Merkez Bankasının faiz kararı ne anlama geliyor? “Siyasi değişim olmadan ekonomide kalıcı düzelme mümkün değil"
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46 çıkardı. Peki bu artış ne anlama geliyor. İşte detaylar....
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politika faizini 350 baz puan artırarak yüksek 46’ya çıkarması, oldukça dikkat çekici ve agresif bir adım olarak yorumlandı. Türkiye'nin bu hamlesi bazı ekonomistlere göre ise ABD'den gelecek faiz indirimine göre yapıldı. Eğer, ABD faiz indirirse ABD sermayesi dışarda daha iyi faiz olan yerlere gider. Yani Türkiye, bu sermayenin gideceği yer olmak istiyor denebilir.
Peki Merkez Bankasının bu hamlesi ne anlama geliyor? İktisatçı Nesrin Nas Yeni Ankara'ya yorumladı.
Eski Anavatan Genel Başkanı İktisatçı Nesrin Nas, Merkez Bankası'nın politika faizini değiştirmediğini üst sınırı değiştirdiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Merkez Bankası politika faizini değiştirmedi onun yerine koridorun üst sınırı yüzde 46'ya çıkardı. Merkez Bankası gecelik işlemleri zaten yüzde 46 üzerinden yapıyordu. Yani artık piyasa 19 Mart sonrasında piyasadaki haftalık faiz olan 42,5 değil yüzde 46 geçerliydi. Üst koridor olarak belirlediği sınırı 46'ya çıkarması son derece olağan. Zaten 19 Mart'tan itibaren yüzde 46 üzerinden yapıyordu."
"MERKEZ BANKASI HALA 46'NIN DA YETERLİ OLACAĞINI GÖRMÜYOR"
Merkez Bankasının son bahara kadar faizi bir düşüş yapmayacağını belirten Nas, konuşmasına şu şekilde devam etti:
"46'yı politika faizi yaptı, Politika faiz, haftalık faiz demektir. İşlemlerini ise gecelik faiz üzerinden yürütüyor. Üst koridoru ise 46'dan yüzde 49'a çıkardı. Demek ki Merkez Bankası hala 46'nın da yeterli olacağını görmüyor. Bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Son bahara kadar Merkez Bankasının faiz indirimi yapacağını düşünmüyorum. Çünkü piyasada çok ciddi bir güven erozyonu oluştu. Merkez Bankası ciddi bir itibar kaybına uğradı."
İktisatçı Nesrin Nas, konuya ilişkin şu şekilde konuştu:
"MERKEZ BANKASI DOLARI SÜREKLİ OLARAK 38'DE SABİT TUTMAYA ÇALIŞACAK"
Merkez Bankası yönetimi şu ana kadar para politikasının gereğinin yapılacağı söylüyordu. Siyasete çokta pas vermeyecekler deniyordu. Ancak 19 Mart bize gösterdi ki siyasete pas vermek bir yana, siyasette belirleyici. 19 Mart operasyonu ekonomi yönetimi ile konuşularak yapılmıştı. Ekonomi yönetimi ise yeterli kaynağımız var, dolara bir hücum olursa bunu karşılayabiliriz ancak sınırlı kalır demişlerdir. Ekrem İmamoğlu, 19 Mart gözaltına alındıktan sonra piyasalarda başlayan harekete müdahale ettiler. Ancak kamu bankalarının bir limiti var. Bu limitler tükenince üç saat içinde döviz 38 TL den 41 TL çıktı. Demek ki çok hazırlıklı değillermiş ya da piyasalar üzerindeki etkisini çok sınırlı görüyorlarmış. Daha sonra ise Merkez Bankası yeniden limitleri artırınca, piyasaya girince dolar kuru 41'den 38 geriledi. Bundan sonra Merkez Bankası doları sürekli olarak 38'de sabit tutmaya çalışacak. Neden çünkü rezervleri eridi. 50 milyar dolara yakın rezerv eridi. Böyle bir problem var ancak bir başka problem ise siyaset değişmeden sadece para politikasıyla ekonomiye yön verilebilirmiş gibi bir algı yaratıldı. Böyle bir şey mümkün değil.
"SİYASET DEĞİŞMEDEN MERKEZ BANKASININ EKONOMİ FAZIYLA EKONOMİYE YÖN VERMEK MÜMKÜN DEĞİL"
Birde dönüp bütçeye bakmak lazım. Harcamalar son sürat devam ediyor. Son üç ayda bütçe açığı 710 milyar TL olmuş. Faiz harcamaları ise 464 milyar TL'ye ulaşmış. Rezervler yanmış, enflasyon beklentisini yüzde 21'den 24'e çıkardılar ki burada da kalmayacak. Siyaset değişmeden Merkez Bankasının ekonomi fazıyla ekonomiye yön vermek mümkün değil.
"GÜVEN RUH GİBİDİR TERK ETTİĞİ BEDENE GERİ DÖNMEZ"
Gerçekten siyasetin etkisi olmasaydı karar yüzde 50 olarak açılırdı. Verilen karara zaten siyaset izin vermiş. Önümüzdeki günlerde 46 mı 49 mu geçerli olacak bunu göreceğiz. Güven ruh gibidir terk ettiği bedene geri dönmez. Piyasalardaki güveni tesis etmek çok kolay değil. Ülkede basın özgürlüğü yok, bu nedenle her şey şeffaf bir şekilde haber yapılamıyor. Bunun sonucunda fısıltı gazetesi devreye giriyor. Kulaktan kulağa bu fısıltı gazetesi bu güvenin oluşmasını engelliyor. Bundan sonra bu fısıltılar artacak. Medyayı bastırdığınız sürece, fısıltı gazetesi etkili olur. Zaten çok kırılgan olan piyasada bu fısıltıların ekonomideki algılar üzerinde çok ciddi sorunlar yaratır. İnsanlar fiziki döviz almaya gidebilirler. Bankadan çevirmeyle fiziki alınan döviz bir değil. İnsanlar fiziki döviz almaya başladığı zaman maalesef bunu karşılayacak bir döviz ülkede yok.
TCMB politika faizi kararı açıklandı! Merkez Bankasından şok kararGüncel
Avrupa Merkez Bankası faiz kararını açıkladıEkonomi