Orman yangınlarıyla mücadelede alarm! Ankara'dan 15 bin kadro talebi!
Başkentte basın toplantısı düzenleyen Öz Orman-İş Başkanı Aslan, “Ormanlar için savaş veriyoruz ama elimizde yeterli asker yok” diyerek 15 bin işçi talebini yineledi. Yangınların gece saatlerinde çıkmasına ise ayrıca dikkat çekti.
Öz Orman-İş Sendikası, son günlerde ülkenin dört bir yanında meydana gelen yangın faciasına ilişkin bugün Ankara'da basın açıklaması düzenledi. Programda konuşan Öz Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Settar Aslan, saat 17.00’den sonra çıkan yangınların iyi araştırılması gerektiğini söyleyerek, "Helikopterler gece uçamıyor. En fazla iki buçuk saat müdahale edebilirler. Gece yangın kızarır. O nedenle kundaklama ihtimali dikkatle araştırılmalı. Şu ana kadar 38 kişi tutuklandı" ifadelerini kullandı.
ATEŞİN MERHAMETİ YOK

Orman yangınları ile mücadele verilen çabayı dile getiren Aslan, "Bir küresel ısınma söz konusu. Dünyada son 20 yılda sanırım 94 milyon hektara çıkmış, dünyadaki orman yangınlarından dolayı. Bu korkunç. Küresel ısınma giderek artıyor. Dolayısıyla bunları korumak durumundayız. Son bir ay içerisinde 15 şehidimiz var. Beş tanesi AKUT, yedi tanesi orman işçisi, üç tanesi aracın devrilmesi sonucu şehit olan arkadaşlarımız. Bir tanesi yine ormana destek verirken kalp krizi geçirerek şehit oldu. Bu kişiler orman sevdalıları. Çünkü ormanları savaş mantığı içerisinde korumaya çalışıyoruz.Ancak orman yangınlarıyla askeri savaşın arasında farklılıklar var. Askeri savaşta karşınızda bir canlı var. Onu korkutabiliyorsunuz. Acıma duygusu, merhameti, korkusu, vicdanı var fakat orman yangınlarıyla savaşta, bizim 'Ateş Savaşçıları'mızın karşısında bu duyguları yaşayan bir şey yok. Karşımızdaki ateşin ne merhameti var, ne vicdanı var" açıklamasında bulundu.
"ORMANLARI KORUYAMAZSAK BEDELİNİ ÖDERİZ"
Türkiye'de çok sayıda orman olduğunu söyleyen Aslan, "Yangınlar bir savaş mantığı içerisinde değerlendirilmeli. Türkiye’nin üçte biri ormanlarla kaplı. Yani üç metrekareden bir metrekaresi orman. Bunu korumak zorundayız. Eğer bunu koruyamaz, ürettiği oksijenden faydalanmaz, doğayı yok edersek, yaban hayatını yok edersek bunun bedelini bir yerden öderiz. Askeri savaşta 700 bin askerimiz var. Her gün savaş çıkmasa da biz 700 bin askeri bulundurmak zorundayız. Bulunduğumuz coğrafya bunu gerektiriyor. Aksi takdirde bu coğrafyada tutunamayız. Aynı mantıkla, ormanları korumak için de yeterli ekipman, teknik altyapı ve işçiye ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
"ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN BİR EKSİKLİĞİ YOK"
Orman Genel Müdürlüğünün yeterli teknik yapıya sahip olduğunu ifade eden Aslan, "Teknik altyapı olarak Orman Genel Müdürlüğünün bir eksiği söz konusu değil. Yani 105 helikopteri var, 27 uçağı var, bin 776 arazözü var, 831 ağır iş makinesi var, iki bine yakın ilk müdahale aracı var. Yani çift kabinli dört çeker araçlar, arkasında su deposu olan araçlar. Bunlar yangına hassas bölgelerde hazır bekletiliyor. İlk ihbar alındığında, hangisi yakınsa hemen müdahale ediyor. Arkadan gelen ekipler gelinceye kadar onlar yangını bastırmaya çalışıyor. Bin 700'ün üzerinde gözetleme kulesi var. Termal kameralar var. Ayrıca dünyada ikinci sırada olduğu ifade edilen 14 tane SİHA var. Bunlar 7/24 araziyi tarıyor. Gördüğü dumanı, alevi Yangın Hareket Merkezi’ne bildiriyor. Yangın Hareket Merkezi hem yangın bölgesinde hem Ankara’da bulunuyor. Ankara’daki merkez, olay yerindeki tüm personeli anlık olarak takip ediyor, yönlendiriyor" diye konuştu.
Orman yangınları ile mücadelenin ekonomik yanından bahseden Aslan, "Teknik yapıda sıkıntı yok. Ancak orman yangınlarıyla mücadele etmek çok ucuz bir şey değil. Helikopterlerin uçuş saati beş bin dolar, uçaklarınki on bin dolar. Bunlar kolay işler değil. İnşallah Orman Genel Müdürlüğü, 2028 yılında 28 adet Skorsky tipi yangın söndürme helikopterini TUSAŞ’tan alacak. Sipariş verildi. Bunlar bize büyük kolaylık sağlayacak. Tek yakıt masrafı var. Pilot zaten maaşlı. Kira ödemesi yok. Helikopter sürekli bölgede devriye gezecek. İlk dumanı gördüğü yerde üzerindeki suyu boşaltarak yangının yayılmasını engelleyecek. İnşallah o günlere yaklaşıyoruz" dedi.
"SAAT 17'DEN SONRA ÇIKAN YANGINLAR DAHA DİKKATLİ İNCELENMELİ"

Akşam saatlerinde meydana gelen yangınlarında daha dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Aslan, şöyle konuştu:
"Bir de dikkatinizi çekmek istiyorum arkadaşlar; saat 17.00'den sonra çıkan yangınlar daha dikkatli incelenmeli. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade etti, 4 bin küsur yangın çıkmış, bunun yarıdan fazlası orman dışı yangınlardan meydana geliyor. Ormancılıkta '3.30 kuralı' vardır. Bu şu demek: Güneşin sıcaklığı 30 derecenin üstündeyse, nem yüzde 30'un altındaysa ve rüzgar hızı 30 kilometrenin üstündeyse, bu bir felaket senaryosudur. Yangın her an çıkabilir.
Meteorolojik verilere göre mevsim normallerinin 6-12 derece üzerindeyiz. Bu demek oluyor ki, orman zeminindeki iğne yapraklar ve kuru otlar barut haline gelmiştir. Yangın tepeden yayıldı mı, müdahale çok zorlaşır. Çünkü rüzgarla birlikte henüz alevin ulaşmadığı yerde bile ağaçların iğne yaprakları ısınıp tutuşabilir. Bu da yangının önünden kaçmayı zorlaştırır."
"SADECE HAVADAN SU ATARAK YANGIN SÖNMEZ"
Aslan, orman yangınlarıyla mücadelede karadan müdahalenin önemine dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Uçaklar ve hava unsurları yangını söndürmez, baskılar. Yer ekipleri girip yangını söndürür. Sadece havadan su atarak yangın sönmez. Aynı askeri savaşta olduğu gibi, uçaklar bombardımanla sahayı yumuşatır, kara birlikleri girer. Ancak yer ekiplerinde sıkıntı var. Mersin Bozyazı örneğinde olduğu gibi, riskli bir bölgeye Bursa’dan, Zonguldak’tan, Karadeniz’den işçi gönderiliyor. Bu işçi oraya gelene kadar yangın büyüyor. 3-4 gündür uyumayan işçiler var. Toprağa yatak, taşa yastık yapıyorlar. Bu insanlardan verim bekleyemezsiniz.
Yer ekiplerini yerinde güçlendirmeliyiz. 22 bin 700 işçi var, 25-26 bin deniyor. Ama bu sayıya memur, mühendis, müdür de dahil. Fiilen yangına giren işçi sayısı 22 bin 700. Bunların dört bin 500’ü bu yıl Mayıs sonunda işe başladı. Hızlandırılmış eğitimle sahaya girdiler. Tecrübesizler. Korkma hakları var. Çünkü bu ateşin karşısında korkmak doğal."
"YENİ ALINAN İŞÇİLER AÇIĞI BİLE KAPATMADI"
Orman Genel Müdürlüğünün talep ettiği 15 bin işçiyi acilen kadroya alınması gerektiğini vurgulayan Aslan, "Orman Genel Müdürlüğü, önceki Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi döneminde 15 bin işçi talep etti. Maliye Bakanlığı vermedi. Şimdi Bakan İbrahim Yumaklı aynı talebi güncelledi. Ancak sonunda 4 bin 500 işçi verildi. Ama bu sayı geçen yıl emekli olanların yerine konuldu. Çünkü yıl sonu itibariyle emekli olmayanların maaşı yüzde 25-30 düşeceği için dört bine yakın işçi emekli oldu. Yani yeni alınan işçiler, açığı bile kapatmadı. Bu yüzden Maliye Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğünün talep ettiği 15 bin işçiyi acilen kadroya almalıdır. Bir sendikacı olarak, beni neden ilgilendiriyor diyebilirsiniz. Çünkü benim arkadaşlarım can veriyor. Uykusuz, ailesinden ayrı kalıyor. Bu yüzden ilgilendiriyor. Devlet bürokratları çıkıp da '15 bin işçi talep ettim, Maliye Bakanlığı vermedi' diyemiyor. O zaman hepimize düşüyor bu görev. Bu yeşil vatanı hep birlikte savunacağız" açıklamasında bulundu.