12 Eylül 1980 darbesi: Türkiye’nin dönüm noktası
12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye’yi siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan dönüştüren bir kırılma noktası oldu. Kenan Evren liderliğinde gerçekleşen müdahale, sağ-sol çatışmalarını bitirirken, gözaltılar, işkenceler ve fişlemelerle tarihe damga vurdu.
12 Eylül 1980 sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri darbe, Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını derinden etkiledi. Saat 3’te başlayan ve TRT ile iletişim hatlarının ele geçirilmesiyle duyurulan müdahale, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren liderliğinde yürütülerek ülke yönetimine el koydu. Darbe, sağ-sol çatışmaları, siyasi istikrarsızlık ve ekonomik kriz gibi gerekçelerle savunulurken, beraberinde yoğun gözaltılar, yargılamalar ve insan hakları ihlalleri getirdi. 44 yıl sonra, darbenin etkileri hâlâ tartışılmaya devam ediyor.
DARBENİN GEREKÇELERİ VE ÖNCESİ

1970’lerin sonlarına doğru Türkiye, yoğun siyasi ve toplumsal çalkantılar içindeydi. Sağ ve sol gruplar arasındaki çatışmalar, binlerce insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. 1978’den itibaren şiddet olayları artarken, PKK’nın kurulmasıyla doğuda da güvenlik sorunları baş gösterdi. 6 Eylül 1980’de Konya’da düzenlenen Kudüs Mitingi, darbe liderleri tarafından “şeriat yanlısı bir kalkışma” olarak nitelendi ve müdahalenin gerekçelerinden biri olarak gösterildi. Mitingde İstiklal Marşı’nın yuhalanması ve şeriat çağrıları, dönemin gergin atmosferini daha da tırmandırdı.
Siyasi istikrarsızlık da darbenin yolunu hazırladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1980’de 124 tur boyunca cumhurbaşkanını seçemedi, bu durum halkta demokratik yollarla çözüm bulunamayacağı algısını güçlendirdi. Ekonomik olarak ise dış ticaret açığı, döviz darboğazı ve 1980’de yüzde 100’ü aşan enflasyon, halkı zorlayan zamlarla birleşti. 24 Ocak 1980 ekonomik kararları, gübreye yüzde 500-800, elektriğe yüzde 78, et ürünlerine yüzde 100 gibi zamlar getirerek toplumsal tepkilere yol açtı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in “70 sente muhtacız” sözü, ekonomik krizin ciddiyetini özetledi.
DARBENİN UYGULANIŞI VE İLK SONUÇLARI

12 Eylül 1980 gecesi saat 3’te başlayan operasyon, TRT, PTT ve stratejik noktaların ele geçirilmesiyle ilerledi. Saat 4’te radyodan duyurulan darbe, Kenan Evren’in saat 13’teki konuşmasıyla halka açıklandı. Evren, müdahalenin amacını “ülke bütünlüğünü korumak, iç savaşı önlemek ve devlet otoritesini yeniden tesis etmek” olarak tanımladı. TBMM ve Demirel hükümeti feshedildi, siyasi partiler kapatıldı, liderler gözetim altına alındı.
Sıkıyönetim ilan edilerek yurt dışına çıkışlar yasaklandı. Millî Güvenlik Konseyi, Evren başkanlığında yasama yetkisini devraldı. Darbe sonrası, resmi verilere göre 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi askeri mahkemelerde yargılandı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi öldü, toplamda yaklaşık 300 can kaybı yaşandı. 48 kişi idam edilirken, 1961 Anayasası kaldırılarak yerine 1982 Anayasası hazırlandı. 7 Kasım 1982’deki halk oylamasında yüzde 91,37 oyla kabul edilen bu anayasa, Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığını da onayladı.
YASAL VE TOPLUMSAL DÜZENLEMELER

Darbe, sağ-sol çatışmalarını durdurarak güvenlik sağlasa da, sert politikalar getirdi. Siyasi partiler kapatıldı, Cumhuriyet Senatosu kaldırılarak tek meclis sistemine geçildi. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kuruldu, kamu kurumlarında başörtüsü yasağı getirildi. Kürtaj yasağı kaldırılırken, yüzde 10’luk seçim barajı sistemi kabul edildi. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun kurulması gibi adımlar, kültürel politikaları şekillendirdi. 1981, Atatürk Yılı ilan edilerek kutlamalar düzenlendi. Ancak, işkence ve fişlemeler, darbenin karanlık yüzü olarak tarihe geçti.
DARBENİN YARGILANMASI VE SONRASI
12 Eylül 2010 referandumunda yüzde 57,88 “Evet” oyuyla darbe liderlerinin yargılanmasının önü açıldı. 7 Nisan 2011’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ilk soruşturma başlatıldı. 4 Nisan 2012’de başlayan davada, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak Şahinkaya’nın 2015’te, Evren’in ise kısa süre önce ölmesiyle dava Yargıtay aşamasında düştü. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası, bu davayı yürüten bazı savcı ve hâkimler FETÖ soruşturmaları kapsamında meslekten ihraç edildi, bazıları yargılandı.
KÜLTÜREL VE TOPLUMSAL ETKİLER

12 Eylül, Türkiye’nin siyasi ve kültürel yapısını kökten değiştirdi. Fişlemeler, işkenceler ve idamlar, toplumda derin yaralar açtı. Başörtüsü yasağı gibi politikalar, uzun yıllar tartışma konusu oldu. Ekonomik olarak enflasyon düşse de, zamlar ve işsizlik halkı zorladı. Darbe, eğitim ve kültürel alanda düzenlemeler getirse de, ifade özgürlüğü ve demokratik haklar üzerinde baskı kurdu. Bugün hâlâ, 12 Eylül’ün etkileri akademik ve toplumsal tartışmalarda yer buluyor. 12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye’nin modern tarihinde bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Güvenlik sağlama amacıyla yapılan müdahale, aynı zamanda insan hakları ihlalleriyle anılıyor. Ankara merkezli bu olay, başkentteki siyasi atmosferi yeniden şekillendirirken, etkileri günümüzde de hissedilmeye devam ediyor.