Kamu çalışanlarından toplu sözleşme tepkisi: “Her yıl aynı masa, daha fazla yoksulluk”

Devlet Memurları Konfederasyonu ve bağlı sendikaları, toplu sözleşme taleplerini yeniden kamuoyuna duyurmak amacıyla bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir araya geldi.

Kamu çalışanlarından toplu sözleşme tepkisi: “Her yıl aynı masa, daha fazla yoksulluk”

Toplu sözleşme taleplerini kamuoyuna duyurmak amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir araya gelen Devlet Memurları Konfederasyonu, kamu çalışanlarının sorunlarını gündeme taşıdı. Konfederasyon adına basın açıklamasını okuyan Genel Başkan Osman Kaya, “Toplu sözleşme süreci, kamu emekçileri için bir iyileştirme zemini olmaktan çıkmış, kaygı sözleşmesine dönüşmüştür.” dedi.

“TOPLU SÖZLEŞME DEĞİL, KAYGI SÖZLEŞMESİ”

Toplu sözleşme görüşmelerinde kamu emekçileri için iyileştirme zemininden çıktıklarını söyleyen Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, “Milyonlarca kamu görevlisinin geleceğini belirleyecek olan bir toplu sözleşme döneminin ilk günüdür. Ancak ne yazık ki bu görüşmeler artık bir iyileştirme pazarlığından ziyade, bir kaygı sözleşmesine dönüşmüştür. Her dönem biraz daha beklentilerin karşılıksız bırakıldığı ve milyonlarca kamu emekçisinin taleplerinin sistematik bir şekilde görmezden gelindiği bir toplu sözleşme sürecine daha sessiz kalmayacağız. İlk günden itibaren diyoruz ki! Şaşalı basın toplantılarında, boy boy sosyal medyalarda, klimalı salonlarda bangır bangır bağırdığınız talepleri alamayacaksınız, bizler bugün buradan o masaya oturmaya hazırız! Bizler bu meydanlardan çıkıp o toplu sözleşme masalarında memurun hakkını söke söke almaya talibiz.” dedi.

“GÖSTERMELİK TOPLANTILARA GEÇİT YOK”

Toplu sözleşme masasının emekçilerin onuru olduğunu bildiren Kaya, “Biz almadık hakem verdi diye mırın kırın edecekseniz, memurun alın terini bir kez daha peşkeş çekecekseniz unutmayın. Artık Devlet Memurları Konfederasyonu var! İkinci yılında 110 bin üyeye ulaşmış bir memur konfederasyonu var. Cumhuriyet tarihinin sendikal büyüme rekorlarını kırmış sendikaları var. Sizin göstermelik toplantılarınıza susmayacak, toplu sözleşme masasında oynanan oyunu artık bozacak birileri var. Toplu sözleşme masası şerefimizdir, onurumuzdur. Artık hamasete değil, eyleme, kararlılığa, gerçekçi çözümlere ihtiyaç vardır. Şu an yukarıda, kapalı kapılar ardında, toplu sözleşme tiyatrosunun yeni bir perdesi aralanmaktadır.” şeklinde konuştu.

“HER YIL AYNI MASA, DAHA FAZLA YOKSULLUK”

Kamu çalışanlarının yılardır aynı ezberle masada oturtulduğuna işaret eden Kaya, şunları kaydetti:

“Biliyoruz ki şu an yukarıda yine tanıdık sahneler, aynı ezberler, aynı sessizlik vardır. Ancak tüm kamu çalışanları iyi bilsin ki, bu defa aşağıda bu sessizliği bozacak birileri var. Meydanlardan masalara, memurun alın teri için güneşin bağrından yukarıdaki klimalı salonlara sesleniyoruz. Toplu sözleşme masasında kamu çalışanları için talep ettiğiniz maddelerden kaçını alabileceksiniz? Bu nasıl bir masadır ki her yıl oturulur ama kamu çalışanı her seferinde daha yoksul, daha güvencesiz, daha yalnız kalır? Kamu çalışanlarının alım gücü artık bir toplu sözleşme dönemi daha kandırılmayı hak hukuk dediniz ömrümüzü yediniz. Her toplu sözleşmenin ardından kamu görevlilerimizin özlük ve sosyal hakları ileri gitmek bir yana dursun geriye düşüyor. Her toplu sözleşmenin ardından kamu görevlilerimizin alım gücü bir önceki döneme göre daha da düşüyor. Kamu çalışanlarının en temel talepleri ya duymazdan geliniyor ya da süresiz erteleniyor.”

Toplu sözleşme taleplerimiz şu şekilde:

• 7456 sayılı Kanun kapsamında verilen seyyanen zam taban aylıklara yansıtılmalı, Ocak 2026 ayından itibaren yüzde 50 artırımlı olarak ödenmelidir.

Ocak 2026 ayında öncelikli olarak enflasyon farkının maaşlara ilave edilmesi, daha sonra yüzde 30 artışla birlikte bir önceki yılın ekonomik büyüme oranı ücretlere eklenmeli, Temmuz 2026 ayında enflasyon farkı + yüzde 25 artış sağlanmalıdır.

"Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlar Kararı” ile 375 sayılı KHK ve eki cetveller, sil baştan yeniden düzenlenmeli, özel hizmet ve ek özel hizmet tazminatı ve yan ödeme puanları en az yüzde 30 oranında artırılmalıdır.

• Memurların vergi diliminin yüzde 15 olarak sabitlenmesi için düzenleme yapılmalıdır.

• Kamu çalışanlarımızın sendika üyelikleri, işçi sendikalarında olduğu gibi E-Devlet üzerinden özgür ve şeffaf biçimde yapılabilmeli, üyelik süreçlerine harcanan yüksek tutarlı kamu kaynakları israfa son verilerek tasarrufa dönüştürülmelidir.

3600 ek gösterge düzenlemesi, adil ve kapsayıcı biçimde yeniden ele alınmalı, tüm kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

Ramazan ve Kurban Bayramları olmak üzere net birer maaş Bayram İkramiyesi verilmelidir.

• 17:00-08:00 saatleri arası çalışan kamu çalışanları için bu sürelere ait nöbet ücretleri yüzde 50 artırımla ödenmelidir.

• Alanında yüksek lisans yapan kamu çalışanları için 10000 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunan tutarda aylık olarak uzmanlık tazminatı ödemesi yapılmalıdır.

• Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın tamamen lağvedilerek, bu sınıftaki tüm personelin eğitim durumlarına ve kazanılmış haklarına uygun olarak Genel İdare Hizmetleri (GİH) sınıfına geçirilmelidir.

• Memur ve emeklilerine, 10 bin TL aile yardımı, 5 bin TL çocuk yardımı her bir çocuk için, 20 bin TL doğum yardımı ve 40 bin TL ölüm yardımı ödenmelidir.

• Büyükşehirlerde görev yapan memurlara, en az 15 bin188 TL “Büyükşehir Tazminatı” ödenmelidir.

• Servis hizmeti verilemeyecek memurlara, merkez-taşra ayırımı yapılmaksızın, günlük iki biniş toplu taşıma kartı verilmeli veya bedeli aylık olarak ödenmelidir.

• Tüm memurlara “ücretsiz öğle yemeği” verilmeli veya 22 günlük öğle yemek maliyeti maaşlar ile birlikte topluca ödenmelidir.

• Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği; kadrolar bazında cins, miktar ve kullanım süreleri açısından yeniden düzenlenmeli, nakdi yardımların piyasaya uygunluğu sağlanmalıdır.

• Mühendislik Meslek Kanunu ivedilikle çıkarılmalı.

• Terörle mücadele yürütülen kritik illerde ve sınır illerinde görev yapan tüm kamu çalışanlarına “Kritik ve Stratejik Bölge (Terör) Tazminatı” verilmelidir.

“ARTIK REFAH DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ”

Toplu sözleşme sürecinde sadece temsiliyet değil, aynı zamanda irade, samimiyet ve sorumluluğun da eksik olduğunu vurgulayan Kaya, “Bu taleplerin alınabilmesi için, yukarıdaki masada eksik olan yalnızca temsiliyet değil, aynı zamanda irade, samimiyet ve sorumluluktur. Bu maddeler alınamaz ise bu bir toplu sözleşme değil, bu açık bir irade yitimidir. Üstelik yitirilen bu iradenin temsilcileri bugüne kadar toplu sözleşme masalarından bir şey elde edebilmiş gibi, kamu çalışanları için hazırladığı talepleri bir kenara dursun, kendi ceplerini doldurmak için dayanışma aidatı istiyor. Tüm usulsüzlüklerine, tüm torpiline, tüm rantına, tüm gücüne rağmen unutma ki 4.5 milyon kamu çalışanı senin üyen değil. Bu görüşmelerin sürdüğü her gün, bizler burada olacağız! Bir kez daha verilenin dayatılmasına, emeğin, alın terinin yok sayılmasına müsaade etmeyeceğiz. Artık kamu çalışanı sadaka değil, hakkını istiyor. Artık refah değil, adalet istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Basın açıklamasının ardından Devlet Memurları Konfederasyonu üyeleri, eskiden 20 TL’ye alınabilen çeyrek altının bugün bir simit fiyatına yükseldiğine dikkat çekti.