Ekonomide kritik eşik: KKM'de erime hızlanıyor!
Bankacılık sektörünün son haftalık verileri, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında dikkat çekici bir düşüşün sürdüğünü ortaya koydu. İşte faiz ve para politikalarının etkilerini gösteren o çarpıcı haftalık finansal tablo.
Türkiye ekonomi yönetiminin en önemli araçlarından biri olan Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesapları (KKM), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre erimeye devam ediyor. 17 Ekim haftasında KKM bakiyesi, önceki haftaya göre 34 milyar 232 milyon lira daha azalarak 205 milyar 311 milyon liraya düştü.
KKM'DEN ÇIKIŞ STRATEJİSİ BAŞARIYOR MU?
Bu keskin düşüşle birlikte, KKM'nin bankacılık sektöründeki toplam mevduat içindeki payı sadece yüzde 0.8 düzeyinde gerçekleşti. Bu durum, Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin KKM'den çıkış stratejisinin başarıyla ilerlediği yönünde yorumlanırken, piyasaların Türk Lirası mevduat ve kredi piyasasına odaklandığını gösteriyor.
KREDİ HACMİ TIRMANIŞTA
KKM'deki düşüşe rağmen, bankacılık sektörünün kredi verme iştahı hız kesmiyor. Toplam kredi hacmi, sadece bir haftada 62 milyar 527 milyon lira artarak 21 trilyon 307 milyar 946 milyon liraya yükseldi. Toplam mevduat ise bankalar arası işlemler dahil, 901 milyar 654 milyon liralık dev bir artışla 25 trilyon 609 milyar 594 milyon liraya ulaştı.
BİREYSEL BORÇLANMADA ÇELİŞKİLİ TABLO
Haftalık veriler, bireysel borçlanmada çelişkili bir tablo ortaya koydu:
Tüketici Kredileri: 6 milyar 141 milyon lira artarak 2 trilyon 624 milyar liraya çıktı. Bu kredilerin büyük çoğunluğunu 1 trilyon 941 milyar TL ihtiyaç kredileri oluşturdu.
Taksitli Ticari Krediler: Reel sektöre sağlanan destek 36 milyar 716 milyon lira artış göstererek 3 trilyon 165 milyar lirayı aştı.
Kredi Kartı Borçları: Bireysel kredi kartı alacakları, yüzde 2.6 oranında hafif bir düşüş sergileyerek 2 trilyon 478 milyar lira seviyesinde gerçekleşti.
YASAL ÖZ KAYNAKLAR GÜÇLENİYOR
Bankacılık sektörünün finansal sağlamlığı açısından kritik olan yasal öz kaynakları, 32 milyar 32 milyon lira artarak 4 trilyon 535 milyar liraya ulaştı. Bu artış, sektörün sermaye yeterliliği açısından pozitif bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ancak, takipteki alacaklar tutarı da 6 milyar 463 milyon liralık artışla 515 milyar 73 milyon liraya yükseldi. Bu durum, kredilerdeki hızlı artışla birlikte, geri ödeme sorunlarının da arttığına işaret eden bir uyarı sinyali olarak görülüyor.
