Göz sağlığında sinsi tehlike: "Kader değil, geç kalınmış bir ihmal"
Dünya Görme Günü öncesi uzman isimden önemli açıklamalar geldi. Görme kaybının büyük oranda önlenebileceği ve her yıl düzenli göz muayenesiyle erken teşhisin hayat kurtardığına dikkat çekildi.
Dünya Görme Günü, her yıl ekim ayının ikinci haftasına denk gelen perşembe gününde kutlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Körlüğü Önleme Ajansı (IAPB) öncülüğünde dünya genelinde çeşitli etkinliklerle farkındalık yaratılan bu özel günde amaç, görme sağlığına dikkat çekmek ve önlenebilir körlükle mücadeleye duyarlılık kazandırmak.
"GÖRME KAYBI KADER DEĞİL, GEÇ KALINMIŞ BİR İHMAL"

Bu kapsamda açıklamalarda bulunan Dünyagöz Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Ufuk Elgin, görme kaybının büyük ölçüde önlenebilir olduğuna dikkat çekti. Elgin, “Dünyada her 5 saniyede 1 kişi görme kaybı yaşıyor. Bu kayıpların en az yüzde 80’i düzenli kontrollerle önlenebilir ya da tedavi edilebilir. Görme kaybı bir kader değil, geç kalınmış bir ihmaldir” dedi.
"TÜRKİYE’DE HER 10 KİŞİDEN 4’Ü GÖZ MUAYENESİ YAPTIRMIYOR"

DSÖ’nün 2023 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 2,2 milyar insanın görme bozukluğu bulunuyor. Bu kişilerin en az 1 milyarı, erken teşhis yapılamadığı veya sağlık hizmetlerine erişemediği için tedavi edilemiyor.
Türkiye’deki tabloya da dikkat çeken Prof. Dr. Elgin, “50 yaş üzeri bireylerin yüzde 20’sinde katarakt, yüzde 15’inde glokom (göz tansiyonu) riski bulunuyor. Çocuklarda ise görme bozuklukları, öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin yüzde 60’ında temel neden olarak karşımıza çıkıyor. Ancak en çarpıcı veri şu ki; Türkiye’de her 10 kişiden 4’ü yılda bir kez yapılması önerilen göz muayenesini hiç yaptırmıyor.” ifadelerini kullandı.
BELİRTİLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ

Prof. Dr. Elgin, görme kaybına yol açabilecek hastalıkların çoğunun sinsi ilerlediğini belirterek, ani görme kaybı, bulanık görme, gözde batma, kızarıklık, ışık hassasiyeti, şiddetli baş ağrısı, gece görüşünde bozulma veya okuma sırasında çabuk yorulma gibi belirtilere dikkat çekerek, bu belirtilerin çoğu zaman ciddi hastalıkların habercisi olduğunu kaydetti. Elgin, "Özellikle glokom gibi bazı rahatsızlıklar belirti vermeden ilerleyebilir ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu nedenle düzenli göz muayeneleri, yalnızca göz sağlığı için değil, genel yaşam kalitesi açısından da çok önemlidir.” dedi.
“KAPSAMLI MUAYENE EN AZ 30 DAKİKA SÜRMELİ”

Rutin kontrollerin erken teşhis açısından hayati olduğunu vurgulayan Elgin, bir göz muayenesinin etkin olabilmesi için modern cihazlarla donatılmış merkezlerde, tecrübeli hekimlerce yapılması gerektiğine dikkat çekti. Kapsamlı bir muayenenin en az 30 dakika süreceğini ifade eden Elgin, "Bu süreçte görme keskinliği testi, gözlük muayenesi, göz tansiyonu ölçümü, biomikroskobik muayene ve retina kontrolleri yapılmalıdır. Bu sayede yalnızca göz değil, vücudun farklı bölgelerinde oluşabilecek hastalıkların da erken tanısı mümkün olur.” ifadelerine yer verdi.

Prof. Dr. Elgin, her bireyin yılda en az bir kez göz muayenesinden geçmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini, “Erken teşhisle görme kaybının önüne geçebiliriz” ifadeleriyle tamamladı.