DEM Partiden barış ve siyasi tutuklular için çağrı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, cezaevinde ziyaret ettiği Demirtaş ve Yüksekdağ’ın mesajlarını Mecliste aktardı. Hatimoğulları, barış sürecinin ilerlemesi için somut adımların atılması ve siyasi tutukluların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
DEM PARTİ Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Meclis Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, cezaevinde bulunan siyasiler ve barış sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları, iki gün önce eş başkan Tuncer Bakırhan ile birlikte Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ı ziyaret ettiklerini belirterek, “Sağlıkları ve moralleri çok yüksek. Barışa olan umutları güçlü ve tüm mücadele arkadaşlarına selamlarını iletiyorlar” dedi.
"SÜRECİN ADI BARIŞSA GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI"
Hatimoğulları, ziyaretlerde edindikleri izlenimlerin önemine dikkat çekerek, mahpusların bu süreçten bir beklentisi olduğunu vurguladı: “Eğer bu sürecin adı barış ise gerekli adımlar atılmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı. Barış tek taraflı adımlarla gerçekleşemez; devlet ve iktidar somut adımlar atmalıdır.”
SİYASİ TUTUKLULARA SERBESTLİK ÇAĞRISI
Hatimoğulları, Kobane davasında yargılanan Selahattin Demirtaş ve diğer tutuklular için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması gerektiğini söyledi. Ayrıca Gezi davasında verilen cezaları eleştiren Hatimoğulları, Osman Kavala, Can Atalay ve Mine Özer’in de derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. “Özgürlük ve adalet mücadelesi, siyasi tutsaklar için durmaksızın sürecektir” diyen Hatimoğulları, seçim bölgelerindeki belediye başkanlarına yönelik operasyonları da eleştirerek, “CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar siyasi niteliktedir. Ekrem İmamoğlu ve diğer seçilmişler, derhal tutuksuz olarak görevlerine iade edilmelidir” ifadelerini kullandı.
"BARIŞIN TOPLUMSALLAŞMASI GEREKİYOR"
Hatimoğulları, yürütülen barış çalışmalarına ilişkin şunları söyledi: “Sahada toplumun her kesimiyle temas ediyoruz; ancak iktidar ve muhalefet henüz somut adımlar atmadı. Barışın toplumsallaşması için güven artırıcı önlemler alınmalı. Bu sürecin başarıya ulaşması için kadınlar ve gençler başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri barışın mimarı olmalıdır.”
DİL VE KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİĞE SAYGI VURGUSU
Meclisin resmi hesabından yapılan Kürtçe paylaşımlara da değinen Hatimoğulları, “Bu tür paylaşımlar toplumsal bir bölünme yaratmaz; aksine farklı dilleri, inançları ve kültürleri tanıma ve kabul etme anlamına gelir. Demokrasi ve Cumhuriyet, Kürt halkını demokratik bir cumhuriyet idealine yaklaştırır ve toplum kazanır” dedi.
SAVAŞ SİYASETİNE ELEŞTİRİ
Hatimoğulları, barış sürecine karşı çıkanların yıllarca çatışma siyaseti yürütmüş kişiler olduğunu belirterek, “Bu kişiler sürecin ilerlemesini engellemeye çalışıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir anne evladının ölmesini istemez; hiçbir baba çocuğunun cenazesini beklemek istemez. Bu topraklarda yaşayan herkes barışın gelmesini ve demokrasinin güçlenmesini ister” dedi.
BÖLGEDEKİ BARIŞIN ANAHTARI DİYALOG VE DEMOKRASİDEN GEÇİYOR
Hatimoğulları, Irak ve Suriye tezkeresinin Meclis gündemine gelmesiyle birlikte, bölgedeki askeri müdahaleler yerine diyalog ve demokratik çözümlere vurgu yaptı. PKK ve PYD’ye karşı öngörülen sınır ötesi operasyonların uzun vadeli güvenlik sağlamayacağına dikkat çekti. Konuşmada, 2014’te Salih Müslim ve heyetiyle Ankara’da gerçekleştirilen görüşmelerin önemine işaret eden Hatimoğulları, benzer diplomatik adımların sürdürülmesi gerektiği vurguladı. Suriye’nin toprak bütünlüğünün, dış müdahaleler yerine kendi iç dinamikleriyle korunmasının öncelikli olduğunu ifade etti.
"KAPSAYICI BİR YAKLAŞIM ÇÖZÜMÜN TEMEL TAŞI"
Bölgedeki tüm etnik ve dini kimliklerin eşit haklara sahip olduğu, özgürlükçü ve demokratik bir Suriye’nin inşasının, Türkiye’nin sınır güvenliğini de doğrudan güçlendireceği dile getiren Hatimoğulları, konuşmada, Kürt, Arap, Alevi, Ermeni, Hristiyan ve diğer tüm toplulukların temsil edildiği kapsayıcı bir yaklaşımın, çözüm ve barış sürecinin temel taşı olduğunu vurguladı.