KESK'ten 'emek ve halktan yana bütçe' için miting kararı! 22-29 Kasım'da alanlarda olacaklar
KESK, 2026 Bütçe Teklifi'ndeki faiz, rant ve sermaye odaklı politikaları protesto etmek amacıyla mücadele takvimini açıkladı. Konfederasyon, "Emekten ve halktan yana bütçe" talebiyle 22 Kasım'da Samsun ve Adana'da, 29 Kasım'da ise Van ve İzmir'de bölge mitingleri düzenleyecek.
KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, konuşmasında 2026 yılı Bütçe Yasa Teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinin sürdüğünü belirterek “Bütçe süreci 7 Eylül’de Orta Vadeli Programın (OVP) açıklanması ile başlamıştı. O süreçte KESK olarak yaptığımız basın toplantısında ‘Perşembe’nin gelişi çarşambadan, bütçenin gelişi de bu OVP’den belli’ demiştik. Tam da öyle oldu” dedi.
Karagöz, bütçe teklifinin TBMM’ye sunulmadan hemen önce 16 Ekim’de “Bütçe Bağlama Töreni” düzenlendiğini anımsatarak “Burada konuşan Cumhurbaşkanı yardımcısının her cümlesi nasıl bir bütçe ile karşı karşıya olduğumuzu göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“TOZ PEMBE TABLO GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZ”

Karagöz, iktidarın 86 milyonu adeta “toz pembe bir tabloyla kandırmaya” çalıştığını belirtti. “Cumhurbaşkanı yardımcısı konuşmasında, 'Türkiye Yüzyılında ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine ulaştırdık. Şimdi de yüksek gelir grubundaki hak ettiği yere taşımaya kararlıyız' dedi. Sayın Cumhurbaşkanı hangi ülkeden, hangi en yüksek insani gelişmişlik seviyesinden bahsediyor, hangi ülkede yaşıyor bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey var, biz bu ülkede, Türkiye’de yaşıyoruz” dedi.
“GERÇEK TABLO: YOKSULLUK, İŞSİZLİK VE EŞİTSİZLİK”
Karagöz, konuşmasında Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gerçeklerini şu sözlerle özetledi:
“Bu ülke, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan enflasyonu yarı yarıya düşük gösteren sanal TÜİK verilerine göre bile OECD ve AB ülkeleri arasında açık ara birinci sırada. Dünyada ise beşinci. Gıda enflasyonunda AB ortalamasını 10’a, OECD ortalamasını 8’e katlamış durumda. Ranttan ve vurgundan beslenen uluslararası sermayeye en yüksek faizi veren ülkeler sıralamasında ikinci sıradayız. Her üç çocuktan biri okula aç gidiyor. Beş buçuk milyon çocuk bir oyuncaktan dahi yoksun bırakılmış durumda. İşsizlikte AB birinciliğini kimseye kaptırmıyoruz. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 30’a dayandı. İşsiz sayısı 12 milyonu aştı. Kadın işsizliği yüzde 40, genç kadın işsizliği yüzde 45 seviyesine geldi. 2,3 milyon genç ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor. Üniversite mezunu gençlere asgari ücret karşılığında uzun mesailer dayatılıyor. Son altı yılda iş arama umudunu yitirenlerin sayısı dört kat arttı.”
“KİŞİ BAŞINA GELİR MASALI”
Karagöz, iktidarın milli gelir açıklamalarına da tepki göstererek şunları söyledi:
“Mevcut iktidar kişi başına milli gelirin 2025 yılı itibariyle 17 bin 748 dolara ulaşacağını, önümüzdeki yıl bu rakamın 18 bin 621 dolara çıkacağını söylüyor. Yani ortalama dolar kuru ile kişi başına gelirin aylık 60 bin TL’ye ulaşacağını iddia ediyor. Oysa çalışanların yarısına açlık sınırının altında kalan asgari ücret, emeklilerin dörtte birine açlık sınırının altında kalan aylık dayatılıyor. Kamu emekçisi maaşları yoksulluk sınırının yarısına kadar gerilemiş durumda”
“GELİR ADALETSİZLİĞİNDE DE ZİRVEDEYİZ”

Karagöz, “Bu ülke gelir adaletsizliğinde de AB ve OECD birinciliğini kimseye kaptırmıyor. En zengin yüzde 20 toplam gelirin yarısına yakınını alıyor. Geriye kalan yüzde 80 diğer yarısını paylaşıyor. Akşam karanlığında semt pazarlarında artıkları toplayanların sayısı artarken dolar milyoneri sayısı da yüzde 8 artışla 68 bine ulaştı. Her 100 vatandaştan 60’ı bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor” ifadelerini kullandı.
“VERGİ YÜKÜ EMEKÇİNİN SIRTINDA”
Karagöz, 2026 yılı bütçe teklifine ilişkin vergi uygulamalarına tepki göstererek, “Bütçe gelirlerinin yüzde 85’i vergi gelirlerinden karşılanacak. Bu yük yine emekçilerin omuzlarına yıkılıyor. Vergi gelirlerinin yüzde 64’ü KDV ve ÖTV gibi halkın tüketiminden alınan dolaylı vergilerden oluşuyor. Gelir vergisinin payı artırılırken, sermayeden alınan kurumlar vergisi yalnızca yüzde 11,7 düzeyinde kalıyor. Patronlara destek için 713 milyar TL ayrılmış durumda. ‘Vergi harcaması’ adı altında 3 trilyon 597 milyar liradan vazgeçiliyor. Teklif bu haliyle geçerse 2026 bütçesi emekçinin sırtına en çok vergi yükü bindiren bütçe olacak” şeklinde konuştu.
“FAİZ, SİLAHLANMA VE SAVUNMA HARCAMALARI ARTTI”
Karagöz, “Bütçe giderlerinin yüzde 14,5’i faiz giderlerine ayrılmış durumda. Faiz harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 41 artışla 2 trilyon 742 milyar TL’ye çıkıyor. Sosyal yardım ve destekler ise 917 milyar TL ile bunun üçte biri seviyesinde kalıyor. Savunma ve güvenlik harcamaları bir önceki yıla göre yüzde 34 artarak 2 trilyon 155 milyar TL’ye ulaştı. Bu, bütçenin yüzde 11,5’inin silahlanmaya ayrılması demek” dedi.
Karagöz, kamu kaynaklarının sermayeye aktarıldığını vurgulayarak, “Köprüler, otoyollar, şehir hastaneleri için 280 milyar TL ayrılmış. Bu rakam geçen yıla göre yüzde 38,6 artış anlamına geliyor. Bütçe açığı da yüzde 40 artarak 2 trilyon 713 milyar liraya çıkacak. 2002’de kamu hizmetlerine ayrılan pay yüzde 42 iken, bu oran 2025’te yüzde 29’a geriledi. Özelleştirme hedefi ise 30 milyardan 185 milyar TL’ye çıkarıldı. Bu da kamunun elinde kalan son varlıkların yandaşlara devredileceğini gösteriyor” dedi.
“KADINLAR, GENÇLER VE EMEKLİLER YİNE GÖRMEZDEN GELİNDİ”
Karagöz, bütçede toplumsal cinsiyet eşitliğinin yok sayıldığını belirterek, “Bütçeden kadınlar, gençler, engelliler, emekliler ve işsizler için ayrılan kaynaklar sembolik düzeyde kaldı. İktidarın ‘Türkiye Yüzyılı vizyonu’ diye sunduğu bu bütçe, gerçekte emek karşıtı, sermaye yanlısı, güvenlikçi ve eril bir yıkım bütçesidir” dedi.
“KESK MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEK”
Karagöz, “KESK olarak demokrasi ve adaletin emekçiler için ekmek kadar su kadar vazgeçilmez olduğunu her fırsatta vurguladık. Bu bütçe, halk iradesini yok sayan, itirazı baskı ve şiddetle susturmaya çalışan otoriter bir sistemin ürünüdür. Biz emekten ve halktan yana bütçe, demokratik bir ülke için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Karagöz, taleplerini şu şekilde sıraladı:
- “Bütçe hakkımızın önündeki engeller kaldırılsın.
- Vergide adalet istiyoruz.
- Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın.
- Kamu hizmetlerinin özelleştirilmesine son verilsin.
- Kamu yatırımlarına bütçeden daha fazla pay ayrılsın.
- Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme hayata geçirilsin.
- Emeğe kölelik dayatan politikalara son verilsin.
- Dar gelirlileri koruyacak tedbirler artırılsın.”
“MİTİNGLER VE EYLEMLER DEVAM EDECEK”
KESK’in bütçe sürecine ilişkin yol haritasını da paylaşan Karagöz, “Bütçe görüşmeleri boyunca işkollarımız, kendi bakanlık bütçeleri görüşülürken basın açıklamaları ve işyeri etkinlikleri düzenleyecek. 22 Kasım’da Samsun ve Adana’da, 29 Kasım’da Van ve İzmir’de bölge mitingleri yapılacak. Aralık ayında ise bütçe TBMM Genel Kurulu’na geldiğinde mücadelemizi alanlara taşıyacağız” dedi.
“ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI”
Karagöz, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“2026 bütçe teklifiyle toplumun ezici çoğunluğunun geleceği daha da karartılmak isteniyor. Bu nedenle sömürü, yoksulluk ve talan düzenine karşı halkın ve emekçilerin ortak mücadelesini örmek en önemli önceliğimizdir. Başta tüm kamu emekçileri olmak üzere, ‘bu sömürü ve kölelik düzenine itirazım var’ diyen herkesi ‘Emekten, halktan yana bütçe, demokratik bir ülke’ mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”