Ulucanlar Cezaevinde farklı bir etkinlik
Ulucanlar Cezaevi Müzesinde buluşan, Akademisyenler, Gazeteciler ve İçerik Üreticileri sosyal medyanın gazeteciliğe ve hayata etkilerini anlattılar.
T.C. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü, Türkiye Basın Federasyonu, İnternet Medya Birliği Derneği ve Altındağ Belediyesi iş birliğinde gerçekleşen etkinlikte şu görüşler gündeme geldi.
PROF. DR. ZAKİR AVŞAR: DİJİTAL YERLİLER VE DİJİTAL GÖÇMENLER
Dijital yerliler ve dijital göçmenler var. Bizler dijital göçmeniz. Salondaki dinleyicilere baktığımda dijital yerlilerin çoğunlukta olduğunu görüyorum. Onlar dijital çağın içine doğdular. Şimdi ise hepimizin ortak yakınması ise şu, ‘bağımlı mı olduk acaba?’ Çünkü hepimizin elinde akıllı cihazlar var ve bu bizi çok meşgul ediyor. En az 8 saat vakit geçiriyoruz, bu da bir mesai saatine tekamül eder. İnanılmaz bir enformasyon akışı var. Bu akış içerisinde ne yazık ki gençlerimizin deneyimleri bunları değerlendirmeye yetmeyebiliyor. Hangisi dezenformasyon hangisi doğru ayırt edilemeyebiliyor. Bu kısımda sadece gençlerden bahsetmiyoruz. Her yaştan insanlar bu durumu yaşayabiliyor.
GAZETECİ ZAFER ŞAHİN: AV OLMAMAK ÇOK ÖNEMLİ
Dijital çağda, korkunç bir bilgi kirliliğinin olduğu dönemde enformasyon akışı çok hızlı. Ama hepimiz için avantajlar getiren bir dönemdeyiz. Her yerden bilgi akıyor. Bütün yapmamız gereken bu bilgiyi test etmek. Bunu yapmak zorundayız. Medya okuryazarlığı konusunda bilgiye sahip olmamız gerekiyor. Medya okuryazarlığı kurslarına gidin. Bu sayede dijital dünyada kendimize koruma kalkanı oluşturabiliriz. Algıların olgunun yerine geçtiği bir dönemdeyiz. O yüzden av olmamak ve medya okuryazarlığı çok önemli.
GAZETECİ EMİN PAZARCI: AHLAK YOK
Eski dönemin bir ahlakı vardı. Bu dönemin ahlakı yok. Gazeteciler haber yazarken bir ahlakı vardı. İnsanlar, tartıştıkları konu ile ilgili bir haberi gazetede görürse yüzde yüz inanırlardı ve tartışma biterdi. Şimdi öyle değil. Dijitalleşme bunu getirdi. Hiç ilgisi olmayan kişi bile haber üretiyor. Hiçbir ahlaki kural yok bu durumlarda. Bazen de troll hesaplar oluşturuluyor. Bunlar da parayla hareket ediyorlar. Medya insanları bu şekilde yönlendiriyor.
GAZETECİ FATİH ATİK: MEDYADA YER ALMIYORSANIZ VARLIĞINIZ TARTIŞMALI HALE GELİYOR
Öyle bir döneme denk geldik ki, artık medyada yer almıyorsanız, varlığınız bile tartışmalı hale geliyor. Medyalaştırılmayan şey yok hükmünde kabul edilebiliyor. Medyada kendinizi göstermeniz gerekiyor. Bu özellikle siyasetçiler için önemli.
Gelecek kaygısı olan gençlerimize tavsiyem, sosyal medya sizin için iyi bir iş kaynağı, gelir kaynağı olabilir. Bu alana çok para harcanıyor. Edebiyat, görsel sanatlar gibi çeşitli konularda içerik üreticisi olabilirsiniz.
İÇERİK ÜRETİCİSİ İSMAİL HALİS: HERKESİN VARSA DÜNYADA BİR YERİ BEN DE BÜTÜN DÜNYA BENİMDİR DERİM
Sosyal medyaya çok büyük paralar harcanıyor. Seçimlerde siyasetçiler bu alanlara çok büyük yatırım yapıyor. Yeni dönem böyle bir yer. Necip Fazıl Kısakürek’in bir mısrasını hatırlatmak isterim, ‘Herkesin varsa dünyada bir yeri, ben de bütün dünya benimdir derim.’ Dijital evreni konuşuyoruz. Sosyal medya şu demek, ayağınız, gönlünüz bu şehirde ancak ufkunuz, vizyonunuz yeryüzünün her yerinde. Dünya artık bizim.
