Halkın seçtiği ilk başbakan Adnan Menderes’in sandıktan idam sehpasına uzanan hikayesi
Türkiye’nin halkın oylarıyla seçilen ilk başbakanı Adnan Menderes, 27 Mayıs darbesiyle devrildi ve 17 Eylül 1961’de idam edilerek demokrasi tarihine kara bir leke bıraktı. Aradan geçen yıllara rağmen Adnan Menderes, demokrasinin simge isimlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.
Türkiye’nin çok partili hayata geçişinde büyük rol oynayan Adnan Menderes, Serbest Cumhuriyet Fıkrasından başbakanlığa kadar yükseldi. 1950-60 yılları arasında Başbakan olarak görev aldı. Menderes 10 yıllık iktidarında kalkınma hamleleriyle adını duyurdu, ancak siyasi krizler ve toplumsal gerginliklerin ardından 27 Mayıs 1960 darbesiyle devrildi. 17 Eylül 1961’de idam edilen Menderes, demokrasinin simge isimlerinden biri oldu.

Türkiye’nin demokrasi tarihine damga vuran isimlerden biri olan Adnan Menderes, 1899 yılında Aydın’ın Çakırbeyli köyünde doğdu. Kurtuluş Savaşı’nda Kuvâ-yi Milliye saflarında yer alan Menderes, Ankara Hukuk Mektebi’nden mezun olduktan sonra siyasete atıldı. Önce Serbest Cumhuriyet Fırkası, ardından CHP ile Meclis’e giren Menderes, 1945’te parti içinde özgürlük taleplerini dile getiren “Dörtlü Takrir”i hazırlayan isimlerden biri oldu.
CHP yönetimi bu öneriyi reddetti ve Menderes partiden ihraç edildi. Ancak bu ayrılık, onun siyasi hayatında yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Adnan Menderes, 1946’da Celâl Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti’yi kurdu.
“YETER! SÖZ MİLLETİNDİR” SLOGANIYLA GELEN İKTİDAR

14 Mayıs 1950 seçimlerinde Demokrat Parti, oyların yüzde 53’ünü alarak CHP’nin 27 yıllık tek parti iktidarına son verdi. Menderes, halkın oylarıyla başbakanlığa gelen ilk siyasetçi oldu.
İlk yıllarında tarımda makineleşme, köylüye kredi desteği, yollar, barajlar ve okullar gibi altyapı yatırımlarıyla dikkat çekti. Marshall yardımlarının desteğiyle ekonomik büyüme hız kazandı. 1950’de ezanın yeniden Arapça okunmasına izin verilmesi, dini özgürlükler alanında önemli bir adım olarak görüldü. Bu politikalar, halkın geniş kesimlerinde büyük bir memnuniyet yarattı.
EKONOMİK KRİZLER VE BASKILAR

Ancak 1954 seçimlerindeki ikinci büyük zaferden sonra dengeler değişti. Basına yönelik baskılar arttı, muhalif gazeteler kapatıldı. Üniversite öğrencilerinin gösterileri ve muhalefetin susturulmaya çalışılması, kamuoyunda tepki topladı.
1955’teki 6-7 Eylül olayları, iktidarın güvenilirliğini zedeledi. 1958’den sonra döviz sıkıntısı ve yükselen enflasyon halkın yaşamını zorlaştırdı.
27 MAYIS 1960 DARBESİ
![]()
27 Mayıs 1960 sabahı Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koydu. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes ile Demokrat Parti yöneticileri tutuklandı. Yassıada’da başlayan yargılamalar, Türkiye tarihinin en tartışmalı davalarından biri olarak kayda geçti.
Menderes, mahkemede “milletin iradesine sadık kaldığını” savundu. Ancak sonuç değişmedi. 15 Eylül 1961’de verilen idam cezaları, Milli Birlik Komitesi tarafından onaylandı.
TRAJİK SON VE HALKIN TEPKİSİ

17 Eylül 1961’de Adnan Menderes, İmralı Adası’nda idam edildi. O gün, gerçekleştirilen idamlar Türkiye demokrasisinde kara bir leke olarak kayda geçti.
BUGÜN HÂLÂ ANILIYOR
1990 yılında TBMM, Menderes ve arkadaşlarına itibarlarını iade etti. Günümüzde adı üniversitelerden havaalanlarına, meydanlardan caddelere kadar birçok yerde yaşatılıyor. Ölümünün üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen Adnan Menderes, Türkiye’de demokrasi mücadelesinin sembol isimlerinden biri olmayı sürdürüyor.