Hayaller üç çocuk, gerçekler 55 metrekare! Yüzyılın Konut Projesine “en az üç çocuk” sığar mı?

Hükümetin yıllardır tekrarladığı “en az üç çocuk” çağrısı, “Yüzyılın Konut Projesi” tanıtımıyla birlikte yeniden tartışma konusu oldu.

Hayaller üç çocuk, gerçekler 55 metrekare! Yüzyılın Konut Projesine “en az üç çocuk” sığar mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman dile getirdiği, ancak toplumun farklı kesimlerince ekonomik koşullar nedeniyle tepki gören “en az üç çocuk” çağrısı, Yüzyılın Konut Projesi ile birlikte yeniden gündeme geldi. Çünkü projede yer alan örnek dairelerin metrekareleri, bu çağrının pratikte nasıl karşılık bulacağını sorgulatıyor.

EN AZ ÜÇ ÇOCUK İDEALİ VE 55 METREKARE GERÇEĞİ

500 bin konutluk projede 1+1 daireler 55 metrekare, 2+1 daireler ise 65 ila 80 metrekare arasında değişiyor. Başlangıç fiyatı 1 milyon 800 bin TL olan daireler, 240 ay vadeyle 6 bin 750 TL ile 9 bin 938 TL arasında taksitlerle satılacak. Ancak üç çocuklu bir aile için tablo düşündürücü. 20 yıl boyunca borç ödeyecek bir ailenin 55 ya da 65 metrekarelik bir eve sığması gerekecek. Salon, mutfak, iki oda ve bir banyodan ibaret yaşam alanı, “en az üç çocuk” idealinin konut politikalarıyla ne kadar çeliştiğini açıkça gösteriyor.

“BAŞINI SOKABİLECEK” SEVİYEDE BARINMA İMKÂNI

Görüşünü aldığımız uzmanlara göre asgari nitelikte bir konutta kişi başına en az 10–12 metrekare yaşam alanı öngörülüyor. Bu hesapla beş kişilik bir aile için 50-60 metrekare “yeterli” kabul edilse de bu yalnızca barınma düzeyinde bir alt sınır anlamına geliyor. Avrupa standartlarında ise sağlıklı bir aile yaşamı için kişi başına 20-25 metrekare, yani toplamda 100-125 metrekare öneriliyor.

5 KİŞİLİK BİR AİLE İÇİN MAKUL KONUT BÜYÜKLÜĞÜ

Türkiye koşullarında dahi beş kişilik bir aile için makul konut büyüklüğü en az 80-100 metrekare olmalı. Aksi halde çocuklar büyüdükçe kişisel alan sıkıntısı kaçınılmaz hale geliyor. Konut projeleriyle aile politikaları arasındaki bu uçurum, Türkiye’de barınmanın artık yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun haline geldiğini bir kez daha ortaya koyuyor.