Ön yargıların kalesine gol atan spiker! Elif Ünal Gümüş, futboldaki “erkek işi" tabusunu yıktı

"Erkek işi" denen futbol spikerliğinde tabuları yıkan ve maskülen futbol dünyasındaki tüm ön yargıları bir bir çalımlayan başarılı spiker Elif Ünal Gümüş, Yeni Ankara'ya konuştu.

Ön yargıların kalesine gol atan spiker! Elif Ünal Gümüş, futboldaki “erkek işi" tabusunu yıktı

Futbol dünyası uzun yıllar "erkeklerin kalesi" olarak görüldü. Kadınların bu oyundaki yeri tribünle ya da saha kenarıyla sınırlı sayıldı. Mikrofonun başına geçmek ise en zorlu deplasmanlardan biriydi. Ancak Elif Ünal Gümüş gibi cesur sesler, bu katı ön yargı savunmasını bir bir çalımladı. "Kadından futbol spikeri olmaz" ezberine en sert müdahaleyi yapan Gümüş, sesi ve bilgisiyle tabulara adeta kırmızı kart gösterdi. Onun başarısı, "erkek işi" denen bu alanda kadınların da en az erkekler kadar güçlü olduğunu kanıtlayan, 90'a atılmış bir gol niteliğinde.

Çocukken televizyonun karşısında babasıyla birlikte futbol maçlarını izlerken, bir gün o sesiyle tribünleri coşturacağını hayal bile etmiyordu. Ama o, sınırları aşmaya kararlıydı. 29 yaşındaki Ankaralı Elif Ünal Gümüş, bugün Türkiye’de özel bir televizyonda profesyonel lig maçlarını anlatan ilk kadın spiker olarak spor yayıncılığında ezberleri tepetaklak etti. Ankara Üniversitesi DTCF Tarih Öncesi Arkeolojisi mezunu olan Gümüş, Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümünü de başarıyla tamamladı. Beş yıldır AGB Medya’da görev yapan genç spiker, sekiz yıl boyunca voleybol oynayarak başladığı spor serüvenini, mikrofonun başında sürdürüyor. Babasından miras kalan futbol tutkusu, onu bugün sahaların sesi haline getirdi.

İşte o sınırları aşan, hemcinslerine cesaret ve ilham vererek sahaların sesi olan kadın spiker Elif Ünal Gümüş, Sıfır TV'de Ankaragücü-Karacabey maçını anlatarak bir ilke imza attı. Başarılı spiker tarihe geçtikten sonra ilk röportajını da Yeni Ankara’ya verdi.

ÇOCUKLUK HAYALİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ

Bu özel röportajda Elif Ünal Gümüş’e ilk sorumuz “Maç anlatımına ilginiz nasıl başladı? Bu mesleğe yönelmenizde belirleyici bir an veya kişi var mıydı?” oldu.

Maç anlatımına ilgisinin nasıl başladığını anlatan Gümüş, Ankara basınının ve spor camiasının deneyimli ismi Bülent Atlas’ın yönlendirmesiyle bu alana adım attığını belirtti. Çocukluk yıllarının, radyodan yükselen maç anlatımlarıyla geçtiğini dile getiren Gümüş, hayalini gerçeğe dönüştürmenin gururunu paylaştı.

“KENDİMLE GURUR DURMAMI SAĞLADI”

Türkiye’de özel bir televizyonda profesyonel liglerde futbol maçı anlatan ilk kadın spiker oldunuz. Bunun sizde yarattığı his ne oldu?

Aslında dört senedir anlatım yapıyorum birçok kulüp ve federasyonun Youtube kanallarına. Televizyonda anlatmış olmak ve bunu ilk yapan biri olmak, başta kendimle gurur duymamı sağladı, elbette çok mutluyum. Emek verdiğiniz bir şeyin meyvesini almak sizi daha da geliştirmeye yardımcı olur, ben de bu süreci daha da iyi noktada değerlendirmek için elimden geleni yapacağım.

“TOPLUM, MAÇLARDA HENÜZ KADIN SESİNE ALIŞIK DEĞİL”

Spikerlik kariyerinizin başında “kadın olarak futbol anlatmak” fikrine karşı nasıl tepkiler aldınız?

Henüz kadın sesine alışık değiliz toplum olarak. Hâliyle güzel tepkilerin yanında ‘bir daha sen maç anlatma’ diyenler de oluyor. Meslek büyüklerimin yorumlarını ve yapıcı eleştirilerini dikkate alarak bu yoldan ilerlemeyi kendime zaten hedef edinmiştim. İzleyicilerin de güzel ve yapıcı olan yorumlarını dikkate alıyorum. Olumsuz yorumlar her meslek grubundaki gibi elbette olacaktır. Bunun bilincinde olarak ilerlemeye çalışıyorum.

MAÇ ANLATIMINA HAZIRLIK AŞAMASI

Maç anlatımı öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz? (istatistik, taktik, oyuncu hikâyeleri vs.)

Takımdaki sporcuların yaşlarından boylarına, pozisyonları, yan mevkileri, goller, asistler ve daha nice detayları not alarak hazırlanıyorum. Biraz detaylı not tutmayı ve maç anında detaylı bilgi vermeyi seven bir spikerim.

BAŞARILI BİR SPİKER OLMANIN ALTIN KURALLARI

Sizce iyi bir maç spikeri olmanın altın kuralları neler?

Bilgili ve her zaman hazırlıklı olmak/kendini sürekli geliştirmek. Maçı anlatmak ve anlatırken yaşamak. Tarafsız maç anlatmak, en önemlisi. Basit, akıcı ve anlaşılır olmak. Dili etkili ve temiz kullanmak diyebilirim.

“ÖN YARGILARI YIKTIM, CİNSİYETİM DEĞİL, ANLATIMIM DİNLENMEYE BAŞLANDI”

Kadın olmanın anlatım tarzınıza veya seyirciyle ilişkinize bir fark kattığını düşünüyor musunuz?

Aslında spora kadın/erkek olarak bakmıyorum. Ön yargılara rağmen profesyonellikten yanayım. Önemli olan bunu izleyiciye nasıl aktardığımız, benim için önemli olan tarafı bu. Yaptığım işte insanlara rol model olmak istiyorum. Sonuçta birçok meslek grubunda olduğu gibi bizim işimizde de iyi bir spiker cinsiyetle değil, anlatımıyla değerlendirilmelidir.

Sorunuza gelecek olursak bazı farklar kattığı bir gerçek. İzleyiciyle iletişimim zamanla değişti. Başta ‘kadın maç anlatır mı' diye tepki gösteren kitle, bugün alışıp sadık dinleyici ve izleyicilerimden oldu. Çünkü iyi bir anlatım, doğru bilgiler sunmak ve dengeyi sağlamak tüm ön yargıları yıkmış oldu.

İzleyici, sesime alışmasının ardından, artık cinsiyeti değil, anlatımı dinlemeye başlamış oldu.

İLK MAÇ ANLATIMI, İLK HEYECAN

Canlı yayında ilk maçınızı hatırlıyor musunuz? Heyecanı nasıl yönettiniz?

Evet, hatırlıyorum. Bir Etimesgut Belediyespor karşılaşmasıydı. Sanırım en büyük şansım kulaklığı taktığımda her zaman, her yayında sanki evdeymişim gibi hissetmem oluyor. O gün de kulaklığı taktığımda bilgilerime güvenerek yalın ve yapabileceklerim doğrultusunda kendimi zorlamadan maçı anlatmak hedefimdi. Sanırım süreci kendim adına bu şekilde en iyi yönetebilirdim, öyle de oldu.

“SES ÜZERİNDEN CİNSİYETÇİ ALGILAR DEVAM EDİYOR”

Spikerlik dünyasında kadınların temsili hâlâ sınırlı. Sizce bunun temel nedeni ne?

Sporda erkek egemen bir kültürümüz var henüz maalesef. Futbol, basketbol, voleybol gibi birçok branş sadece erkek sporu olarak görüldü. Mikrofonda erkek sesine alışık bir toplumduk. Bu da elbette ‘kadın maç mı anlatır’ ön yargılarına hâlâ sebep olmakta. Özetle yıllar boyunca spor yayıncılığı ‘erkek işi’ olarak görüldü. Ekranda erkek spikerlerin sesine alışmış bir izleyici kitlesi, kadın sesini hâlâ ‘alışılmadık’ buluyor. Bu durum kadınların sektöre girişinde görünmez bir bariyer oluşturuyor. Tabi bir de birçok kadın meslektaşım sektöre adım atmak için erkek meslektaşlarımıza göre daha çok çaba sarf etmek zorunda. Ses üzerinden cinsiyetçi algılar da devam ediyor. Oysa iyi anlatımın ölçütü ses değil, bilgi birikimi ve ritim olmalı.

“‘KADINLAR FUTBOLDAN ANLAMAZ’ ÖN YARGILARI DEVAM EDİYOR”

“Kadınlar futboldan anlamaz” gibi ön yargılarla karşılaştınız mı? Bu durumla nasıl başa çıktınız ya da çıkıyorsunuz?

Tabi ki karşılaştım, hâlâ da karşılaşmaya devam ediyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi, meslek büyüklerimin ve yapıcı, doğru eleştirilerde bulunan izleyicilerimin yorumlarını dikkate alarak bu yolda ilerliyorum.

“ANKARA’DA TÜM TAKIMLARIN DESTEKÇİSİYİM”

Hangi takımlısınız ve Ankara’daki favori takımınız hangisi?

Herkesin olduğu gibi benim de tuttuğum bir takım var elbette, orası bizde kalsın. Ankara’da ise tüm takımların destekçisiyim. Maalesef Ankara’da futbol pek de istediğimiz gibi gitmiyor. Umarım yine başarılar göreceğimiz zamanlar gelir.

“ERKEK MESLEKTAŞLARIMDAN ÇOK DESTEK GÖRÜYORUM”

Erkek meslektaşlarınızın veya futbol camiasının size yaklaşımı nasıldı?

Bu soruyu sormanıza çok mutlu oldum. Çünkü erkek meslektaşlarımdan çok destek görüyorum, sizin aracalığınızla burdan bir kez daha teşekkür ediyorum.

“BİZ KADINLAR, İSTEDİĞİMİZ HER ŞEYİ ÇALIŞARAK BAŞARABİLECEK GÜCE SAHİBİZ”

Kadınların spor medyasındaki varlığını artırmak için neler yapılmalı ?

Bu konuda rol model olmak istiyorum. Biz kadınlar, istediğimiz her şeyi çalışarak başarabilecek bir güce sahibiz. Başarılı kadın spikerler, muhabirler ve yorumcuların hikâyeleri, başarıları ve deneyimleri daha fazla paylaşılmalı ve örnek olmalıdır. Görünürlük en önemli durum. İnsanlar, kadın spiker, yorumcu ve sunucuların başarıya giden yollarını daha çok anlatmalı ve göstermeli ki yeni nesil de bizden ilham alabilsin. Kadınlar sporun içinde, sahada, tribünde, yönetimde varlar. Medya da bu gerçeği yansıtmalı.

“FAZLA BAĞIRARAK DEĞİL, YERİNDE TEPKİLERLE MAÇ ANLATMAK”

Maç anlatırken en çok hangi unsura dikkat edersiniz? Tarzınız nedir mesela tempo mu, duygu mu, bilgi mi?

Öncelikle donanımlı şekilde maça hazırlanırım. Maç içinde detaylı bilgiler vermeyi çok severim. Maçı dozunda anlatmak da oldukça önemlidir. Doğru zamanda doğru yerde tempo tutturmaya çalışıyorum. Fazla bağırarak maç anlatmak yerine, yerinde tepkilerle maç anlatmayı tercih ediyorum.

“EN ÇOK FUTBOL MAÇI ANLATMAYI SEVİYORUM”

Yalnızca futbol değil futboldan plaj voleyboluna kadar çeşitli branşlarda maç anlatıyorsunuz? Anlatmayı en çok sevdiğiniz branş hangisi?

Anlatmayı en çok sevdiğim branşları sırasıyla söylemem gerekirse: Futbol, voleybol, basketbol, hokey, hentbol ve biraz da kürek anlatabiliyorum.

Canlı yayında hiç unutamadığınız bir an veya hata oldu mu?

Çok şükür henüz hatam olmadı. Canlı yayın çok zor bir süreç, o yüzden tüm çabamla hata yapmamaya çalışıyorum.

“‘BEN OLDUM’ DEMEYECEĞİZ, KENDİMİZE GÜVENECEĞİZ”

Sizi örnek alan genç kadınlara ne tavsiye edersiniz?

Öncelikle çalışmaktan, araştırmak asla vazgeçmesinler. ‘Ben oldum!’ demesinler, gelişmeye açık olsunlar. Hayallerinin peşinden gitsinler ama giderken de emin adımlarla ilerlesinler. Spor medyası uzun yıllar erkek egemen bir alan olarak görülse de artık kadınların sesi burada çok daha güçlü çıkıyor ve çıkmalı da. Bilgi, insanı her yerde daha güçlü kılar. Çalışmaktan asla vazgeçmesinler. Bir de tabi bize eleştiriler olacak. Eleştirilerin yapıcı ve doğru olanlarını göreceğiz ve bu hataları dikkate alıp kendimizi daha donanımlı hâle getireceğiz ve kendimize güveneceğiz. En önemlisi ise birbirimizi destekleyeceğiz. Kadınlar olarak dayanışma içinde olacağız. Hep birlikte büyüyeceğiz.

“MEDYA, KADINLARI SPOR ANLATIMININ DOĞAL BİR PARÇASI OLARAK GÖRMELİ”

Futbol anlatımında “kadın sesi”nin normalleşmesi için medyaya düşen sorumluluk ne?

Bir maç anlatımında kadın sesini duyduğumuzda hâlâ ‘Aa kadın spiker’ tepkisi veriliyorsa, orada bir normalleşme sorunu devam etmektedir. Medyaya düşen sorumluluk da tam burada başlıyor. Öncelikle birçok kadın, futbol ve diğer branşları da tabi ki anlatabilir. Burada önemli olan mesleki yeterliliktir. Eğer bir kadın iyi bir anlatıcıysa, bilgiliyse ve oyunu doğru okuyabiliyorsa, cinsiyetinin bu yeteneğin önüne geçmemesi gerekir. Medyaya da bu kısımda büyük bir görev düşüyor. Biz kadınları spor anlatımında doğal bir parça olarak görmeleri gerekir. Yani kadın spikerleri özel bir etkinlikte değil, haftalık lig maçlarında, rutin yayın akışlarında da görmemiz gerekiyor. Özellikle futboldan örnek vermem gerekirse; futbolun sesi kadın/erkek olarak ayrılmamalı. Futbolun sesi, oyunu bilen, hissettiren, izleyiciye bilgileri geçirebilen herkesin sesidir.

“‘İYİ Kİ YAPMIŞIM’ DEDİĞİM AN, İLK KEZ CANLI YAYINDA MAÇ ANLATTIĞIM GÜNDÜ”

Kendi hikâyenize baktığınızda, “iyi ki yapmışım” dediğiniz an hangisiydi?

Kendimle ilgili ‘iyi ki’ dediğim anlardan biri öncelikle patronum Bülent ağabeyi (Bülent Atlas) aramak ve ‘ben yayınlara hazırım’ demek oldu diyebilirim. Ardından onun bana olan güveniyle birçok branşı anlatmaya başladım. Sanırım ‘iyi ki yapmışım’ dediğim an, ilk kez canlı yayında bir maç anlattığım gündü. Yayından sonra izleyicilerden gelen mesajları okuyunca dedim ki ‘evet, doğru yoldayım’ Çünkü o an sadece bir maç anlatmamıştım, bir algıyı, bir kalıbı kırmıştım. En başa dönecek olursam ‘iyi ki babamla birlikte severek ve isteyerek küçüklüğümden beri sporun takipçisi ve içinde olmuşum’ diyorum.

SIRADAKİ HEDEF SÜPER LİG VE ULUSAL KANALDA MAÇ ANLATMAK

Gelecekte kendinizi nerede görüyorsunuz? Süper Lig’de bir maç anlatımı ya da Şampiyonlar Ligi’nde bu anlamda bir ilki gerçekleştirmek gibi?

Şampiyonlar Ligi çok uç bir istek ve hayal. Henüz orası için kendimi çok geliştirmem lazım. Her zaman hayatta hedefleri doğrultusunda ilerleyen biriyim, bu da bir hedefim olsun. Süper Lig maçları anlatmayı da çok isterim. Gelecekteki hedeflerime değinecek olursam, her sene bir önceki seneden daha iyi olmak için çabalıyorum. Her genç ve bu meslek grubunda çalışan biri olarak TRT’de, eğitim aldığım meslek büyüklerimle birlikte çalışmak neden olmasın. 5-6 branşta anlatımda bulunuyorum, bu anlatımlarda ben de ulusal kanalda olmak isterim.

“AĞLAMAKLI OLUP, DUYGULANDIĞIM ANLAR ÇOK OLDU”

Maçı anlatırken tribünden ya da ekran başından gelen bir tepki sizi hiç duygulandırdı mı?

Ben tribünlerimizi çok seviyorum özellikle dolu tribünler eşliğinde maç anlatmak beni duygulandırıyor. O an eskilere dönüyorum ve babamı hatırlıyorum. Maç açılışlarında ağlamaklı olup duygulandığım anlar çok oldu. Çünkü bazen düşen takımın bazen bir üst lige çıkan takımların maçlarını anlattım ve bu takımların hikâyeleri elbette farklıydı ve beni etkilemişti. Devre aralarında iletişimde olduğum taraftarlar oluyor, gerek stadyum gerek sosyal medyada. Onlara da teşekkür ederim. Unutulmaz maçlarım ve bu maçların sonunda gelen güzel yorumlar ve mesajlar oluyor tabi ki. Destekte bulunanlara da eleştirenlere de teşekkür ediyorum. Her mesaj ayrı bir önem taşıyor benim için.

“SADECE KENDİ YOLUNU DEĞİL, BAŞKA KADINLARIN YOLUNU DA AÇTIN”

Bugün geriye dönüp baktığınızda o ilk maça çıkan “siz”e ne söylemek isterdiniz?

‘İyi ki cesaret gösterip maç anlatmaya başlamışsın, kendinle gurur duy. Belki de kadınlar yapamaz denilen şeyi yaptın. Sadece kendi yolunu değil başka kadınların yolunu da açtın. İyi ki o maça çıktın ve anlattın’ derdim. Acaba hata yapar mıyım tepkiler ne olur diye düşünüyordun ama şimdi dönüp bakıyorum ve iyi ki heyecanımla yaşamışım o anları. Ben ve benim gibi kadınların bu heyecanı ve tutkuyu yaşaması dileğiyle. Bana bu şansı verdiğiniz için teşekkür ederim. Nice kadınlara umut ve yol açmak dileğiyle.