Bir darbenin anatomisi: 27 Mayıs ve sonrası Türkiye
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk askerî darbesi olarak kayıtlara geçen 27 Mayıs 1960, üzerinden 65 yıl geçmesine rağmen siyasi, toplumsal ve hukuki etkileriyle hafızalardaki yerini koruyor. 27 Mayıs 1960'ta ne olmuştu? Dönemin Başbakanı Adnan Menderes neden idam edilmişti?
Türkiye demokrasi tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri olan 27 Mayıs 1960 askerî darbesi, halkın özgür iradesine ilk büyük müdahale olarak hafızlara kazında ve ardından yaşananlar, ülkenin siyasi ve toplumsal yapısını derinden etkiledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bir grup subay tarafından 27 Mayıs 1960 sabahı gerçekleştirilen askerî müdahale, dönemin iktidar partisi Demokrat Parti'yi (DP) devirdi. Başbakan Adnan Menderes, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve çok sayıda hükümet yetkilisi gözaltına alındı. Bu müdahale, Türk demokrasi tarihine "kara bir leke" olarak geçti.

3. Ordu Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala, Cemal Madanoğlu'na, eğer darbenin lideri kendisinden daha kıdemli değilse ordusuyla birlikte Ankara'ya yürüyüp isyancıları yakalayacağını söyledi. Bunun üzerine darbeden habersiz olan Emekli Orgeneral Cemal Gürsel, Milli Birlik Komitesi’nin başına getirildi.
Bu darbenin sonraki askeri darbelerden farkı ise, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir komuta zinciri dışında gerçekleştirilmiş olmasıdır. Nitekim dönemin Genelkurmay Başkanı da yönetime el koyan askerler tarafından tutuklanmıştır.

DARBENİN ARKA PLANI
1950'de iktidara gelen DP, özellikle ikinci döneminden itibaren "otoriterleşme, muhalefeti baskılama, basına sansür ve yargıya müdahale" gibi gerekçelerle yoğun bir şekilde eleştiriliyordu. Üniversite gençliği ve aydınlar da hükümete karşı seslerini yükseltmeye ve eylemlere başlamıştı. 1960 yılına gelindiğinde ülkedeki siyasi kutuplaşma ve toplumsal gerilim iyice tırmanmıştı.
Ordunun "genç subayları" ülkede giderek artan huzursuzluk ve yönetim krizine çözüm olarak askeri müdahale seçeneğini devreye soktu.
27 MAYIS SABAHI
27 Mayıs sabahı erken saatlerde Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koyduğunu açıkladı. Müdahale, emir-komuta zinciri dışında hareket eden 38 kişilik "Milli Birlik Komitesi" (MBK) tarafından gerçekleştirildi. TSK'nin yönetime el koymasının ardından DP iktidarı sona erdi, anayasa ve Meclis feshedildi.
![]()
YASSIADA YARGILANMALARI VE İDAMLAR
Darbe sonrasından tutuklanan 592 kişi, Yassıada'da özel olarak oluşturulan mahkemede yargılandı. "Anayasayı ihlal" ve çeşitli suçlamalarla açılan davalar sonucundan dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idama mahkûm edildi. Bu kararlar hem yurt içinde hem de uluslararası camiada büyük tepkiyle karşılandı.
YENİ ANAYASA VE SİSTEMDEKİ DÖNÜŞÜM
Darbe sonrası hazırlanan 1961 Anayasası ile parlamenter sistem güçlendirildi, Anayasa Mahkemesi kuruldu ve birçok demokratik hak anayasal güvence altına alındı. Ancak askerin siyasete doğrudan müdahalesi bir gelenek hâline geldi. 1971, 1980, 1997 ve 2007 gibi tarihlerde de dolaylı ya da doğrudan müdahaleler yaşandı.
SİYASAL VE TOPLUMSAL MİRAS
27 Mayıs, kimilerine göre demokrasiyi yeniden inşa eden bir dönüm noktası; kimilerine göre ise halk iradesine karşı yapılmış bir darbe olarak tarihe geçti. Özellikle idamlar, yıllar boyunca kamuoyunun vicdanında derin izler bıraktı.
1980'li yıllarda başlayan demokratikleşme süreçleriyle birlikte Adan Menderes ve arkadaşlarının itibarları iade edildi. 1990 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararıyla isimleri resmî olarak temize çıkarıldı, naaşları devlet töreniyle İstanbul'daki Anıt Mezar'a taşındı.
27 MAYIS HATIRASI
Bugün, 27 Mayıs tüm siyasi yelpazede "demokrasiye darbe" olarak anılıyor. Her yıl yapılan anma paylaşımlarında darbe süreci kınanıyor, milletin iradesinin üstünlüğü vurgulanıyor.