Memur-Sen’den TBMM önünde bütçe çağrısı: “Ücret dengesizliği ocak ayından önce düzeltilmeli”

Memur-Sen, 2026 yılı bütçe görüşmeleri öncesinde kamu görevlileri ve emekliler adına refah payı talebini gündeme taşımak amacıyla TBMM önünde bir basın açıklaması düzenledi. Genel Başkan Ali Yalçın, “Maaş ve ücret dengesizliği, ocak ayı gelmeden bütçe görüşmeleri sırasında düzeltilmelidir.” dedi.

Memur-Sen’den TBMM önünde bütçe çağrısı: “Ücret dengesizliği ocak ayından önce düzeltilmeli”

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), yeni yıl öncesinde kamu çalışanlarının ekonomik beklentilerini dile getirmek ve adil ücret talebini gündeme taşımak amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) önünde bir basın açıklaması düzenledi.

“BU ÇARPIKLIK GİDERİLMELİ”

Konfederasyon adına basın açıklamasını okuyan Genel Başkan Ali Yalçın, toplu sözleşme sürecinde yaşanan adaletsizliklere dikkat çekerek, “8. Dönem Toplu Sözleşmesi uzlaşmazlıkla sonuçlandı. İşveren, çalışma barışını bozacak iki farklı karara imza atarak çalışanlar arasında büyük bir haksızlığa yol açtı. Memurlar görmezden gelindi, sorunları çözümsüz bırakıldı. Bu süreç ve yaşanan adaletsizlikler sadece maaşlarımızda değil, vicdanlarımızda da derin yaralar açtı. Bütçe kanunu yarın Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacak. Fazla çalışma ücreti haricinde, diğer tutarlar bütçe ile netleşecek. Bu bütçe, mevcut adaletsiz ve dengesiz durumu gidermeli; memurun alın teri bütçeye yansıtılmalıdır. Maaş ve ücret dengesizliği, ocak ayı gelmeden bütçe görüşmeleri sırasında düzeltilmelidir. Bu çarpıklığın giderilmesi ve bir an önce önlem alınması için buradayız.” dedi

“BU BİR KANUN DEĞİL, FIRSAT OLMALI”

Hükümetin memurun sesine kulak vermediğini belirten Yalçın, şunları söyledi:

"Toplu sözleşme sürecinde hükümet, memurun sesini duymadı. Süreci Hakem Kurulu’na emanet etti, ancak hakem de adaleti sağlayamadı. Verilen adaletsiz karar, daha bir buçuk yıl dolmadan enflasyona yenildi ve buharlaşıp gitti. İkinci ve üçüncü aydan itibaren enflasyon farkları oluşmaya başladı. Masada bize, ‘Haklısınız’ dediler. Maaş ve ücret dengesizliğinin oluştuğunu, bu durumun çalışma hayatında huzursuzluk yarattığını kendileri de ifade etti. ‘Kurumlarda bu huzursuzluğu görüyoruz’ dediler. Ancak ne yazık ki tüm bu tespitlere rağmen gerekli adımlar atılmadı. Fakat sonrasında, çözüm üretme imkânı ne yazık ki işveren tarafından heba edildi. Sorunu çözecek adımlar yerine, yalnızca bütçe formunu büyütmeye odaklanan bir anlayışta ısrar edildi. Eğer bu duruma müdahale edilmezse, önümüzdeki ilk maaş gününde sorun daha da görünür hâle gelecek ve büyüyerek devam edecektir. Önümüzdeki iki yılın sonunda yine ‘Haklı çıktık’ demek istemiyoruz. Biz, ‘Memur hak ettiği ücreti aldı’ demek istiyoruz. Kamuda ücret dengesinin sağlandığı, adaletli bir yapı kurulduğu ve çalışma barışının temin edildiği bir düzen istiyoruz. TBMM bu durumu düzeltmeli; yanlışı görmeli ve kanun sürecini bu anlamda bir fırsat olarak değerlendirmelidir.”

MAAŞLAR ALIM GÜCÜNÜ KAYBETTİ

Yalçın, ekonomik koşulların sabit gelirli vatandaşlar üzerindeki etkisine dikkat çekerek, “Ekonomide dönemsel olarak beklenmedik artışlar yaşanıyor. Altın kuru sürekli yükseliyor; ciro, elektrik ve gıda harcamaları artıyor. Sabit gelirli vatandaş ise her geçen gün daha fazla zorlanıyor. Maaşlar gerçek alım gücünü kaybetmiş durumda. Halk artık 'Geçinemiyorum' diyor. Market fiyatlarındaki hatayı görmek için sadece süt ve yumurta fiyatlarına bakmak yetmez. Emekçiye, emekliye, sabit gelirliye sorun; durumu onlardan dinleyin, onlara kulak verin. Şu anda aynı işi yapan farklı statüler arasındaki ücret farkları, çalışma hayatını daha da çalkantılı hâle getirmiştir. Şu anda tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, odalarda bordrolar dolaşıyor; koridorlarda maaş ve ücret kıyaslamaları yapılıyor.” ifadelerine yer verdi.

“3600 EK GÖSTERGE MECLİS’TE YASALAŞMALI”

Bütçenin yalnızca rakamsal bir metin değil, sosyal adaletin aracı olması gerektiğini vurgulayan Yalçın, sözlerini şu şekilde devam ettirdi:

“Bütçenin hızla geçmesi değil, adaletli bir şekilde hazırlanması önemlidir. Kamuda gelir adaletinin sağlanması, ücret dengesinin kurulması ve huzursuzluğun giderilerek çalışma barışının yeniden tesis edilmesi için bu bir fırsattır. Bu düzenlemeler, emeklilere de yansıyacak şekilde hayata geçirilmeli; seyyanen zam bütçeye dâhil edilmeli ve mevcut çarpıklık giderilmelidir. Ayrıca, birinci dereceye 3600 ek gösterge sözü verilmişti. Ancak bu söz, yedinci dönem toplu sözleşmesinde hâlâ yerine getirilmedi. Bütçe görüşmelerinde, birinci dereceye 3600 ek göstergenin Meclis’te yasalaşmasını istiyoruz.”

“4688 SAYILI KANUN BİR AN ÖNCE DEĞİŞMELİ”

Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun artık işlevsiz ve adaletsiz bir yapıya dönüştüğünü belirterek, “4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu artık ömrünü tamamlamıştır. Aradan geçen 15 yıllık süreçte toplam 8 toplu sözleşme dönemi yaşandı ve bunların bir kısmında uzlaşma sağlanamadı. Hükümet yetkililerine çağrıda bulunuyoruz: Bu çarpıklığın faturasını memur ödememeli. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu bir gün bile bekletilmeden değiştirilmeli. Bu kadar yasakla, sınırla, adaletsiz ve işlevsiz bir sistemle artık yol yürünemez. Zaten yürüyemiyoruz. Bu kanun, ne Uluslararası Çalışma Örgütü'nün normlarına, ne toplu sözleşmenin ruhuna, ne de demokratik ve büyük Türkiye idealine yakışmaktadır. Artık bu sistem mevcut yapıya sığmıyor. Zinciri kırılmış bir yapı haline dönüştü. Gelin, bu kanunu hep birlikte değiştirelim. Ayrıca, adil ve tarafsız bir Hakem Kurulu da tesis ederek güçlü bir alternatif ortaya koyalım.” şeklinde konuştu.