Bir cinayet, bir yasa! Suça sürüklenen çocuklara yeni düzen geliyor

11. Yargı Paketi çocuk adalet sistemini kökten değiştiriyor. Yeni düzenleme, “katil katildir, yaşına bakılmaz” diyenlerle, “çocuğu suçlu yapan koşulları sorgulamak gerekir” diyenleri yeniden karşı karşıya getirdi.

Bir cinayet, bir yasa! Suça sürüklenen çocuklara yeni düzen geliyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi, yeni yasama yılının ilk haftasında adalet sisteminin en hassas konularından biri olan çocuk suçluluğunu gündemine aldı. Adalet Bakanlığı ile TBMM Adalet Komisyonunun ortak çalışmasıyla hazırlanan 11. Yargı Paketi, önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığına sunulacak.

AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, teklifin bu hafta ya da en geç önümüzdeki hafta tamamlanacağını açıkladı. Paketin öne çıkan düzenlemeleri arasında, çocukları suça sürükleyen örgütlere yönelik cezaların artırılması ve suça karışan çocukların infaz sisteminin yeniden tanımlanması yer alıyor.

CEZALAR ARTIYOR, İYİ HAL KALDIRILIYOR

Yeni düzenlemeye göre, çocukları suçta kullanan örgüt yöneticilerine verilecek cezalar yarı oranından bir katına kadar artırılacak. Örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası 10 yıla, örgüt üyeliği suçu ise 4 yıldan 5 yıla çıkarılacak.

Suça sürüklenen çocuklar için de iki farklı yol öngörülüyor:

  • İyi halli çocuklar eğitimevine gönderilecek, kötü halli olanlar ise kapalı cezaevlerinde cezalarını çekecek.
  • 10 yıldan fazla ceza alan çocukların doğrudan kapalı infaz kurumuna gönderilmesi de gündemde.

Ayrıca, yaş küçüklüğü indirimi yeniden tanımlanıyor. 15–18 yaş arasındaki çocuklara verilen ağırlaştırılmış müebbet cezalarında infaz süresi 24 yıldan 27 yıla, müebbet hapis cezalarında ise 15 yıldan 18 yıla çıkarılıyor.

TOPLUMUN TEPKİSİ YASA TASLAĞINI HIZLANDIRDI

2025'in başında 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitirmesi, kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Failin “suça sürüklenen çocuk” statüsünde değerlendirilmesi, toplumda öfke yaratmış; “katil katildir, yaşına bakılmaz” yorumları gündemi sarsmıştı.

Bu olayın ardından hükümet, çocuk suçluluğuna yönelik cezai düzenlemeleri hızlandırdı. Ancak hukuk çevreleri, bu düzenlemenin duygusal tepkiyle hazırlandığı, çocuk adalet sisteminin “onarıcı adalet” ilkelerinden uzaklaştığı görüşünde.

"ÇOCUK ADALET SİSTEMİ CEZALANDIRMA DEĞİL, ONARMA İLKESİNE DAYANIR"

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Kardelen Ateşci, “Suça sürüklenmiş çocuklar mağdurdur. Bu hoşunuza gitmese de gerçek budur.” sözleriyle gündeme gelmişti. Ateşci’nin hedef gösterilmesi üzerine Baro, yazılı açıklamayla yanıt verdi:

Çocuk adalet sistemi, cezalandırma değil; onarma, koruma ve topluma kazandırma ilkelerine dayanır. Bu ilkelere yönelik her saldırı, tüm çocukların geleceğini hedef alır.”

Baro’nun açıklamasında, çocukları cezalandırmak yerine suça iten nedenlerle mücadele edilmesi gerektiği, özellikle yoksulluk, eğitimsizlik ve aile içi şiddet gibi faktörlerin göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulandı.

TOPLUM İKİYE BÖLÜNDÜ: ADALET Mİ, CAYDIRICILIK MI?

Yargı paketinin kamuoyuna yansımasının ardından sosyal medya ikiye bölündü. Bir kesim “suça karışan çocuklara artık hoşgörü gösterilmemeli.” derken, diğer kesim “çocuğu suçlu yapan koşulları tartışmadan adaletten söz edilemez.” görüşünü savundu.

Vatandaşların yorumları, toplumdaki derin ayrışmayı ortaya koyuyor:

  • “Suça sürüklenen çocuk deyip cezayı hafifletmek, suçu teşvik ediyor.”
  • “Katil katildir, yaşına bakmadan cezalandırılmalı.”
  • “Çocukları koruyamayan sistemin hatası cezayla örtülmemeli.”

"AMAÇ AFFETMEK DEĞİL, CAYDIRMAK"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, kamuoyundaki tartışmalara yanıt vererek, paketin “af” niteliğinde olmadığını, “Bu bir infaz düzenlemesi ya da af değildir. Tam tersine, özellikle toplumsal infial yaratan suçlarda caydırıcılığı artırmayı amaçlıyoruz.” sözleriyle vurguladı Tunç ayrıca, 11. Yargı Paketi kapsamında yalnızca çocuk suçluluğu değil, trafikte yol kesme, sanal kumar, dolandırıcılık ve havaya ateş açma eylemlerine yönelik cezaların da artırılacağını belirtti.