Uzmanından çarpıcı tespit! Mesleki eğitim geliştirilmeli, nitelikli iş gücü artmalı
Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in zorunlu lise eğitim süresinin iki yıla düşürülmesi yönündeki açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan eğitimci Lokman Karataş, konuyla ilgili olarak Yeni Ankara’ya özel açıklamalarda bulundu.
Kızılay Final Premium Kurs kurucusu Lokman Karataş, Milli Eğitim sisteminde uygulanan zorunlu lise eğitiminin gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Meslek okullarının sayısının artırılması ve bu okullara başarılı öğrencilerin yönlendirilmesi gerekiyor. Böylece nitelikli meslek erbabı sayısı artacak ve üretim alanında daha kaliteli bir iş gücü oluşacaktır.” dedi.
“SİSTEM MESLEKİ EĞİTİMİ ENGELLİYOR”
Karataş, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından liselerde uygulanan zorunlu eğitimin başından beri sorunlu olduğunu belirterek, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından liselerde uygulanan zorunlu eğitim, en başından beri zaten sorunluydu. Size bu durumu açıklamak için iki önemli tarih vereceğim: Biri 28 Şubat 1997, diğeri ise 2009–2010 yıllarıdır. 28 Şubat sürecinde imam hatip liselerinin ve meslek liselerinin önü kapatıldı. Ancak burada asıl kaybettiğimiz şey şuydu: O dönemde ilkokuldan sonra ortaokul zorunlu olmadığı için, çocuğunu okutmak istemeyen ya da çocuğunun mesleki becerilere eğilimi olduğunu düşünen aileler, çocuklarını çıraklık eğitimine yönlendirebiliyorlardı. Bu sayede çocuklar sanayide bir kaportacının ya da torna-kesme ustasının yanında çalışarak mesleki eğitim alabiliyorlardı. Şu anda uygulanan zorunlu eğitim sistemi, bu imkânı ortadan kaldırmış durumda.” dedi.
“TÜRKİYE’DE MESLEK ERBABI BULMAK GÜN GEÇTİKÇE ZORLAŞIYOR”

Türkiye’de meslek erbabı bulmanın giderek zorlaştığını belirten Karataş, “28 Şubat sürecinden sonra ustalar, 'Liseye geçen adama biz nasıl söz geçireceğiz.' Bu, yapılan ilk yanlıştı. İkinci yanlış ise 4+4+4 sisteminin getirilerek liseyi zorunlu hâle getirmesiydi. Zaten bu sistem başlı başına hatalıydı. Şu anda Türkiye’de en büyük sıkıntılarımızdan biri, meslek erbabı bulamamaktır. Bugün bir ustayla konuştuğunuzda, ‘Yanımda ne çırak var ne kalfa’ diyor. Bir dükkân işletmecisiyle konuştuğunuzda, ‘İşletmeyi devam ettirecek, bu işten anlayan kimse yok’ diye yakınıyor. Bu tabloya baktığınızda, atalarımızın ‘Ağaç yaşken eğilir’ sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görüyorsunuz. 4+4+4 sisteminin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum. Şimdi gündemde 2+2 mi olacak, yoksa 3+1 mi tartışılıyor bilmiyorum. Ancak şu gerçek göz ardı edilmemelidir: Lise eğitimi şu an 4 yıl sürüyor. Matematik için haftada 40 saatten, yılda 32 hafta eğitim alınıyor. Bu da toplamda çok yüksek bir ders saati anlamına geliyor. Örneğin öğrencilere yüzlerce saat matematik dersi veriliyor. Ancak YKS’de öğrencilerin yaptığı ortalama matematik neti sadece 1 küsur civarında. O hâlde burada ciddi bir handikap olduğu açıkça görülüyor.” şeklinde konuştu.
“MESLEĞE YÖNLENDİRME ORTAOKULDAN BAŞLAMALI”
Liselerin zorunlu olmasının yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Karataş, şu ifadelere yer verdi:
“Liselerin zorunluluğu belki tamamen kaldırılmalı. Hatta ortaokulların bile zorunlu olması yeniden tartışılmalı. Eğer zorunluluk kaldırılamıyorsa, en azından bu kademelerdeki ders saatleri azaltılmalıdır. Milli Eğitim dediğiniz kurum, öncelikle ‘eğitim’ kısmına odaklanmalıdır. Mevcut müfredat, tamamıyla akademik bilgiyle doldurulmuş durumda. Ancak liseden mezun olan birçok genç, bırakın akademik başarıyı, bir gömleğin düğmesini bile dikemiyor; temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan bir nesil yetişiyor. Bu durumun oluşmasında ebeveynlerin tutumu ve davranışları da etkili oluyor. Ortaokuldan itibaren çocuklar mesleğe yönlendirilmelidir. Elbette akademik eğitimi tamamen bırakın demiyorum. Ancak bugün ülkemizde yaşanan en büyük sorunlardan biri, meslek liselerinde okuyan öğrencilerin genellikle eğitimde başarı göstermemiş bireylerden oluşmasıdır. Yani en başarılı, en zeki öğrenciler doktor, mühendis oluyor. Geriye kalanlar öğretmen oluyor. Onların da dışında kalanlar başka mesleklere yöneliyor. Bu durum, mesleki eğitimin niteliksizleşmesine ve toplumda hak ettiği değeri görememesine neden oluyor.”
“MESLEKİ EĞİTİM GELİŞTİRİLMELİ, NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ ARTMALI”

Küçük yerleşim yerlerinde okuma ihtiyacı duymayan ailelerin çocuklarını meslek liselerine yönlendirdiklerine işaret eden Karataş, “Köylerde, küçük yerleşim bölgelerinde ya da büyük şehirlerin kenar semtlerinde yaşayan ve okuma ihtiyacı hissetmeyen ailelerin çocuklarını biz meslek liselerine yönlendirdik. Ancak burada önemli bir sorun var: Zeki bir insanın tornavida tutmasıyla, o işi yapamayacak bir insanın tornavida tutması aynı şey değildir. Bu nedenle mesleki eğitimi çok daha ciddi bir şekilde geliştirmemiz gerekiyor. Ankara’da OSTİM Sanayi Bölgesi içerisinde yer alan OSTİM Meslek Lisesi veya Sincan Sanayi Bölgesi içerisindeki Sincan Meslek Lisesi gibi örnekler mevcuttur. Bu tür meslek liselerinin varlığını inkâr etmiyorum. Ancak bu okulların sayısının artırılması ve daha da önemlisi, bu okullara başarılı ve zeki öğrencilerin yönlendirilmesi gerekmektedir. Böylece meslek erbabı olarak karşımıza çıkacak nitelikli bireylerin sayısı da artacaktır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak, sanayi ve üretim alanında daha kaliteli bir iş gücü elde edebiliriz.” ifadelerine yer verdi.