Yeni Ankara eğitimcilerin sesi oldu! TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, eğitimcilerin mağduriyetini anlattı!

Milli Eğitim Bakanlığında görevli yöneticilerin maaşlarının memur maaşlarına yakın olduğunu belirten TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, eğitimdeki sorunların ve MEB'deki yöneticilerin yaşadığı sıkıntıların çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Yeni Ankara eğitimcilerin sesi oldu! TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, eğitimcilerin mağduriyetini anlattı!

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN), Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan eğitim yöneticilerinin ve diğer eğitim çalışanlarının haklarının iyileştirilmesi için dün Ankara’da MEB binası önünde bir eylem gerçekleştirdi. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce verilen sözlerin hâlâ yerine getirilmediğini vurgulayan TEÇ-SEN Genel Başkanı Ümit Demirel, eğitim çalışanlarının yaşadığı mağduriyetleri Yeni Ankara’ya anlattı.

“MAĞDURİYETLERİ GÖRMEZDEN GELMEK, EĞİTİMDE ÇÖZÜM GETİRMEZ"

Yaşanan mağduriyetlere gözü kapatmanın veya kulağını tıkamanın çözüm üretmediğini belirten Demirel, "Mağduriyetlere göz yummak ve kulak tıkamak, çözüm getirmez. Burada çözüm üretecek merci Milli Eğitim Bakanı’dır. Eğer Milli Eğitim Bakanı çözüm üretmiyorsa, sorumluluk Cumhurbaşkanı'na aittir. Bugün burada olmamızın nedeni, Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yapan yöneticilerimizin, ilçe müdürlerimizin, şube müdürlerimizin, şeflerimizin ve müfettişlerimizin mağduriyetleridir.” dedi.

"EĞİTİMDE KOPUKLUK VAR, MAAŞ DENGESİNİ SAĞLAMAK İÇİN YENİ BİR SİSTEM KURULMALI”

Zammın yanı sıra, vergi dilimindeki artışların da memurlar üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çeken Demirel, "3 ay sonra yüzde 15 olan vergi dilimi, yüzde 20’ye çıkacak. Hatta 4 ay sonra yüzde 27 seviyelerine ulaşacak. Bu durumda memurun maaşından yüzde 5’i vergi olarak kesilecek. Bu sistemde bir kopukluk var. Şefinden şube müdürüne, hizmetlisinden memuruna, ilçe müdüründen genel müdürüne kadar dengeyi kurmak adına bir sistem oluşturulmasını talep ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.

“EĞİTİM YÖNETİCİLERİNİN EK DERS ÜCRETLERİ GERİ VERİLMELİ"

2011 yılına kadar eğitim yöneticilerinin ek ders ücreti aldığını, ancak 666 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu hakkın kaldırıldığını bildiren Demirel, "Bizler yönetici kademesindeki insanlarımızın ek ders ücretlerinin geri iade edilmesini istiyoruz. Aradan geçen 14 yılın sonunda, memurlar, şefler, yöneticiler ve şube müdürlerinin maaşları neredeyse eşitlendi. Bugün Milli Eğitim Bakanı'nın, Bakan Yardımcısı’ndan daha düşük maaş aldığını düşünemeyiz." şeklinde konuştu.

“SEÇİM ÖNCESİ VERİLEN SÖZLER HÂLÂ YERİNE GETİRİLMEDİ”

Özellikle sözlü sınavın kaldırılacağına dair seçim öncesi verilen sözlerin üzerinden 20 ay geçmesine rağmen hâlâ yerine getirilmediğini söyleyen Demirel, "Bu konuda öğretmenlerimiz şu anda oturma eyleminde. Bin 600'e yakın öğretmen yazılı sınavdan aldıkları puanların altında puanlar alarak sözlü sınavda geri plana itildi. Bu mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. 20 bin öğretmen atamasının yapıldığı bir dönemde bin 500 öğretmenin tekrar atanması için bir düzenleme yapılmalıdır. Bu arkadaşlarımız vatan evlatlarıdır, terörist değil, başka bir örgüte bağlı değiller. Yüksek puan almış öğretmenler, sınıflarına ve öğrencilerine kavuşması gerekiyor." diye aktardı.

“EĞİTİMDE EK SORUNLAR YARATMAK YERİNE VAR OLAN SORUNLAR ÇÖZÜLMELİ"

Eğitim fakültelerinden mezun 1 milyon 200 bin öğretmenin mezun olduğunu kaydeden Demirel, “Bugün itibarıyla, eğitim fakültelerinden mezun olan 1 milyon 200 bin öğretmenimiz var ancak Milli Eğitim Bakanlığı, bu öğretmenleri yetersiz buluyor ve üzerine bir iki yıl daha akademi koyuyor. Ancak bu akademinin içeriği ne olacak, nasıl bir eğitim verilecek, sonunda ne olacak, bunlar belli değil. Böyle bir sistemle, sadece 'beyaz gül' veya 'kırmızı gül' istemek gibi bir yaklaşım sergileniyor. Bu çok yanlış bir durum. Eğitimde düzeltilecek onlarca sorun varken, yeni sorunlar eklemek çözüm getirmez.” dedi.

“YAPAY ZEKA İLE EĞİTİM MODELİMİZİ MODERNİZE ETMELİYİZ"

Eğitimdeki modelin değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Demirel, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Eğitimdeki paydaşlar, sendikalar, odalar ve öğretmenlerle bir araya gelerek, yeni bir eğitim müfredatı ve model oluşturmalıyız. Bu model, yapay zeka gibi geleceğin teknolojilerini içermelidir. Şu anda dünyadaki gelişmelere ayak uydurmak adına eğitim sistemimize yapay zekayı entegre etmemiz gerekiyor. Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim modelimizi modernize etmeliyiz. Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için eğitimde yapılması gereken çok iş var. Akademi gibi geçici çözümlerle bu sorunları aşmak mümkün değil.”