Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Ay: Sektörümüz kan kaybediyor!
Öz İplik İş Sendikası, 24 Temmuz Basın Bayramı dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklamada bulunan Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, tekstil sektöründe yaşanan sorunları anlattı.
Öz İplik İş Sendikası ev sahipliğinde 24 Temmuz Basın Bayramı öncesinde basın mensuplarına özel yemek programı düzenlendi. Programda açıklamada bulunan Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, hazır giyim ve tekstil sektörünün dünya pazarında yaşadığı sorunlara dikkati çekti.
"SEKTÖRÜMÜZ KAN KAYBEDİYOR"
Küresel ekonomik belirsizlikler dolayısıyla tekstil sektöründe ithalatın arttığını açıklayan Ay, "Sektörümüz ciddi bir kan kaybı yaşıyor. Küresel ekonomik belirsizlikler, markaları yeni pazar arayışına itti. Bu pazarlardan biri de Türkiye oldu. Ancak ithalat Türkiye’de artmaya devam ediyor. Yıllık bazda hazır giyim ithalatı 2022’ye göre yüzde 55,42 oranında arttı. Bu artış devam ediyor ve ithalat ile ihracat arasındaki makas her geçen gün daha da açılıyor. Cebimizden çıkan toplam para 318 milyar doları buldu. Türkiye'de her zaman gurur duyduğumuz, ihracatta ilk üç sırada yer alan sektörlerden biri tekstildir. Bu sektörün çöküşünü atlatamayız." ifadelerini kullandı.
"YERLİ VE MİLLİ OLAN TEK SEKTÖR TEKSTİL SEKTÖRÜ"
Hazır giyim ve tekstil sektörünün ülke ekonomisine katkılarından bahseden Ay, "Pamuktan nihai ürüne kadar tamamen yerli ve milli olan tek sektör tekstil sektörüdür. Bu sektörü ayakta tutan bizleriz. Ancak ucuz iş gücünün bir sonu var. Türkiye’deki emek kullanılıyordu, şimdi ise bu kaynak da tükenmek üzere. Sıkıntı; emeğin sıkıntısı. Sektörün üretim araçlarının elimizden gittiğini görüyoruz. Bugünkü durum, geçmişteki krizlere benzemiyor. İşverenlere sesleniyorum: Rekabeti artık sadece fiyatla değil, kaliteyle yapmak zorundayız. 10 yıldır her toplantıda 'markalaşmamız lazım' diyoruz. Markalaşmanın ne kadar kıymetli olduğunu artık çok daha iyi anlıyoruz. Bu sürece 'dur' denilmezse, elimizdeki parayı ithalat yoluyla dışarıya göndermeye devam edeceğiz." açıklamasında bulundu.

"BÜYÜK İSTİHDAM DEPOSU"
Başkan Ay, sektördeki kadın istihdamına dikkati çekerek, "Bu sektör aynı zamanda büyük bir istihdam deposudur. Kadın-erkek dengesinin en yakın olduğu, kadınların yoğun bir şekilde çalışabildiği tek sektör tekstil sektörüdür. Hatta hazır giyimde kadın çalışan sayısı erkek çalışanlardan daha fazladır. Ancak yalnızca nisan ayından bu yana 2 bin 960 iş yeri kapandı. Toplamda 7 bin 805 iş yeri artık yok. Her gün iş bulması gereken binlerce emekçimiz var." dedi.
"TARİFE SAVAŞLARI SEKTÖRÜ ETKİLİYOR"
Türkiye'nin pazar haline geldiğini söyleyen Ay, şunları kaydetti:
"Tarife savaşları sektörümüzü ciddi anlamda etkiliyor. İlk açıklandığında bazı rakiplerimize göre düşük tarifede kaldığımızı düşündük. Ancak günün sonunda öyle olmadı. Örneğin, Çin’deki tarife duvarlarının yükseltilmesi, bu ülkenin yeni pazarlara yönelmesine neden oldu. Bu pazarlardan biri de Türkiye oldu. Şimdi bizim ürettiğimiz ürünü, bize satmaya başladılar.
Yurt dışına gitmek çözüm değil. Gerçek çözüm yine bu ülkedeki emekçilerdedir. Biz işverenler ve yönetenler olarak bu sorunlara çözüm üretmek zorundayız. Dünya ile rekabet edebildiğimiz bu sektörü elimizden kaybetmemeliyiz. Bugün önlem alabiliriz, ama yarın çok geç olacak. Biz her gün sahadayız. Emekçi kardeşlerimizi ziyaret ediyor, işverenlerle görüşüyoruz.
Bu kriz, emeğin değersizleştirilmesidir. Emekçiler örgütlenerek birlikte hareket etmelidir. Bu yönde önlerindeki engeller kaldırılmalı. Atılacak en kıymetli adım budur. Asgari ücret, insanca yaşanabilir bir seviyeye gelmelidir. Teşvikler iş yeri bazlı değil, emeği gözeten teşvikler olmalıdır. EYT süreciyle birlikte birçok kalifiye iş gücü kaybedildi. Kadın emeğinin yoğun olduğu bir sektördeyiz; bu alandaki teşvikler yeniden ele alınmalıdır. Bu ülkenin çarkları alın teriyle dönüyor. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Bizler emeğin örgütlü gücüyüz."
ÖRGÜTLENME ORANI YÜZDE 10
Sektörde örgütlenmenin yetersiz olduğunu belirten Ay, "Örgütlenme oranımız yalnızca yüzde 10. Bunun önündeki en büyük engel ise yasal düzenlemelerdir. Devletin çalışanlar üzerindeki vergi yükünü hafifletmesi gerekmektedir. Vergi dilimleri arasındaki makas çok kısa. İşçiler yılı çok yüksek vergi dilimleriyle tamamlıyor ve bu da ücret kayıplarını artırıyor." diye konuştu.