Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk söyleyen bilim insanı kimdir?
Dünyanın yuvarlak olduğunu söyleyen ilk bilim insanı kim? Bu kişi, Antik Yunan’da yaşamış ve geometrik mükemmelliğin simgesi olan küreyi Dünya’nın şekli olarak öne sürmüştü. Peki, bu sıra dışı düşünür kimdir? İşte tüm detaylar...
Dünyanın yuvarlak olduğu fikri, bugün bilimsel bir gerçek olarak kabul ediliyor. Ancak bu görüşün tarih sahnesine çıkışı, Antik Yunan filozofu ve matematikçisi Pythagoras ile başladı. MÖ 570–495 yılları arasında yaşayan Pythagoras, geometrik mükemmelliğin simgesi olarak küreyi Dünya’nın şekli olarak öne sürdü.
PYTHAGORAS’IN FELSEFİ YAKLAŞIMI

Pythagoras, Dünya’nın yuvarlak olduğunu savunan ilk bilim insanlarından biri olarak biliniyor. Ancak bu görüş, doğrudan gözlemlere değil, daha çok geometrik ve felsefi düşüncelere dayanıyordu. Ona göre küre, evrendeki en mükemmel şekildi ve Dünya’nın da bu formda olması gerektiğini öne sürdü.
GÖZLEMLERLE DESTEKLENEN KANITLAR
Pythagoras’ın öğrencileri ve sonraki Yunan düşünürleri, bu görüşü çeşitli gözlemlerle desteklediler. Örneğin, gemilerin ufukta önce direklerinin görünmesi, sonra yelkenlerin ve en sonunda gövdelerinin ortaya çıkması, Dünya’nın eğimli yüzeyinin bir göstergesi olarak kabul edildi. Ayrıca, farklı enlemlerde farklı yıldızların görünmesi, Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair kanıt sağladı.
ERATOSTHENES: DÜNYA’YI ÖLÇEN BİLİM İNSANI
Pythagoras’ın felsefi önerisinin ardından, Dünya’nın yuvarlaklığını bilimsel olarak kanıtlayan ilk kişi Eratosthenes oldu. MÖ 240 yılında, Mısır’da Asvan ve İskenderiye şehirlerinde yaz gündönümünde güneş ışınlarının oluşturduğu gölge açılarını karşılaştırarak Dünya’nın çevresini hesapladı. Hesaplama yaklaşık 39.000 kilometreye ulaştı ve modern ölçümlerle oldukça yakın bir sonuç verdi.
TARİHİN DÖNÜM NOKTASI
Pythagoras’ın fikirleri, Dünya’nın yuvarlak olduğuna dair bilimsel araştırmaların temelini oluşturdu. Bugün, Eratosthenes’in hesaplamaları ve sonraki gözlemler sayesinde, Dünya’nın şekli hakkında kesin bilgiye sahibiz. Antik Yunan’dan modern bilime uzanan bu süreç, insanlığın evreni anlamadaki kararlılığını gösteriyor.