Bozkırın Tezenesi’ne vefa: Büyük Ozan Neşet Ertaş, vefatının 13. yılında Ankara'da anıldı
Hacettepe Üniversitesi’nin düzenlediği “Bir Garip Yolcu: Neşet Ertaş” başlıklı anma etkinliğinde, büyük halk ozanının hayatı ve türküleri 13. ölüm yıl dönümünde yad edildi.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü bünyesindeki Geleneksel Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜGEM), Türk halk müziğinin eşsiz sesi ve “Bozkırın Tezenesi” olarak bilinen büyük ozan Neşet Ertaş’ı özel bir etkinlikle andı.
“Bir Garip Yolcu: Neşet Ertaş” başlığı altında düzenlenen program, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi Bölümü Doç. Dr. Pınar Karataş'ın sunumuyla başladı. HÜGEM Anadolu Müzik Topluluğu tarafından hazırlanan anma etkinliği, 25 Eylül 2025 Perşembe günü saat 14.00’te Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi Mehmet Akif Ersoy Salonu’nda müzikseverlerle buluştu.
Etkinlik, üniversitenin afişinde yer alan “Daha ileriye… En iyiye…” mottosuyla, büyük ozanın mirasını yaşatma hedefiyle gerçekleştirildi.
Hacettepe Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü’nden Prof. Dr. Gülay Mirzaoğlu Sıvacı, programda Neşet Ertaş’ın eserlerini ve Türk halk müziğindeki yerini anlattı. Prof. Dr. Sıvacı, konuşmasında şunları dile getirdi:
“Neşet Ertaş, eserlerinde yaratılmış tüm insanların Yaratan nezdinde eşit olduğunu vurgular. Özellikle Yolcu adlı eserinde, dünyanın geçici olduğunu ve hayatın başı ile sonunun belli bir yolculuğa benzediğini dile getirir. Ona göre esas olan ebedi alemdir. Bu anlayış, Âşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım dizelerinde de kendini gösterir.”
SIVACI: "ERTAŞ'A GÖRE BİR İNSAN ANCAK SEVGİYLE VAR OLABİLİR"

Prof. Dr. Sıvacı, ayrıca Ertaş’ın eserlerindeki aşk ve sevgi temasına da değinerek şunları ekledi:
“Ertaş, sevmek ve sevilme yeteneğine büyük değer verir. Ona göre bir insan ancak sevgiyle var olabilir. Bizler de bu sevgiyi açığa çıkarabilirsek, türküler yaşamaya devam eder. Örneğin Kurban Olduğum eserinde ‘Kurban olayım sana’ dizeleriyle yürekteki sevgiyi dile getirir. Bu, Türk kültürünün özünde var olan bir sevgidir. Karacaoğlan’ın dizelerinde de benzer bir anlayışı görüyoruz: ‘Yar yüzüne yüz yüze baksam az gelir, bir yıl daha baksam kâfi gelmez.’”
Konuşmasını teşekkürlerini sunarak tamamlayan Prof. Dr. Sıvacı şöyle konuştu:
“Tüm etkinliklerimizin gerçekleşmesinde desteklerini esirgemeyen üniversite yönetimine, Edebiyat Fakültesi Dekanlığına ve Türk Halk Bilimi Bölümüne teşekkür ediyorum. Bu özel programda görev alan koordinatör yardımcısı ve sunucumuz Doç. Dr. Pınar Karataş’a da şükranlarımı sunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
NEŞET ERTAŞ’IN HAYATI
Etkinlikte, Neşet Ertaş’ın yaşamına da değinildi. Etkinliğin sunuculuğunu üstlenen Karataş, “1938 yılında Kırşehir’in Kırşan Köyü’nde dünyaya gelen Ertaş, küçük yaşta sanatla tanıştı. Babasıyla düğünlerde çalan sanatçı, TRT Ankara Radyosu’nda mahalli sanatçı olarak görev yaptı. Askerlik döneminde müzisyen olarak çalışmalarını sürdürdü ve İzmir’de de eserlerini kaydetmeye devam etti” dedi.
DOKTORA ÖĞRENCİLERİNDEN UNUTULMAZ TÜRKÜ ZİYAFETİ
HÜGEM tarafından, Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Musikileri Anabilim Dalı doktora öğrencileri sahne aldı:
-
Kabak kemanede: Ömer Gökhan
-
Bağlama ve vokalde: Utkan Mesci
-
Ritimli sazlarda: Zeki Çıkrıkçı
Unutulmaz bir türkü ziyafeti yaşatan öğrenciler, Ertaş’ın Doyulur mu, Bir Anadan Doğan Yolcu, Sen Benimsin Ben Seninim, Gönül Dağı, Yalan Dünya, Zülüf Dökülmüş Yüze, Ah Yalan Dünya gibi eserlerini seslendirdi.