Tarladan tezgâha! Adapazarı’ndan Ankara’ya uzanan süt mısır lezzeti
Üretici Baki Doğan, babasından devraldığı mesleği sekiz yıldır Ankara sokaklarında sürdürüyor. Tarlada başlayan emek, seyyar tezgahta tüketiciyle buluşuyor. Doğan, üretimden satışa geçen süreci Yeni Ankara’ya anlattı.
Sekiz yıldır hem üretici hem satıcı olarak faaliyet gösteren Baki Doğan, Adapazarı’nda yetiştirdiği süt mısırları Ankara’nın çeşitli ilçelerinde doğrudan tüketiciyle buluşturuyor. Çocukluğundan beri tarlada babasının yanında çalıştığını belirten Doğan, “Bu iş bize dedemden kaldı. Babam yıllarca Adapazarı’nda süt mısır ekti. Ben de onun yanında yetiştim. Sekiz yıldır Ankara sokaklarında aynı işi sürdürüyorum. Hem üretici hem satıcıyım. Her mısır tanesi, alın terimizin karşılığı.” dedi.
Doğan, ürünlerinin tamamının tarla mahsulü olduğunu vurgulayarak, “Nisan ortasında ekeriz, kasım sonunda sezonu tamamlarız. Mısırlarımız tamamen doğal tarla mahsulüdür. Kendi üretimimiz olduğu için aracı olmadan doğrudan tüketiciye ulaştırıyoruz.” diye konuştu.
“GERÇEK SÜT MISIRI TARLADA SEÇİLİR”

Mısırın kalitesinin tarlada başladığını anlatan Doğan, üretim sürecine büyük özen gösterdiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bazı yerlerde hayvan yemiyle karıştırılan ürünler satılıyor. Biz öyle yapmayız. Tarladan tek tek seçeriz. On dönümün iki dönümünü bile hayvan yemi olarak ayırırız. Gerçek süt mısırını köylü bilir. Tohumdan hasada kadar her aşamasını kendimiz yapıyoruz.”
Toprağın verimli olması için yıllardır aynı bölgede, aynı doğal yöntemlerle üretim yaptıklarını belirten Doğan, “Kimyasal gübre kullanmıyoruz. Toprak zaten güçlü. Mısır sabır ister. Güneşi, suyu, zamanı doğru ayarlarsan verim de lezzet de yüksek olur.” diye ekledi.
“LEZZET SIRRI 15 DAKİKADA GİZLİ”

Doğan’a göre iyi bir süt mısırın sırrı, hem tarlada hem kazanda gizli. Pişirme süresinin lezzet açısından belirleyici olduğunu vurgulayan Doğan, “Pişirme için yaklaşık 15 dakika yeterlidir. Fazlası mısırı sertleştirir. Biz tuz ve doğal lezzet dengesini koruyoruz. Hazır satılan ürünler hem pahalı hem de lezzetini kaybediyor.” dedi.
Mısırın tazeliğini anlamanın püf noktasını da paylaşan Doğan, “Kabuğu yemyeşil olan mısır tazedir. Sarı veya kuru kabuklu olanlar hem lezzet kaybeder hem de uzun süre dayanmaz. İyi ürün kabuğundan belli olur.” ifadelerini kullandı.
“SİNCAN, ETİMESGUT KEÇİÖREN'DE DE TEZGÂH AÇIYORUM"

Her sabah gün doğmadan kalktığını söyleyen Doğan, üretici olmanın getirdiği disiplini satışa da yansıttığını dile getirdi. Doğan, günlük rutinini şu sözlerle anlattı:
“Sabah 10.00 gibi tezgâhı kurarız. Akşamüstüne kadar satış sürer. Etimesgut, Sincan ve Keçiören’de tezgâh açıyorum. Her bölgenin kendi müdavimi var. Bazı müşteriler sabah arayıp ‘Baki abi mısırlar geldi mi?’ diye sorar. İnsanlarla iç içe olmak, sohbet etmek bu işin en güzel yanı. Mısır kokusu insanları tezgâha çeker. O koku yazın en güzel sembollerinden biridir.”
Zaman zaman tarlasından çıkan domates, biber, patlıcan ve fasulye gibi ürünleri de satışa sunduğunu belirten Doğan, önceliğinin daima süt mısır olduğunu söyledi. Doğan, “Mısır bizim ana işimiz. Diğer sebzeler mevsimlik. Ama süt mısır her yaz bizim adımız gibi bilinir" dedi.
“ZABITA DIŞINDA ZORLUK YAŞAMIYORUZ”

Sekiz yıldır seyyar satış yaptığını belirten Doğan, karşılaştığı zorluklara dair ise şunları söyledi:
“Zabıta dışında başka bir zorluk yaşamıyoruz. Çünkü işimizi dürüst yapıyoruz. Ruhsatlı şekilde, vergi levhamızla satış yapıyoruz. Şeffaf bir şekilde satıyoruz, müşteri beğenirse alıyor. Ankara halkı çok ilgili ve anlayışlı.”
Yaz aylarında tezgâhını kurmak için sabah saatlerinde mısır kaynattığını, kış geldiğinde ise işi Adapazarı’ndaki tarlada sürdürdüğünü belirten Doğan, “Yazın satış, kışın üretim. Bizim için her mevsim iş mevsimi.” dedi.
“ARACI YOK, DOĞRUDAN HALKA ULAŞTIRIYORUZ”

Ürünlerin tarladan doğrudan halka ulaştığını vurgulayan Doğan, zincir marketlerdeki fiyat farkına da dikkat çekerek, “Biz üreticiyiz, aracı yok. Ürünümüz tarladan çıkıp doğrudan halka ulaşıyor. Bu yüzden hem fiyat uygun kalıyor hem de tazelik korunuyor. Marketlerde mısırın tanesi bizden iki kat pahalı. Oysa bizim ürün taze, sabah topladığımızı akşam satıyoruz" dedi.
Seyyar satıcılığın da esnaflığın bir biçimi olduğunu söyleyen Doğan, “Seyyar satıcı da esnaftır. Biz halkın içindeyiz. İnsanların memnuniyetini görmek en büyük kazancımız. Mısır satmak sadece ticaret değil, insanla iletişim kurmak. Her gün farklı bir hikâyeyle karşılaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Doğan, seyyar satıcılığın zorluklarına rağmen işini sevgiyle yaptığını belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Gün içinde sıcakta çalışıyoruz, toz toprak içindeyiz ama emeğimizin karşılığını almak her şeye değer. Mısırın tarladan tezgâha uzanan yolculuğunda her aşamada alın teri var. Bizim için bu iş bir geçim kapısı olduğu kadar bir yaşam biçimi.”