C-reaktif protein yüksekliği nedir?

C-reaktif protein (CRP), vücutta iltihabi bir durum geliştiğinde karaciğer tarafından üretilen ve kana salınan bir protein türüdür. Sağlıklı bireylerde oldukça düşük seviyelerde bulunan CRP, bağışıklık sisteminin aktif hale geldiği durumlarda hızla yükselir. Kan testiyle ölçülen bu değer, vücuttaki enfeksiyon ya da inflamasyonun düzeyi hakkında önemli ipuçları verir.

CRP seviyesinin yüksek çıkması, vücutta bir sorun olduğuna işaret etse de tek başına spesifik bir hastalığı göstermez. Özellikle bakteriyel enfeksiyonlar, virüs kaynaklı hastalıklar, romatizmal rahatsızlıklar ve bazı otoimmün hastalıklar CRP’yi ciddi şekilde artırabilir. Ayrıca kalp-damar hastalıkları, obezite, diyabet gibi kronik rahatsızlıklar ve bazı kanser türleri de yüksek CRP ile kendini gösterebilir.

Uzmanlar, CRP değerinin 5 mg/L’nin üzerinde olmasının dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Değerin 100 mg/L ve üzerine çıkması ise ciddi bir enfeksiyon ya da sepsis gibi acil müdahale gerektiren bir tabloya işaret edebilir. Ancak CRP, tek başına tanı koydurucu bir test değildir. Doktorlar, hastanın şikâyetleri, fizik muayene bulguları ve diğer laboratuvar testleriyle birlikte CRP değerini değerlendirerek teşhis koyar.

CRP yüksekliğinin tedavisi, tamamen altta yatan hastalığın ne olduğuna bağlıdır. Enfeksiyon varsa antibiyotik tedavisi, romatizmal hastalık varsa antiinflamatuar ilaçlar kullanılır. Ayrıca sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek, dengeli beslenmek, egzersiz yapmak ve sigaradan uzak durmak da CRP seviyesini düşürmede önemli rol oynar.

C-reaktif protein testi, basit bir kan örneğiyle yapılan ve kısa sürede sonuç veren önemli bir göstergedir. Vücudun sessiz alarmı olarak da tanımlanan bu değer, herhangi bir belirti olmasa bile bazı ciddi hastalıkların erken tanısında kritik rol oynayabilir. Bu nedenle yüksek CRP tespiti durumunda mutlaka bir uzmana başvurulmalı ve gerekli tetkikler zaman kaybedilmeden yapılmalıdır.