Yozgat’ta ata mirası olan “aşık oyunu” geleneğini yaşatılıyor

Yozgat Yenifakılı'da ikamet eden Kırgız Türkleri binlerce yıllık ata mirası “aşık oyunu” geleneğini sürdürüyor.

Yozgat’ta ata mirası olan “aşık oyunu” geleneğini yaşatılıyor

Doğa şartları, hastalık ve Rusya savaşı nedeniyle 1982 yılında Afganistan'ın kuzeyindeki Pamir Yaylasından zorlu şartlarda göç eden Kırgız Türkleri önce Van'ın Erciş ilçesine yerleşti, 2018 yılında ise 50 aile Yozgat'a göç ederek Yenifakılı ilçesini yurt edindi. Her fırsatta Türkiye için ‘İslam devleti, canımız, kanımız' vurgusunu yapan Kırgız Türkleri kültürlerini hiçbir zaman unutmayacaklarını da ifade ediyor. Yenifakılı ilçesindeki TOKİ konutlarında ikinci aşık oyunu sahasını da faaliyete geçirerek binlerce yıllık aşık oyunu kültürünü de devam ettiriyorlar.
Kırgızlar arasında oldukça ilgi gören aşık oyunu, küçükbaş hayvanların diz kısmında bulunan dört yüze sahip kemikle oynanıyor. Binlerce yıllık tarihe sahip aşık oyununda dairesel bir alanın ortasındaki oyuğa dizilen küçük aşık kemikleri oyuncuların büyük aşık kemiklerini fırlatarak küçükleri bu yuvarlaktan dairenin dışındaki çizgi ile belirlenmiş alanın dışına çıkarılmaya çalışılıyor. Halka dışına çıkarılan kemiklerin halkanın dışına vurularak çıkarılması ile son buluyor.

Ata mirası aşık oyununu 7'den 77'ye tüm Kırgızların severek oynadığını ve büyüklerin küçüklere kültürel miras olarak aşık oyununu öğrettiklerini söyleyen 80 yaşındaki Köçün Tarhan, "Çocukluğumdan beri, 12 yaşımdan beri oynuyorum. Hiç bırakmadım bu oyunu. Şampiyonluğum var madalyam var. Ankara'da ve İstanbul'da şampiyon olduk. Her yerde madalya aldım. Oyun 5 kişi 10 kişi oynanıyor. Az kişi olursa 3'er kişi 2 takım olarak oynuyoruz. Şimdi biz 3 kişiyiz, karşı tarafta 3 kişi. Amacımız yuvarlaktaki aşık kemiklerini dışarıya çıkarmak" dedi.

Aşık oyunu UNESCO'nun maddi olmayan miraslar listesinde yer alıyor.

UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras kavramı, bir topluluğun veya bireyin kültürel mirasının parçası olarak gördüğü bilgi, beceri, uygulama, ifade ve bunlarla ilişkili araç, gereç ve mekanları kapsıyor. Bu miras, nesilden nesile aktarılarak toplulukların kimlik, aidiyet ve kültürel çeşitlilik algısını güçlendiriyor. UNESCO, bu mirası korumak ve tanıtmak için 2003 yılında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi'ni kabul etmiştir.