Jeoloji Mühendisi Erdoğan: “Doğal taşların her derde deva olduğu inancı doğru değil”

Doğal taşlara ilgi duyan emekli Mühendis Necdet Erdoğan, üç yıldır eşiyle birlikte Ankara'da taşlardan takılar üretiyor. Erdoğan, “Taşlara inanmak ruhu besler ama tıbbın yerini tutmaz” dedi.

Jeoloji Mühendisi Erdoğan: “Doğal taşların her derde deva olduğu inancı doğru değil”

Ankara’da yaşayan emekli Jeoloji Mühendisi Necdet Erdoğan, üç yıldır doğal taşlardan takılar üretirken, “Her taş her derde deva değildir. Sağlık konusunda bu tür genellemelerden kaçınmalı, doktorlara gereken saygıyı göstermeliyiz” dedi.

Son yıllarda, doğal taşlara olan ilgi arttığını ancak bu taşların insan sağlığına etkileri konusu da bir çok kişinin bilgili olmadığına dikkat çeken Erdoğan, mesleki birikimi ışığında Yeni Ankara muhabirine şunları söyledi:

Ankara, Türkiye ve dünya gündemini Yeni Ankara'dan takip etmek artık WhatsApp'ta da mümkün. Haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesi için tıklayın.

“DOĞAL TAŞLARA OLAN İLGİM, ÜRETİME DÖNÜŞTÜ”

Emekli bir jeoloji mühendisiyim. Uzun yıllar boyunca doğal taşlara, uzaktan da olsa, hep ilgi duydum. Emeklilik sonrası hayatımıza anlam katmak için, eşimle birlikte farklı faaliyetler içinde yer almaya başladık. Doğal taşlardan takı yapımına merak sardık. Doğal taşları ham hâlde alıyor, sonrasında onları tespih, kolye ve bileklik gibi ürünlere dönüştürüyoruz. Bu süreç bizim için hem keyifli bir uğraş alanı haline geldi.

Doğal taşların insan sağlığına ve psikolojisine etkileri olduğu sıkça söylenir. Bunun hem doğru hem de yanlış yönleri var. Eskiden insanlar kollarına bakır bileklik takar, çıplak ayakla yürüyerek vücuttaki elektriği atmaya çalışırlardı. Bu tür uygulamalar bir anlamda doğrudur; çünkü vücutta doğal taş bulunmasının faydalı olabileceği düşünülür. Öte yandan bu etkiler, çoğunlukla psikolojik boyuttadır. İnsan neye inanmak isterse, o ona iyi gelir. Örneğin, ametist taşının rahatlatıcı bir etkisi olduğuna dair bazı çalışmalar mevcut. Bu nedenle ametist taşını vücudunuzda ya da yakınınızda taşımanın faydalı olabileceğine inanıyoruz.

“DOĞAL TAŞLARIN HER DERDE DEVA OLMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Yaklaşık üç yıldır bu işle aktif olarak ilgileniyorum. 33 yıllık meslek hayatımdan sonra böyle bir alana yönelmek benim için yenileyici oldu. Şunu özellikle vurgulamak isterim: Her taşın her derde deva olduğu yönündeki söylemler doğru değildir. Sağlık konusunda bu şekilde konuşmak, tıp çalışanlarına haksızlık olur. Eğer bu iddialar doğru olsaydı, doktorlara ihtiyaç kalmazdı. Bu nedenle dikkatli olmak gerekir.

Doğal taşlar, yer kabuğunda milyonlarca yıl süren jeolojik süreçler sonucunda oluşan katı mineral veya kayaçlardır. Magmatik (volkanik), metamorfik (başkalaşım) ve sedimanter (tortul) kayaçlar olmak üzere üç ana gruba ayrılırlar. Bu taşlar, yerin derinliklerindeki yüksek basınç ve sıcaklık gibi doğal etkenlerle şekillenir.

Doğal taşlar sadece yapı malzemesi olarak değil; aynı zamanda süs eşyası, takı ve dekoratif obje olarak da kullanılır. Kuvars, ametist, agat, obsidyen ve akik gibi taşlar, hem jeolojik özellikleri hem de görsel çeşitlilikleri sayesinde ilgi görür. Taşların renk, desen ve kristal yapıları; içerdikleri minerallerin türüne ve oluşum koşullarına bağlı olarak değişir.

Bu taşlar, jeoloji biliminin yanı sıra halk arasında sağlık ve enerjiyle ilişkilendirilse de, bu etkilerin bilimsel olarak kanıtlanması hâlâ tartışmalıdır.

“ANKARA DOĞAL TAŞ YÖNÜNDEN ÇOK ZENGİN”

Ankara’da doğal taşlar açısından bazı zenginlikler mevcut. Özellikle Çubuk ve Haymana çevresinde farklı taş türlerine rastlanıyor. Çubuk bölgesinde bulunan agat taşları oldukça değerlidir. Bu taşların içerisinde eski yaprak ve kırıntıların kalıntıları bulunur; biz buna ‘detritik agat’ deriz. Gerçekten özel bir taştır. Son olarak tekrar belirtmek isterim: Her taş her derde iyi gelir düşüncesi yanlıştır. Sağlık konusunda bu tür genellemelerden kaçınmalı, doktorlara gereken saygıyı göstermeliyiz.