Pakistan ve Hindistan Müslüman mı, dinleri nedir, yöneticileri kimdir?

Hindistan ve Pakistan, Güney Asya'nın iki önemli ülkesi olarak hem tarihsel hem de dinî açıdan farklılıklar göstermektedir. 1947'deki bölünmenin ardından kurulan Pakistan, İslam'ı devlet dini olarak benimsemiş ve nüfusunun yaklaşık %96'sı Müslümandır. Bu oran, Pakistan'ı dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkelerden biri yapmaktadır. Pakistan'da azınlık olarak Hristiyanlar, Hindular ve diğer din mensupları da bulunmaktadır.

Öte yandan Hindistan, laik bir anayasa ile yönetilmekte olup, dinî çeşitliliği ile dikkat çekmektedir. 2011 nüfus sayımına göre Hindistan nüfusunun %79.8'i Hindu, %14.2'si Müslüman, %2.3'ü Hristiyan ve %1.7'si Sih'tir. Pew Araştırma Merkezi'nin projeksiyonlarına göre, 2050 yılına kadar Hindistan, dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip ülkesi olacak ve Müslümanların oranı %18.4'e yükselecektir. Ancak Hindular, %77'lik oranla çoğunluğu koruyacaktır.

PAKİSTAN BAŞBAKANI KİM?

Pakistan'da 2025 itibarıyla Başbakanlık görevini Şahbaz Şerif yürütmektedir. Ancak ülkede ordu, siyasette önemli bir etkiye sahiptir. Genelkurmay Başkanı Asim Munir, özellikle Hindistan ile ilişkilerde sert bir tutum benimsemekte ve stratejik kararlar üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Munir'in, 2024 seçimlerinde İmran Han'ı saf dışı bırakmak için müdahalelerde bulunduğu iddiaları da bulunmaktadır.

HİNDİSTAN BAŞBAKANI KİM?

Hindistan'da ise Başbakan Narendra Modi, 2014'ten bu yana iktidardadır. Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi'nin lideri olan Modi, özellikle Müslüman azınlıklarla ilgili politikaları nedeniyle eleştirilmektedir. 2002'de Gujarat'ta yaşanan ve yüzlerce Müslümanın hayatını kaybettiği olaylarda, Modi'nin yeterli önlem almadığı yönünde suçlamalar bulunmaktadır.

2025 yılı Mayıs ayında, Hindistan'ın Pakistan kontrolündeki bölgelere düzenlediği hava saldırıları, iki ülke arasındaki gerilimi artırmıştır. Hindistan, bu saldırıların, Keşmir'de 26 kişinin ölümüne neden olan terör saldırılarına misilleme olduğunu belirtmiştir. Pakistan ise saldırılarda 31 sivilin hayatını kaybettiğini ve bu eylemlerin savaş ilanı niteliğinde olduğunu ifade etmiştir.

Bu gelişmelerin ardından, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşerek, gerilimin düşürülmesi için diplomatik adımlar atılması gerektiğini vurgulamıştır. Rubio da her iki ülkeye itidal çağrısında bulunmuştur.

Hindistan ve Pakistan, dinî yapıları ve siyasi liderlikleriyle farklılıklar göstermektedir. Ancak her iki ülke de zaman zaman yaşanan gerilimlerle dünya gündemine gelmektedir. Bu nedenle, bölgedeki barış ve istikrarın sağlanması için diplomatik çabaların artırılması büyük önem taşımaktadır.