1929 ekonomik buhranı yeniden mi yaşanacak? Ekonomist Mustafa Özver’den küresel kriz uyarısı

Dünyayı ekonomilerini etkileyen ekonomik buhran tekrar yaşanabilir mi? Ekonomist Mustafa Özver Yeni Ankara’ya konuştu. Detaylar haberimizde...

1929 ekonomik buhranı yeniden mi yaşanacak? Ekonomist Mustafa Özver’den küresel kriz uyarısı

23 Ekim 1929 tarihinde dünyayı etkileyen ve ekonomik krize sebep olan New York Borsası'nda kapsamlı düşüş başladı. Ekonomist Mustafa Özver benzer ekonomik buhranın günümüzde yaşanıp yaşanmayacağına dair Yeni Ankara’ya özel açıklamalar yaptı.

“ETKİLERİ DERİN OLABİLİR”

New York borsasındaki çöküşün tetikleyicilerin günümüzde de olduğunu vurgulayan Ekonomist Mustafa Özver, “Bugünkü durum 1929’daki gibi bir ani patlama değil, daha çok yavaş ilerleyen, ağır bir hararet şeklinde. Küresel düzende tek kutupluluktan çok kutupluluğa geçiş yaşanıyor. ABD ve eski hegemon güçlerin etki alanı daralıyor. Bu da piyasaları tedirgin ediyor. Yani yaklaşan kriz, 1929’daki gibi bir ‘büyüme balonu patlaması’ değil. Jeopolitik ve finansal güç kaymalarından doğan yapısal bir sarsıntı olacak gibi görünüyor. Yavaş geliyor, ama etkileri derin olabilir” dedi.

NECMETTİN ERBAKAN VE SELEM SENEDİ

Dünya ekonomisinin söz konusu durumu tekrar yaşamaması için tavsiyelerde bulunan Mustafa Özver, “Merkez bankalarının sahip olduğu esneklik önemli. Ancak bu esnekliğin arkasında reel üretim desteği yoksa kalıcı çözüm değil, sadece zaman kazandırır. Bu nedenle önerim parasal genişlemenin karşılıksız yapılmamasıdır. Yani para arzı, üretime dayalı senetlerle desteklenmelidir. Bu örnek olarak Necmettin Erbakan’ın ‘Selem Senedi’ kavramını verebilirim. Şirketler gelecekte üretecekleri ürün veya hizmete dayalı olarak ürettikleri bu senetleri piyasaya satıp borçlanabilmeli. Merkez bankası da piyasaya para sürmek isterse bu senetleri satın alarak para arzını artırmalıdır. Böylece piyasadaki her para bir üretim karşılığına dayanır. Bu model hem parasal genişlemeyi ahlaki, dengeli ve üretken bir zemine oturtur hem de krizlerin yükünü halk yerine reel sektörle paylaşır. Kısacası parasal sistem üretim temelli hale getirilirse hem krizler yumuşar hem de refah adil biçimde dağılır” ifadesini kullandı.