Tükenmişlik sendromu halka da sıçradı! Psikolog Görgün'den sızdırılan rapor sonrası alarm

Ünlülere yapılan uyuşturucu testlerinin sonuçlarının basına sızdırılmasına bazı psikologlar tepki gösterdi. Konu hakkında ulaştığımız Uzman Psikolog Rabia Görgün ise farklı bir görüş açısı sundu.

Tükenmişlik sendromu halka da sıçradı! Psikolog Görgün'den sızdırılan rapor sonrası alarm

Ünlülere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturmasında, test sonuçlarının basına sızdırılması tartışmaları da beraberinde getirdi. İfadeleri alınan 19 kişiden 8’inin testinin pozitif çıktığı iddiası, özellikle sağlık verilerinin gizliliği açısından tepki topladı.

"'MADDE KULLANIMI' OLARAK GÖSTERİLENLER, REÇETELİ PSİKİYSATRİK İLAÇLAR"

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Berker Duman, test sonuçlarının sosyal medyada paylaşılmasının son derece sakıncalı olduğunu belirtti. Duman, bazı listelerde “madde kullanımı” olarak gösterilen isimlerin aslında reçeteli psikiyatrik ilaçları içerdiğine dikkat çekti. Bu durumun hem kişisel sağlık verilerinin korunması ilkesine aykırı olduğunu hem de ruh sağlığı tedavilerini toplum gözünde kriminalize ettiğini ifade etti.

"BU İLAÇLARIN HİÇBİRİ UYUŞTURUCU SINIFINDA DEĞİL"

Benzer bir uyarı Prof. Dr. Hakan Atalay’dan da geldi. Adli Tıp’tan sızdığı iddia edilen listede yer alan ilaçlara ilişkin konuşan Atalay, basında “uyuşturucu” olarak yer alan bazı maddelerin aslında Citalopram, Escitalopram, Mirtazapin, Sertralin, Venlafaksin gibi yaygın kullanılan antidepresanlar olduğunu, Alprazolam’ın ise kaygı giderici bir ilaç olarak reçeteyle verildiğini hatırlattı. Atalay, bu ilaçların hiçbirinin yasadışı uyarıcı ya da uyuşturucu sınıfında olmadığını vurguladı.

"TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA SÜRÜKLENİYORLAR"

Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Uzman Psikolog Rabia Görgün ise konuya farklı bir pencereden yaklaştı.

"Uyuşturucu test sonuçlarının kamuya açıklanması, kişinin ruhsal sağlığı üzerinde nasıl bir etki yaratır?" sorusuna yanıt veren Psikolog Görgün, itibar suikastına dikkat çekti. Ünlülerin içinde bulunduğu durumu da göz önünde bulundurarak halka karşı sorumlulukları olduğunu ifade eden Görgün, "Her şeyi göz önünde yaşadıkları için bu tür haberler onları tükenmişlik sendromuna sürüklüyor. Mesela Dilan tükenmişlik sendromu yaşıyor" dedi.

TÜKENMİŞLİK SENDROMU HAYRANLARA DA SIÇRADI

Görgün, ünlülerin yaşadığı tükenmişlik sendromunun onları takip eden hayranlara da sıçradığına dikkat çekti. "Tükenmişliğe özeniyor insanlar. Herkeste bunu duymaya başladık. İnsanlar izleye izleye kendini onların yerine koyuyor. 'Ben de aynı böyleyim, tükenmişlik sendromu yaşıyorum' diyorlar" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.

"AVANTAJLARINI DA DEZAVANTAJLARINI DA ONLAR YAŞIYOR"

Uzman Psikolog Rabia Görgün, "Toplumun “merak hakkı” ile bireyin “mahremiyet hakkı” arasında nerede çizgi çekilmeli?" sorusuna ise net bir yanıt verdi:

"Bu onların tercihi, kendileri ünlü olmayı seçtikleri için avantajlarını da dezavantajlarını da onlar yaşıyor."

"EMPATİ KURULMALI AMA BU RİSKİ ONLAR GÖZE ALIYOR"

Ortaya atılan iddialar ve tıp raporlarının medyaya saçılması ile ilgili ise "Medya mensuplarına bu tür hassas konuları haberleştirirken ne gibi etik sorumluluklar düşüyor?" sorusuna yanıtı şöyle oldu Görgün'ün:

"Kişisel hakların korunması herkes için geçerli, sadece ünlüler için değil. Öncelikle o kişiyle empati kurulmalı ama medyadaki birinin yapacağı bir şey değil bu. Onlar, bu riski her zaman alıyorlar. Herkesin kişisel haklarına saygı duyulmalı, insan oldukları hatırlanmalı. Tabi bu riski yine dediğim gibi onlar göze alıyor."