5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü: İstanbul, Ege ve Akdeniz kıyıları tehlike altında mı?
5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü, Türkiye'nin denizlerle çevrili coğrafyasında olası tsunami riskine karşı hazırlığın önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 22 Aralık 2015 tarihinde, hükûmetler arası kararla ilan edilen 5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü, tsunamilerin yıkıcı potansiyeline dikkat çekmek ve hazırlık seviyesini artırmak amacıyla küresel çapta önem taşıyor. Japonya öncülüğünde BM tarafından ilan edilen bu özel gün, aktif fay hatlarıyla çevrili Türkiye gibi deniz ülkesi için hayati uyarılar içeriyor. Bilimsel veriler, ülkemizi çevreleyen denizlerde son 3 bin yıl içerisinde 90’dan fazla tsunaminin meydana geldiğini gözler önüne seriyor. Bu tarihsel gerçeklik, Marmara, Ege ve Akdeniz kıyıları için tsunami riskinin göz ardı edilemeyeceğini ortaya koyuyor.
İSTANBUL VE MARMARA DENİZİ’NDE BEKLENEN RİSK

Bilim insanlarına göre, olası büyük İstanbul depremi yalnızca sarsıntıyla değil, denizaltı heyelanlarıyla tetiklenebilecek tsunami dalgalarıyla da tehlike yaratabilir.
1999’daki 17 Ağustos Depremi sonrası Marmara kıyılarında 3 metreye yaklaşan dalgalar kaydedilmişti. Bugün İstanbul'da her ilçe için yapılan denizaltı heyelanı kaynaklı tsunami simülasyonlarının sonuçları incelendiğinde, deprem kaynaklı tsunami etkilerinin değerlendirilmesine benzer şekilde, Marmara Denizi’ne doğrudan kıyısı olan tüm ilçelerde değişken ancak önemli tsunami etkilerinin olacağı belirtiliyor. Kıyı uzunluğu ve bu bölgelerin nispeten düşük kotta yer alması nedeniyle, Silivri ilçesinin en fazla su baskınına maruz kalması bekleniyor.
Silivri’nin yanı sıra Büyükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü ve Avcılar da alarm veriyor. Bu ilçeleri Kadıköy, Maltepe, Fatih ve Küçükçekmece takip ediyor. Yenikapı denizaltı heyelanından kaynaklanabilecek olası tsunamilerde ise, yüksek su baskını alanına sahip ilçeler sırasıyla Bakırköy, Tuzla, Maltepe, Kadıköy, Fatih, Kartal ve Pendik olarak işaret ediliyor.
Bilim insanları, tsunaminin kıyılara ulaşma süresinin 5 ila 20 dakika arasında değişebileceğini belirtiyor. Bu kısa süre, erken uyarı sistemleri ve tahliye planlarının ne kadar kritik olduğunu ortaya koyuyor.
EGE VE AKDENİZ KIYILARINDA BENZER TEHDİT

Ege ve Akdeniz, tarih boyunca çok sayıda tsunamiye tanık oldu. 2017 Bodrum-Kos ve 2020 Seferihisar-Sığacık depremleri sonrası yaşanan küçük çaplı tsunamiler, kıyı yerleşimlerinin ne kadar savunmasız olduğunu gösterdi. Uzmanlar özellikle Güney Ege kıyılarında, büyük bir deprem sonrası ciddi tsunami riski bulunduğunu belirtiyor. Ayrıca denizaltı heyelanları da bu bölgelerde tetikleyici faktör olmaya devam ediyor.
HAYAT KURTARAN UYARI: DENİZ ÇEKİLİRSE DERHAL KAÇIN!

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, tsunami erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Tsunami sırasında can kayıplarının büyük bölümü, insanların denizin aniden çekilmesini merakla izlemesi ya da yeterince uzağa gitmemesi nedeniyle yaşanıyor.
Uzmanların uyarısı ise son derece net ve anlaşılır: deniz kıyısındayken olağandışı bir su çekilmesi veya ilerleme fark ederseniz, bu bir tsunami habercisi olabilir. Zaman kaybetmeden yüksek ve iç kesimlere yönelmek hayat kurtarır.
NE YAPILMALI?

Erken uyarı ve eğitim: Depremle bağlantılı tsunami senaryolarına karşı halk bilinçlendirilmeli ve sistemler geliştirilmeli.
Kıyı yapılaşması: Kıyı bölgelerindeki yapıların dayanıklılığı artırılmalı, dönüşüm projelerinde tsunami etkileri hesaba katılmalı.
Kişisel planlama: Aile bireyleriyle birlikte “deprem sonrası kıyıdan uzaklaşma” planı yapılmalı.
Bilgilendirme: Medya ve yerel yönetimlerin 5 Kasım kapsamında farkındalık içeriği paylaşması, toplumsal bilincin sürekliliği açısından hayati.
NOT: Görseller yapay zekâ programı aracılığı ile oluşturulmuştur.