklerde de benzer bir tablo ortaya çıktı. İdrar örneklerine dayalı analizlerde, sodyum oranı en yüksek olan erkeklerin genel obezite riskinin 6 kat, karın obezitesi riskinin ise 4,7 kat fazla olduğu belirlendi.

TUZUN BİYOLOJİK ETKİLERİ İNCELENİYOR

Araştırmacılar, yüksek tuz tüketiminin yalnızca aşırı kalori alımı değil, tokluk hormonları, bağırsak mikrobiyotası ve vücut bileşimi gibi biyolojik mekanizmalar üzerinden de obeziteye katkıda bulunabileceğini ifade etti. Ayrıca, fazla sodyum alımının genellikle aşırı işlenmiş gıdaların fazla tüketimini yansıttığına dikkat çekildi.

BİREYSEL ÖNLEM YETMİYOR

Uzmanlar, bireysel farkındalık ve tuz kısıtlaması kadar, gıda endüstrisinin sodyum oranlarını düşürme yönünde adımlar atmasının da hayati önem taşıdığını vurguluyor. Finlandiya’da 1970’lerden bu yana tuz tüketimi önemli ölçüde düşmesine rağmen, 2007’den bu yana bu seviyenin sabitlendiği ve hâlen DSÖ’nün önerdiği günlük 5 gram sınırının üzerinde olduğu bildiriliyor.

“Günlük tüketilen gıdaların ne kadar tuz içerdiğine dikkat etmek gerekiyor” diyen araştırma ekibi, obeziteyle mücadelede sadece bireylerin değil, politika yapıcıların ve gıda sektörünün de sorumluluk alması gerektiğini belirtiyor.