Karagöz ve kuklanın Ankara’daki ustası Şafak Yılmaz’ın sanat yolculuğu

Kukla ve Karagöz alanında Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı olan sanatçı Şafak Yılmaz, sanat yolculuğunu ve çalışmalarını Yeni Ankara’ya anlattı.

Karagöz ve kuklanın Ankara’daki ustası Şafak Yılmaz’ın sanat yolculuğu

Samsun’un Bafra ilçesinde doğan 37 yaşındaki Şafak Yılmaz, 2010 yılında üniversite için geldiği Ankara’da tiyatro yolculuğuna başladı. Mamak Kent Tiyatrosu’nda oyunculuk dersleri alırken ustası Kenan Olpak ile tanışan Yılmaz, bu tanışmayı hayatındaki dönüm noktası olarak nitelendirdi. Geleneksel tiyatro ile ilk temasının bu dönemde gerçekleştiğini söyleyen sanatçı, meddahlık, orta oyunu, Karagöz ve kukla alanında yoğun çalışmalar yapmaya başladığını belirtti.

2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının mülakatına katıldığını aktaran Yılmaz, bu süreç sonunda Karagöz ve Kukla alanında “Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanını aldı.

GELENEKSEL TİYATROYA YÖNELTEN OYUN: İBİŞ’İN RÜYASI

Sanat yolculuğundaki kırılma noktasına değinen Yılmaz, Mamak Kent Tiyatrosu’nda Batı tiyatrosundan çok geleneksel tiyatro oyunlarında rol almaktan daha fazla keyif aldığını dile getirdi. Özellikle Tarık Buğra’nın İbiş’in Rüyası oyununda sahne alırken hissettiği mutluluk ve rahatlığın, onu geleneksel tiyatroya yönlendirdiğini söyledi.

Ustasıyla gerçek bir usta–çırak ilişkisi kurduklarını belirten Yılmaz, Karagöz perdesinde kullanılan tasvirlerin dana, düve ve deve derisinden yapıldığını, özel bıçaklarla işlenip kök boyalarla renklendirildiğini anlattı. Ayrıca ipli kuklaların ahşap başta olmak üzere farklı malzemelerden üretildiğini, Avrupa’da “Marionette” olarak bilinen bu kuklaların Türkiye’de İbiş geleneğiyle tanındığını ifade etti.

"GELENEKSEL TİYATRO DOĞAÇLAMAYA DAYALIDIR"

Karagöz’ün “hayal oyunu” olarak da bilindiğini söyleyen Yılmaz, senaryoları hazırlarken hayal etmenin önemine dikkat çekti. Geleneksel tiyatronun doğaçlamaya dayalı olduğunu vurgulayan sanatçı, bir oyunun olgunlaşmasının bazen bir yıl, bazen iki yıl sürebildiğini ifade etti. Malzeme seçiminde Karagöz tasvirlerinde deri; kuklalarda ise ahşap, strafor köpük ve kil çamuru kullandığını da sözlerine ekledi.

ALTINKÖY’DE KUKLA VE KARAGÖZ ATÖLYESİ

2018’de Altınköy Açık Hava Müzesi’nde düzenlenen Hasat Festivali’ne davet edilen Yılmaz, festivalin ardından müze yönetiminden aldığı teklif üzerine burada bir Kukla ve Karagöz Atölyesi kurdu. Bugün atölye, ziyaretçilere düzenli gösteriler sunan ve geleneksel tiyatro sanatını deneyimleme fırsatı veren tek merkez konumunda.

Geleneksel tiyatroya olan ilginin günümüzde yeniden arttığını dile getiren Yılmaz, “Sanatçılarımız seyirciyle bağlarını güçlü tuttukları sürece bu sanat yaşamaya devam edecektir” dedi.

“İLGİNİZ VARSA ERTELEMEYİN”

Atölyesinin kapılarının meraklı herkese açık olduğunu vurgulayan Yılmaz, çırakların burada Karagöz oynatmayı ve kukla yapmayı öğrendiğini söyledi. Kukla yapımının maliyetli olduğunu da belirten sanatçı, projelerin genellikle arz–talep doğrultusunda şekillendiğini aktardı.

Gençlere de çağrıda bulunan Yılmaz, “Eğer bu sanata gerçekten ilgi duyuyorsanız ertelemeyin. Kendi şehirlerinizdeki ya da en yakın şehirdeki ustalarla tanışın, atölyelere katılın. Artık dijital ortamda bile usta–çırak buluşmaları yapılabiliyor” dedi.

Son olarak Ankara’da kukla ve Karagöz geleneğine merakı olan herkesi Altınköy Açık Hava Müzesi Çocuk Etkinlik Evi’nde bulunan atölyeye davet etti.