Suça sürüklenen çocuk düzenlemesi endişe yaratıyor: Islah yerine cezalandırma mı geliyor?

“Suça sürüklenen çocuk” tanımı ve 15-18 yaş grubu için uygulanan ceza indirimleri yeniden gündemde. Av. Dilan Çiftçi, Yeni Ankara'ya yaptığı özel açıklamasında, olası düzenlemenin çocukların ıslahı yerine cezaların ağırlaştırılmasına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Suça sürüklenen çocuk düzenlemesi endişe yaratıyor: Islah yerine cezalandırma mı geliyor?

Türkiye’de çocukların cezai sorumluluğu ve “suça sürüklenen çocuk” ifadesi son dönemde yeniden tartışmaya açıldı. Ahmet Minguzzi davası sonrası kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu konu, Adalet Bakanlığının 15-18 yaş grubu için ceza indirim oranlarını gözden geçireceğini açıklamasıyla birlikte siyasi ve hukuki bir boyut kazandı. Avukat Dilan Çiftçi, Yeni Ankara'ya yapılacak düzenlemelerin çocukların ıslahı yerine cezaların ağırlaştırılmasına yol açabileceğini vurguladı.

AHMET MİNGUZZİ DAVASI SONRASI TARTIŞMALAR ALEVLENDİ

“Suça sürüklenen çocuk” ifadesi, özellikle toplumda geniş yankı uyandıran Ahmet Minguzzi davasının ardından tartışılmaya başlandı. Av. Dilan Çiftçi’ye göre bu konu, sosyal medyada daha önce de çocukların işlediği suçlarda uygulanan indirimler nedeniyle eleştiriliyordu. Çiftçi, terimin eleştirilmesinin temel nedenini şu sözlerle açıkladı:

"Söz konusu terim özellikle toplumda büyük yankı uyandıran Ahmet Minguzzi davasından sonra tartışılmaya başlandı. Fakat bundan önce de sosyal medyada 18 yaşından küçük çocukların işlediği suçlarda indirim uygulanması hususları eleştiriliyordu. Ancak bu dosyanın medyatikliği ile konu daha fazla duyulur hale geldi. Terimin eleştirilme sebebi, işlenen suçların çocuk kelimesinin masumiyetini barındırmaması ve özellikle 15-18 yaş aralığındaki çocukların eylemlerinin bilincinde olmasının savunulmasıdır. Kanaatimce yapılan eleştiriler realiteden uzak, duygusal boyutta eleştiriler. Fakat bu terimin çok fazla gündem olması nedeni ile siyasi arenada düzenleme konuları konuşulmaya başlandı."

ADALET BAKANLIĞI CEZA İNDİRİMLERİNİ GÖZDEN GEÇİRİYOR

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türk Ceza Kanunu’nun 31. maddesinde yer alan 15-18 yaş grubu için uygulanan ceza indirim oranlarının gözden geçirileceğini açıkladı.

Çiftçi ise yapılacak düzenlemenin risklerine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Halihazırda ceza kanunumuzda değiştirilmesi ve revize edilmesi gereken birçok konu var. Bu, cezai artırıma gitmek değil, ıslah kabiliyetini artıracak değişiklikler olmalı. ‘Suça sürüklenen çocuk’ kavramı üzerinde yapılacak düzenlemeler maalesef birçok çocuğu kaybetmemize sebebiyet verecek. Özellikle siyasi suçlardan soruşturma geçiren çocukların cezalarında ciddi oranda artırıma yol açacak. Bu da aslında toplumu sessizleştirme politikasının bir parçası haline gelecek. Unutmamalıyız ki aylar önce siyasi lider İmamoğlu tutuklandığında sokaklarda eylem yapanların yaş aralığı 15-18’di."

TÜRKİYE’DE REHABİLİTASYON SÜREÇLERİ YETERSİZ

Çiftçi, Türkiye’deki rehabilitasyon süreçlerinin yetersizliğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Türkiye’deki ceza sistemi, mevcut sosyal çürüme nedeniyle doldur-boşalt sistemine dönmüş durumda. Sosyal çürümeden bahsediyoruz çünkü bugün ‘suça sürüklenen çocuk’ kavramının konuşulmasının en büyük sebebi, bu çürümenin ailelere ve dolayısıyla çocuklara yansımasıdır. Türkiye’de gelişmemiş bir ıslah mekanizması olması sebebiyle, çocuklar cezalarını infaz edip topluma döndüklerinde ıslah edilmemiş oluyorlar. Oysa uygulanması gereken, Kuzey ülkelerindeki gibi çocukları eğitim, bilim ve yetenekleri doğrultusunda kalifiye işlere yönlendirmektir. 15 yaşında cezaevine giren bir çocuk, 4 duvar arasında kaldığı süreçte yaptığı eylemi sorgulayıcı eğitimler almalı. Halihazırda Türkiye’deki cezaevleri ve ıslahevleri, çocuklar için aile konutlarından daha huzurlu olarak nitelendiriliyor. Ülkedeki ekonomik kriz ve çöken eğitim sistemi, ailelerin ahlaka aykırı koşullarda para kazanmaya çalışmasına ve çocuklarına örnek teşkil edecek bir şey sunamamalarına neden oluyor. Özetle suçlu olan çocuklar değil, toplumdur."

YAŞ KÜÇÜKLÜĞÜ VE İSNAT YETENEĞİ TARTIŞMASI

Çiftçi, Türk Ceza Kanunu’nda çocukların cezai ehliyetinin yaş küçüklüğü ve isnat yeteneği dikkate alınarak değerlendirildiğini belirterek şöyle konuştu:

"Türk ceza hukukunda ceza ehliyeti, çocuğun akli melekelinin gelişmişliği ile ele alınıyor. Bu nedenle TCK madde 31’de 0-12, 12-15 ve 15-18 yaş aralıkları için farklı düzenlemeler bulunuyor. Günümüz TCK’sı 54 kez değişiklik geçirmesine rağmen temelini 1889 tarihli İtalyan Zanardelli Yasası’ndan alıyor. Bu noktada Avrupa’nın birçok ülkesinin uyguladığı yaş aralığı prosedürleri Türkiye’de de uygulanıyor. Sistem, psikolojik ve fiziksel gelişim göz önünde bulundurulduğunda 2000’ler öncesi için uygundu. Ancak günümüzde çocukların daha geç olgunlaştığı ve toplumdan daha soyut bir şekilde yaşadığı düşünüldüğünde işlevsiz hale gelmiş durumda. 2000’ler öncesinde yaşayan 15 yaşındaki bir çocuk ile günümüz 15 yaşındaki çocuğunun olgunluk seviyesi kesinlikle benzerlik göstermiyor. Günümüzdeki çocuklar çok daha az sorumluluk alarak büyüyor ve olgunlaşmalarının önüne aile ya da ülke koşulları geçiyor. Bu nedenle iyileştirici düzenlemelerin, çocuk psikiyatristleri ve psikologlarıyla iş birliği içinde hazırlanması gerekiyor."

YENİ DÜZENLEME ENDİŞE YARATIYOR

Çiftçi, yapılması planlanan düzenlemeye dair endişelerini ise şöyle dile getirdi:

"Maalesef bizim gibi hukuk duvarı harap edilmiş ülkelerde böylesi bir düzenleme, siyasi suçlarla suçlanan çocukların zarar görmesine ve iktidarın gençlerin özgürlükçü hareketlerini engelleme isteğine yardımcı olmaktan öteye gidemeyecektir. Çocuk kavramının anlamı bilinmeden göz kapalı savunulan bir konu bu. Toplumumuz son yıllarda fikir sahibi olmadan zikir sahibi olmayı adet edindiği için, sonunu düşünmeden hukukçular tarafından olumsuz karşılanan bir düzenleme söylemine sebebiyet verdiler. Düzenleme ihtimali hali hazırda beni ve birçok hukukçuyu endişeye sürüklemiş durumda. Çünkü yargılanan kişinin ‘suça sürüklenen çocuk’ olması, takdiri değil mecburi bir indirime götürüyor yargıçları. Fakat cezai artırıma serbestlik getirilirse, propaganda yapan bir çocuk 5 yıl hapis cezası alabilecek konuma gelebilir."