CHP Ankara Milletvekillerinden Diyanete hutbe tepkisi!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 30 Ağustos Zafer Bayramı haftasına denk gelen cuma hutbesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmamasına sert tepki gösterdi.

CHP Ankara Milletvekillerinden Diyanete hutbe tepkisi!

CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, hutbelerde Atatürk’ün yok sayılmasını “millete ve tarihe ihanet” olarak nitelendirdi. Dinçer, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “30 Ağustos Zafer Bayramı haftasında Diyanet, bugünkü cuma hutbesinde ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını yine anmadı! Bu büyük zaferi kazanan Başkomutan’ı yok saymak, bu millete de bu ülkeye de ihanettir. Hutbelerden Atatürk’ü çıkarabilirsiniz ama bu milletin yüreğinden, tarihin şanlı sayfalarından Atatürk’ü asla silemezsiniz! Atatürk, bu ülkenin bağımsızlığının simgesidir; görmezden gelmek kimsenin haddi değildir.”

MİLLET AFFETMEZ

Bir diğer tepki ise CHP Ankara Milletvekili Aliye Timi Aysever’den geldi. Aysever, yaptığı paylaşımda Diyanet’in tutumunu sert sözlerle eleştirdi: “30 Ağustos Zaferi öncesinde son hutbede yine Atatürk yok… Diyanet İşleri Başkanlığı hangi ülkenin kurumu? Bu aymazlığı ne tarih affedecek, ne de millet!”


“TOPLUMSAL HAFIZA YOK EDİLEMEZ” UYARISI

CHP’li vekillerin açıklamaları, sosyal medyada da geniş yankı buldu. CHP'li vekillerin gönderilerine yorum yapan vatandaşların büyük bir bölümü, zaferin kazanılmasında en büyük paya sahip olan Mustafa Kemal Atatürk’ün hutbelerde anılmamasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. CHP’li isimler, “Atatürk’ü anmamak sadece bir eksiklik değil, aynı zamanda toplumsal hafızayı yok etme girişimidir” diyerek Diyanet’i sorumluluğa davet etti.

DİYANET’E YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER ARTIYOR

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özellikle milli bayramlarda yayımladığı hutbelerde Atatürk’ün adına yer vermemesi daha önce de sıkça tartışma konusu olmuştu. CHP’li vekiller, bu tutumun yalnızca Atatürk’ün şahsına değil, aynı zamanda bağımsızlık mücadelesine ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerine karşı bir saygısızlık anlamına geldiğini vurguluyor.