Terörsüz Türkiye Komisyonunun perde arkası! Tartışmalar, öneriler ve 12. oturumun şifreleri

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 12’nci toplantısında düşünce kuruluşlarını dinliyor. Komisyonda bugün geçiş süreci hukuku, katılım mekanizmaları ve kamu iletişimi başlıkları gündemde. Önce bugünkü program, ardından önceki oturumların panoraması…

Terörsüz Türkiye Komisyonunun perde arkası! Tartışmalar, öneriler ve 12. oturumun şifreleri

Komisyon, bugün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında 12’nci kez toplanıyor. Program iki oturumdan oluşuyor.

İlk oturumda Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), Rawest Araştırma, Kürt Çalışmaları Merkezi (KSC) ve Ekopolitik Kültür ve Eğitim Araştırma Vakfı (EKEAV) temsilcileri söz alacak.

İkinci oturumda ise Ankara Enstitüsü, Sosyo-Politik Saha Araştırmaları Merkezi (SAHAM), Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) sunum yapacak.

Kuruluşların sunumlarında üç başlık öne çıkacak; geçiş süreci hukuku, katılım mekanizmaları ve kamu iletişimi. Bu çerçevede, siyasal ve idari düzenlemeler, yerel düzeyde istişare ağlarının kurulması, dezenformasyona karşı alınacak önlemler ve kamuoyuna güven verecek iletişim adımları gündeme taşınacak.

KONCA KURİŞ TARTIŞMASI VE GERİLİMLİ OTURUM

Geçen hafta yapılan 11’inci toplantı, Komisyonun bugüne kadarki en gergin oturumlarından biri oldu. İslami Tebliğ Derneği adına yapılan sunumda Konca Kuriş’in 1990’lı yıllarda Hizbullah tarafından öldürülmesine atıfta bulunulması, DEM Parti ve MHP kanadından sert tepkilere yol açtı.

DEM Parti üyeleri, kullanılan ifadeleri provokatif bulduklarını belirterek salonu terk etti. CHP’li üyeler de konuşmayı dinlememe kararı aldı. Tartışmalar uzadıkça oturumun devamı kesintiye uğradı. DEM Parti üyeleri daha sonra yeniden salona döndü.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, tansiyonu düşürmek için müdahale ederek, Komisyonun böylesi konularda karşıt görüşleri barındırabileceğini, ancak “görüş ayrılıklarının sürecin seyrini bozmayacak bir dil ile ifade edilmesi gerektiğini” vurguladı.

AKADEMİSYENLERİN PERSPEKTİFİ

Bir önceki oturumda akademisyenler, çatışma ekosisteminin yalnızca güvenlik ve terörle mücadele boyutuna indirgenemeyeceğini dile getirdi. Sunumlarda sürecin, esnek, kapsayıcı ve katılımcı bir mimari ile yürütülmesi gerektiği ifade edildi.

Dünya deneyimlerinden aktarılan örneklerde, geçiş süreçlerinin toplum katılımı olmadan kalıcı olamayacağına dikkat çekildi. Akademisyenler, Türkiye’nin kendi sosyo-politik bağlamına uygun özgün bir model oluşturması gerektiğini vurguladı. Öne çıkan öneriler arasında:

  • Güven artırıcı adımlar (infaz rejimi ve hak temelli reformlar),
  • Yerel düzeyde istişare mekanizmaları,
  • Hak odaklı hukuk çerçevesi oluşturulması yer aldı.

ESKİ MECLİS BAŞKANLARININ UYARILARI

Komisyonun önceki oturumlarında söz alan eski TBMM başkanları, sürecin sağlıklı ilerlemesi için “üç netliğe” ihtiyaç olduğunu dile getirdi:

Net tanım: Çözülmek istenen sorunun açık şekilde ortaya konması.
Net yetki: Komisyonun sınırlarının ve rolünün belirsizlikten arındırılması.
Net takvim: Toplumda beklenti yönetimi için yol haritası belirlenmesi.

Eski Meclis başkanlarının uyarılarının, Komisyonun dinleme evresinden öneri evresine geçişinde yol gösterici olduğu görüldü.

EMEK ÖRGÜTLERİNİN BARIŞ VURGUSU

Komisyonun 8’inci toplantısında memur ve işçi konfederasyonları sunum yaptı. Konfederasyon temsilcileri, barışın sadece silahların susmasıyla sınırlı olmadığını; aynı zamanda yaşam kalitesi, istihdam, kamu hizmetleri ve bölgesel kalkınma ile desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.

Eşit yurttaşlık, hukuk devleti ve demokratik standartların yükseltilmesi, emek örgütlerinin ortak paydası olarak öne çıktı. Bu çerçeve, bugünkü düşünce kuruluşları oturumuna da ekonomik-sosyal boyut katıyor.