PKK'lılara genel af mı geliyor? Bakan Tunç açıkladı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfında düzenlenen Yargı Teşkilatı Toplantısı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelerek yargı, terör, siber suçlar ve yeni anayasa çalışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Tunç, özellikle terör örgütleri ve silah bırakma süreciyle ilgili sorulara net yanıt vererek, “Böyle bir pazarlık sürecine devlet girmez. Bu bir hukuk devletinde olamaz.” dedi.

YARGIYA GÜVEN VE DEZENFORMASYON UYARISI

Tunç, toplantıda yargıya güvenin önemine dikkat çekti. Sosyal medyada yayılan yanlış bilgilere örnek olarak Ceren Özdemir davasını gösterdi:

“Herkesin tanıdığı bir gazeteci YouTube’dan ‘Ceren Özdemir’in katili açık cezaevine çıktı.’ diye yayın yaptı. Adam hala yüksek güvenlikli cezaevinde ve çıkması mümkün değil ama milyonlarca kişi bunu gördü, adalete güven zedelendi.”

Bakan Tunç, bazı basın mensuplarının dezenformasyon yayarak kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını ifade ederek, sosyal medyada veya haberlerde görülen bilgilerin doğruluğunun araştırılması gerektiğini vurguladı.

SİBER SUÇLARLA MÜCADELE: 11. YARGI PAKETİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ

Siber suçlar konusuna değinen Tunç, İzmir’deki bir olayda üç polisin 16 yaşındaki bir çocuk tarafından öldürüldüğünü hatırlattı. Tunç, suçların internet ortamında planlandığını ve dijital suçların tespitinin zor olduğunu söyledi.

Bakan, siber suçlarla mücadelede Türkiye’nin uluslararası boyutta da aktif olduğunu belirterek, Vietnam’da imzalanan Birleşmiş Milletler Siber Suç Sözleşmesi’ne dikkat çekti. Tunç, 11. Yargı Paketi’nde bilişim suçlarına yönelik düzenlemeler yapıldığını belirterek, çocukların suçta araç olarak kullanılmasına yönelik cezaların artırılacağını açıkladı.

“Örgüt faaliyeti çerçevesinde çocuklar araç olarak kullanılırsa, örgüt yöneticilerine verilecek ceza artırılacak. Alt sınır 7 yıl 6 aydan 11 yıl 3 aya, üst sınır ise 15 yıldan 30 yıla kadar çıkabilir.”

ÖRGÜT SUÇLARI VE CEZA ARTIŞLARI

Tunç, 11. Yargı Paketi’ndeki düzenlemelerle örgüt kurma, yönetme ve üyelik suçlarının ceza sınırlarının yükseltildiğini söyledi:

• Örgüt kurma ve yönetme: 4-8 yıl → 5-10 yıl

• Örgüt üyeliği: Üst sınır 4 yıl → 5 yıl

• Silahlı örgüt yöneticisi: 5-12 yıl → 7 yıl 6 ay – 15 yıl

Bakan, bu düzenlemelerle suçla mücadele ve toplumsal huzurun artırılmasının amaçlandığını belirtti.

TERÖRLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ AŞAMALAR

Tunç, TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına değinerek, 41 yıldır süren terörle mücadelenin ülke için büyük kayıplara yol açtığını vurguladı:

“Artık terör diye bir problemimiz kalmasın istiyoruz. Teröre zemin hazırlayan tüm unsurları ortadan kaldırdık.”

Bakan, silah bırakma sürecinde Milli İstihbarat Teşkilatı ve Milli Savunma Bakanlığının süreci yakından takip ettiğini, Komisyon’un ise sivil toplumdan şehit ailelerine kadar geniş kesimleri dinlediğini belirtti.

SİLAH BIRAKMA SÜRECİNDE PAZARLIK YOK

Tunç, çalışmaların bir pazarlık süreci olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Terör örgütü silah bırakırsa kanun çıkacak gibi pazarlık söz konusu değil. Böyle bir pazarlık sürecine devlet girmez. Komisyon rapor hazırlayacak ve yasal düzenleme gerekiyorsa Meclis adım atacaktır. Milletimizin hassasiyetlerini gözeterek yol alacağız.”

DEMİRTAŞ DAVASI VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI

Bakan Tunç, Demirtaş davasıyla ilgili olarak sürecin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Ceza Dairesi’nde devam ettiğini belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına Türkiye’nin uyduğunu vurgulayan Tunç, “Türkiye, AİHM kararlarına uyma oranında yüzde 91 ile dünya ortalamasının üzerinde. Bazı davalar siyasallaştırılarak yanlış bir algı yaratılıyor.” dedi.

DARBE ANAYASASINDAN KURTULMA VE TOPLUM SÖZLEŞMESİ HEDEFİ

Tunç, Türkiye için yeni anayasanın önemine dikkat çekerek, “Darbecilerin yazdırdığı bir anayasayla yönetiliyoruz. Artık topyekun milletin temsilcileriyle, demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasa yapalım. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ikinci yüzyılının başlangıcında büyük kazanç olur.” ifadelerini kullandı.

Bakan, darbe anayasasından kurtulmanın ve temel hakları önceleyen bir toplum sözleşmesi yaratmanın ülke için kritik olduğunu belirtti.