Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünü, Ankara Barosu Başkanı Köroğlu anlattı!

Ankara Barosu bugün Ankara'da basın mensupları ile bir araya geldi. Düzenlenen toplantıda çarpıcı açıklamalarda bulunan Ankara Barosu Başkanı Avukat Mustafa Köroğlu, Türkiye'deki ifade özgürlüğünü anlattı.

Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğünü, Ankara Barosu Başkanı Köroğlu anlattı!

Ankara Barosu Başkanı Avukat Mustafa Köroğlu, düzenlenen kahvaltı programında basın mensupları ile bir araya geldi. Köroğlu'nun gündeminde avukatların ve basın mensuplarının meslek hayatlarında yaşadığı sorunlar yer aldı.

"TOPLUMDA KORKU İKLİMİ YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Ankara Barosu'nun toplumla kurduğu bağın önemine dikkati çeken Köroğlu, "İfade özgürlüğünün en çok cezalandırıldığı yer basın oluyor. Ortak mücadele alanını yaratmamız gerektiğini düşünüyoruz. Yargıya intikal etmiş olaylar ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmemiz gerekenler oluyor. Bu konuda daha görünür olmalıyız. Toplumda korku iklimi yaratılmaya çalışıyor ama avukatlarda bu yok. Biz işimizi yaparken tutuklanabileceğimizi biliyoruz bu işin fıtratında var" ifadelerini kullandı.

"ANKARA BAROSU ADALET MÜCADELESİNİN YAŞAYAN HAFIZASIDIR"

Ankara Barosu olarak hukuk ve demokrasi mücadelesi yürüttüklerini dile getiren Köroğlu, şöyle konuştu:

Kuruluşunun üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçen Ankara Barosu, sadece bir meslek örgütü değil; bu ülkenin hukuk, demokrasi ve adalet mücadelesinin yaşayan hafızasıdır. Bu tarihi sorumluluğun bilinciyle, her dönemde olduğu gibi bugün de hukukun üstünlüğü ve savunma hakkı için kararlılıkla çalışıyoruz.

Geçtiğimiz aylarda kamuoyuna sunulan bazı kanun tasarıları, avukatlık mesleğinin bağımsızlığını ve savunma hakkını doğrudan tehdit etmektedir. Özellikle 19 Mart 2025 tarihinden itibaren yaşanan gelişmeler, savunma mesleğini etkisizleştirme niyetinin sistematikleştiğini açıkça göstermektedir. Baromuz, hem bu düzenlemelere hem de meslektaşlarımıza yönelen baskılara karşı her alanda mücadele etmeye devam etmektedir. Baromuz; şiddete karşı baroların onurlu duruşu, genç avukatların sesi, meslek içi eğitim çalışmalarımız ve toplumla kurduğumuz güçlü bağ, bu mücadelenin yalnızca bir kurum değil, bir bilinç meselesi olduğunu ortaya koymaktadır.

"İSTANBUL'DA YAŞANAN HEPİMİZ ADINA ENDİŞE VERİCİDİR"

Dün ise İstanbul'da yaşananlar, hepimiz adına endişe vericidir. Meslektaşımız. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Avukat Kerem Pehlivan'ın hukuka aykırı şekilde tutuklandı. Tutuklanma kararına karşı Çağlayan Adliyesi önünden İstanbul Barosuna yürümek isteyen meslektaşlarımıza emniyet güçleri tarafından yapılan müdahale, sadece biz avukatlara değil, doğrudan savunma hakkına ve hukuk devletine yönelmiş bir tehdittir. Buradan açıkça ifade ediyorum: Savunma susturulamaz. Avukatlara yönelen her müdahale. yurttaşın adalet arayışına vurulmuş bir darbedir. Bizler, bu hukuksuzluğa alışmayacağız. alışılmasına da izin vermeyeceğiz. Ankara Barosu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da baskılara boyun eğmeyen, tarafsız ve bağımsız yargıyı savunan, mesleğin onurunu koruyan bir çizgide yürümeye devam edecektir.

"FATİH ALTAYLI TUTUKLANMASI ZORLAMA TUTUKLAMA"

Geçtiğimiz gün tutuklanan gazeteci Fatih Altaylı hakkında konuşan Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Bininci, Cumhurbaşkanına "hakaretten" tutuklama yapılamayacağını vurguladı. Bininci konuya ilişkin şunları kaydetti:

"Niyet okumaktan ziyade zorlama. Söylenen sözlerde de olan tarihsel bir süreç anlatılıyor. Cumhurbaşkanını indirme sandık yöntemi ile olur. Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklama olmaz. 'Yatarı' olmayan veya kapalı cezaevinde yatarı olmayan haksızca tutuklananlar var en yakın örneği de Ümit Özdag. Ümit hoca iki ay fazladan yattı. Tutuklamayı bir cezalandırma, baskı, tehdit aracı olarak kullanıyor yargı. Bunu gazeteciler ve siyasiler de yaşıyor en son noktada da avukatlar yaşıyor."