Gençlerbirliği'nde yine isim krizi! "Sadece Gençlerbirliği bize yeter"

Ankara'nın köklü kulüplerinden Gençlerbirliği, tarihinin belki de en tartışmalı kararlarından birine hazırlanıyor.

Gençlerbirliği'nde yine isim krizi! "Sadece Gençlerbirliği bize yeter"

Başkan Osman Sungur ve yönetimi, kulüp isminin başına bir marka eklenmesi fikrini gündeme taşıdı. Gamador, Çitlekçi ve SOCAR gibi firmaların adı anılırken, kulüp camiası ve taraftarlar bu gelişmeye sert tepki gösteriyor. Kırmızı-siyahlıların 101 yıllık tarihinde bu tür bir uygulama hiç olmadı. Daha önce benzer bir girişimde bulunan Niyazi Akdaş da taraftar baskısıyla geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Şimdi aynı senaryo, daha organize ve daha ciddi bir şekilde yeniden sahnede.

Yönetim, isim sponsorluğu yoluyla kulübe maddi kaynak yaratmak istiyor. Gelirlerin yetersizliği, borç yükü ve tesis yatırımlarının finansmanı gibi gerekçeler öne sürülüyor. Ancak taraftarlar, "Gençlerbirliği'nin adı satılık değil" diyerek bu karara kesin bir dille karşı çıkıyor. Sosyal medyada açılan etiketler, yapılan açıklamalar ve tribün gruplarının ortak bildirileri, tepkilerin boyutunu net biçimde ortaya koyuyor.

Gençlerbirliği taraftarı, kulübü “ticari bir tabela” olarak görmüyor. Türkiye futbolunun en eski ve bağımsız kulüplerinden biri olan Gençlerbirliği, hem geçmişi hem de kültürüyle farklı bir yerde duruyor. Taraftarın temel itiraz noktası da tam olarak bu. Taraftarlar puan durumuna baktığında sonunda A.Ş olmayan, önünde marka olmayan bir takımın taraftarı olmakla övünç duyuyorlar.

Yönetimin adı geçen firmalarla görüştüğü, özellikle enerji devi SOCAR ile ciddi bir müzakere yürüttüğü iddia ediliyor. SOCAR’ın futbol yatırımlarına sıcak baktığı biliniyor, ancak kamuoyundaki olumsuz algı nedeniyle şu an için resmi bir açıklama yapılmış değil. Çitlekçi ve Gamador isimleri ise daha çok sosyal medya paylaşımlarında dolaşan bilgilerden ibaret. Ne var ki, hangi marka olursa olsun, taraftar açısından fark etmiyor. Tepki, markalara değil, doğrudan “isim satışı” fikrine.

Tartışmanın bir diğer boyutu da hukuki ve tüzüksel zemine dayanıyor. Gençlerbirliği Spor Kulübü'nün mevcut tüzüğünde kulüp isminin değiştirilmesi ya da önüne marka eklenmesi konusunda açık bir hüküm yok. Ancak böyle bir karar alınması halinde Genel Kurul’un onayı gerekebilir. Bu da olası bir oylama süreciyle, tartışmanın daha da büyümesi anlamına geliyor.

Futbol kamuoyunda örnekleri mevcut: İstanbulspor, Rams Başakşehir, Bitexen Giresunspor, VavaCars Fatih Karagümrük… Bu takımlar isim sponsorluğu ile gelir yaratmayı seçti. Ancak Gençlerbirliği farklı bir kulüp. Profesyonel futbolun her geçen gün daha fazla şirketleştiği bir dönemde, Ankara’daki kırmızı-siyahlı yapı hala "dernek kulübü" kimliğini koruyor. Ve bu kimliği korumak, sadece bir gelenek değil, taraftar için bir varoluş meselesi.

Yönetimin “ya sponsor ya kriz” şeklindeki yaklaşımı ise, bazı taraftarlar tarafından “duygusal baskı” olarak değerlendiriliyor. Kimilerine göre bu bir şantaj, kimilerine göre ise yönetsel yetersizliğin bahanesi. Zira kulübün gelir artırıcı başka yolları da bulunabilirken, ilk çözüm önerisinin kulüp isminin satışı olması, güven sorununu daha da derinleştiriyor.

Önümüzdeki günlerde bu konuda nasıl bir adım atılacağı, sadece Gençlerbirliği camiasını değil, Türk futbol kamuoyunu da yakından ilgilendiriyor. Çünkü mesele yalnızca bir isim değişikliği değil, bir kulübün geleceğini hangi değerler üzerine inşa edeceğine dair temel bir tercih.

Taraftar ise kararını çoktan vermiş durumda:
"Sadece Gençlerbirliği bize yeter"