Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş Yeni Ankara'ya anlattı: Çocuklar yaz tatilini nasıl değerlendirmeli?
Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş, tatil döneminde ailelerin çocuklarını doğrudan yönlendirmek yerine rehberlik yapması gerektiğini belirterek, “Çocuğun önüne hazır bir şey koymak yerine ona rehberlik etmemiz gerekiyor.” dedi.
Yaz tatilinin başlamasıyla birlikte çocukların tatili verimli ve sağlıklı geçirmesi için Yeni Ankara’ya özel açıklamalarda bulunan Uzman Psikolojik Danışman Merve Kömüş, ailelere rehberlik edecek önerilerde bulundu.
“AİLELER, ÇOCUKLARINI YÖNLENDİRMEK YERİNE REHBERLİK ETMELİ”

Tatil döneminde ailelerin çocukları doğrudan yönlendirmek yerine rehberlik etmeleri gerektiğine dikkat çeken Kömüş, “Çocuğun önüne hazır bir şey koymak yerine ona rehberlik etmemiz gerekiyor. Tatil döneminde aileler, çocuklarından okul ve dersle ilgili etkinlikleri yoğun şekilde yapmalarını istememelidir. Ödev, kitap okuma ve ders çalışmak gibi etkinlikler minimum düzeyde tutulmalıdır. Çünkü tatil, çocuğun dinlendiği ve yenilendiği bir süreçtir. Bu tür akademik çalışmalar çocuğun yaşına göre günde yarım saat, 40 dakika veya en fazla bir saat olabilir; bir saatten fazlasına gerek yoktur. Ayrıca çocukların gün içinde hareket etmeleri çok önemlidir. Bu nedenle onları parka götürmek ve fiziksel olarak aktif olabilecekleri ortamlar yaratmak gerekir. Çünkü hareket, çocukların doğal iyileştirici kaynaklarından biridir ve onlara iyi gelir. Okul zamanı aileler genellikle çocuklarıyla yalnızca akşam saatlerinde vakit geçirebildikleri için, tatil aile ilişkilerini güçlendirmek adına önemli bir fırsattır. Bu dönemde aileler birlikte kutu oyunları oynayabilir, yemek hazırlayabilir, dışarıda yürüyüş yapabilir veya çeşitli oyunlar oynayarak kaliteli zaman geçirebilirler. Tatil süresince ailecek zaman ayırmak oldukça kıymetlidir. Ayrıca kitap okuma alışkanlıkla ilgili bir konu olduğu için, ailecek kitap okuma saati belirlenebilir ve bu etkinlik günlük rutine dâhil edilebilir. Böylece kitap okuma da tatil planlarına eklenmiş olur.” ifadelerini kullandı.
“TATİLDE ÇOCUKLARIN EKRAN SÜRESİNE SINIRLAMA GETİRİLMELİ”

Kömüş, ebeveynlerin çocukların ekran süresini kontrol altına alması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Tatilde çocukların ekran sürelerinin oldukça uzadığını, yaratıcılıklarını kullanmadıklarını ve kendi oyunlarını kurmadıklarını gözlemliyoruz. Bu nedenle, ekran süresine mutlaka bir kısıtlama getirilmesi gerekiyor. Ebeveynlerin bu konuda kontrolü ellerinde tutmaları önemlidir. Ekran süresi, çocuğun yaşı çarpı 10 dakika olarak belirlenebilir. Ayrıca, bu sürenin içine oyun, televizyon ve tablet gibi tüm ekranlar dâhildir; aileler bunları ayrı ayrı değerlendirme eğiliminde olsalar da hepsi bir bütün olarak düşünülmelidir. Ebeveynler genellikle ekran dediğimizde tüm cihazları kapsadığını göz ardı ediyor; bu nedenle öncelikle ekran süresine bir kısıtlama getirilmesi gerekiyor. İkinci olarak ise, her çocuğun müzik, resim ya da genel olarak sanatla ilgili bir alana yönlendirilmesi önemlidir. Bu konuda çalışmalar yapılabilir. Ailelerin, çocuklarının önüne hazır etkinlik veya oyuncak koymak yerine, çocuğun seçtiği şeye rehberlik ederek yön vermeleri, yaratıcılığın gelişmesi açısından gereklidir.”
“ÇOK HAREKETLİ ÇOCUKLAR İÇİN AİLELERİN SINIR KOYMASI ŞART”
Çok hareketli çocukların davranışlarını yöneltmek için ailelerin sınır koyması gerektiğine işaret eden Kömüş, “Bu durumu sınır koyarak bir ölçüde çözümleyebiliriz. Özellikle çok hareketli olan, yalnızca oyun oynamak isteyen ve tatili verimli geçiremeyen çocuklar için kurallar ve sınırlar belirlemek önemlidir. Okul döneminde var olan rutinler tatil süresince kaybolduğu için, bu dönemde yeni rutinler oluşturmalı ve bunları kurallar hâline getirmeliyiz. Aileler, günlük kuralların yer aldığı görsel bir tablo hazırlayarak bunu buzdolabı gibi görünür bir yere asabilir; böylece çocuklar bu tablo üzerinden kendilerini takip edebilirler. Ayrıca sınır koyma sürecinde, çocuk istenmeyen davranışlar sergilediğinde veya zamanını iyi kullanamadığında, mahrumiyet ilkesinden faydalanılabilir. Örneğin, kendisine ya da başkalarına zarar veren davranışlarda bulunduğunda, ertesi gün sevdiği bir şeyden –örneğin abur cubur, harçlık ya da ekran süresi uzaklaştırılabilir. Bu yöntemle aileler, çocuklarını daha sağlıklı bir şekilde yönlendirebilir. Çünkü lise dönemine kadar çocuklar, kendi kendilerini kontrol etmede zorluk yaşayabilirler; bu nedenle aile desteği ve sınır koyma oldukça önemlidir.” şeklinde konuştu.
Kömüş, “Bu nedenle ailelerin çocuklarına rehberlik etmesi ve gerekli araştırmaları yapması gerekiyor. Lise çağındaki çocuklar ise kendi araştırmalarını yapabilir; ancak biz yine de onları belediyelerin düzenlediği etkinlikler gibi fırsatlar hakkında bilgilendirip yönlendirebiliriz. Araştırmayı lise öğrencilerine bırakarak, katılabilecekleri seçenekleri sunabiliriz. Öte yandan, ilkokul ve ortaokul çağındaki çocuklar için ailelerin araştırmayı kendilerinin yapıp çocuklara seçenekler sunması ve ‘Hangisine katılmak istersin?’ diye sorması önemlidir. Bu süreçte ailelerin çocuklara eşlik etmesi gerekmektedir.” dedi.
TATİL SONRASI OKULA DÖNÜŞTE ÇOCUKLAR NASIL HAZIRLANMALI?
Tatilin son iki haftasında çocuklara okul dönemine hazırlık için yapılması gerekenlere de değinen Kömüş, “Tatilin son iki haftasında çocuklara okulun başlamasına yönelik bir ön hazırlık yapabiliriz. Küçük çocuklarda kitap okumak, öyküleştirmek ve masal anlatır gibi okulda yaşayacakları rutinleri hatırlatmak faydalı olacaktır. Uzun bir tatilin ardından tekrar okula gidilecek, her sabah erken kalkılacak gibi ritimler çocuklara yeniden kazandırılabilir. Bu süreçte, okul başlamadan önceki iki hafta içerisinde rutinler yavaş yavaş tekrar eklenerek, geçiş aşaması sağlanabilir. Bu dönemi biraz daha disiplinli geçirip, çocuklara okulda neler yaşayacakları anlatılırsa, çocuklar için olumlu ve rahatlatıcı olacaktır.” diyerek sözlerini noktaladı.