Kırşehirliler Vakfı Genel Başkanı'ndan Yeni Ankara'ya özel açıklama: "Vahşi madencilik projesinin karşısındayız!"
Kırşehir’in Kervansaray Dağları’nda yapılması planlanan altın madeni projesine karşı tepkiler artıyor. Kırşehirliler Vakfı Genel Başkanı Tuncay Tekay ve üyeleri, çevreciler, yurttaşlar Ankara’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde bir araya gelerek projeye karşı çıktı.
Kırşehir’in Kervansaray Dağları’nda yapılması planlanan altın madeni projesine verilen tepki büyüyor. Bugün Ankara'da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı önünde; CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, CHP Kırşehir Miltetvekili Metin İlhan, İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu ile eski CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve Kırşehirliler Vakfı Genel Başkanı Tuncay Tekay öncülüğünde bir basın açıklaması düzenlendi.
"HER ŞEYİMİZİ OLDUĞU GIBİ MADENLERİMİZİ DE ÇALIYORLAR"

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, maden projesinin karşısında olduklarını söyleyerek, "Devlet tekelinin dışında değerli maden çıkarmak talandır, vurgundur. Türkiye öyle bir hale getirmişler ki tutanın elinde kalıyor. Sahte diplomalar, soru çalmalar her şeyimizi çalışıyorlar. Bugün de madenlerimizi çalıyorlar bunlara karşı çıkacağız" diye konuştu.
"YALNIZ KIRŞEHİR DEĞİL TÜRKİYE'NİN DE KAYBI"

Maden projesinin yalnız Kırşehir için bir tehdit olmadığını vurgulayan Kırşehirliler Vakfı Genel Başkanı Tuncay Tekay, "Kırşehirliler Vakfı olarak, Kırşehir'deki vahşi madenciliği protesto etmek adına bugün yönetimimiz ile, hemşehrilerimiz ile buraya geldik.

Bu durum kadim kültür şehri olan Kırşehir'in kaybı değil aynı zaman da Türkiye'nin de kaybıdır. Kırşehir bir kültür şehridir. Burada uygulanacak madencilikle Kırşehir'in üstü toz kaplanacak. Kırşehir çok büyük bir şehir değil. Kırşehir'in etrafında beş tane madencilik ruhsatı veriliyor. Bu verildiği zaman Kırşehir'de tamamen toz bulutu hakim olacak ve kadim kültürümüz yok olacak" şeklinde konuştu.
"KANSER MİKROPLARI ANKARALILARIN VÜCUDUNA GİRECEK"

Tekay, Kırşehir maden projesi ile Ankara'nın içme suyunun da kirleneceğini vurgulayarak şunları dile getirdi:
"Aynı zamanda bir hayvancılık şehri olan, Ankara'nın ve Türkiye'nin et ihtiyacını karşılayan Kırşehir'in meralarının üstü hep toz kaplanacak. Hayvanlar beslenemeyecek. Ankara'nın suyunun yüzde 25'ini Kızılırmak'tan sağlıyoruz. Kanser mikropları Ankaralıların vücudunda girmiş olacak. Biz bu vahşi madenciliğe karşı çıkıyoruz ve bunun yapılmasından vazgeçilmesini istiyoruz."
"ÜLKEMİZİN HER YANI MADENCİLİK RUHSATLARI İLE KAPLANDI"
Artan madencilik ruhsatlarının ekosisteme vereceği zarara değinen Toprağımızı Vermiyoruz Kampanyası Gönüllüsü Deniz Gümüşel, "Ülkemizin her yanı madencilik ruhsatları ile kaplanmış durumda. Ne yazık ki, biyoçeşitliliği ile çok özel ve kıymetli bozkır ekosisteminin, Seyfe Gölü'nün temsilcisi Kırşehir de bu illerimizden biri. Kırşehir için dağıtılan altın madeni ruhsatlarını ibretle takip ediyoruz. DEFAŞ (Koç Holding ve Fernas ortaklığı), Eti Gümüş, Koza Altın, Universal, Eti Bakır ve daha pek çoğu. Kervansaray Dağı, Bozçalı Dağı daha şimdiden delik deşik edildi. Seyfe Gölü gibi uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan bir tabiat parkını da kapsayan ruhsatların giderek kent merkezine doğru yaklaştığını görüyoruz" açıklamasında bulundu.
"SERMAYEYE SÖMÜRECEK KAYNAK ARANIYOR"

Maden projesinin arka planında farklı nedenler olduğunu söyleyen Gümüşel, "İliç'te yaşanan felaket ortada iken, Bergama'da, Efemçukuru'nda, Kazdağları'nda, Cerattepe'de, Fatsa'da, Eskişehir Kaymaz'da, Sivas Bakırtepe'de, Gümüşhane Mastra'da altın madenciliğinin yol açtığı ekolojik yıkımlar biliniyorken hala yeni altın madeni projelerinin Kırşehir'de de açılmasında ısrar edilmesinin arkasındaki gerçekleri çok iyi biliyoruz. Sermayeye sömürecek yeni kaynak, daha fazla kar" ifadelerini kullandı.
"ÜLKEMİZDE VE KIRŞEHİR'DE BÜYÜK BİR SUSUZLUK YAŞANIYOR"
Kırşehir'de ve ülke genelinde küresel ısınma dolayısıyla ortaya çıkan kuraklık sorununa dikkat çeken Gümüşel, "Hem ülkemizde hem de Kırşehir'de büyük bir susuzluk ve kuraklık yaşanmaktadır. Seyfe Gölü kurumuştur. Kırşehirli çiftçiler tarlaları ve hayvanları için su bulamamaktadır. Altın şirketleri Kırşehir'in kısıtlı su varlıklarına da göz koymuş durumdadır. Altın madenciliği, Kırşehir'in dağlarını, meralarını, tarım alanlarını, bozkır ekosistemini, bitkisel ve hayvansal üretimini yok ederek Kırşehir'i açlık ve susuzluğa mahkûm ederken ülkemizin gıda açısından dışa bağımlılığını artıracaktır" ifadelerini kullandı.