Bir foto muhabirinin gözünden 15 Temmuz Darbe Girişimi! Binlerce Ankaralı tepkisini gösteriyordu!

15 Temmuz Darbe Girişimi’nin dokuzuncu yılı. Girişim sırasında sahada olan Foto Muhabiri Mert Gökhan Koç, darbe girişimini Yeni Ankara’ya anlattı. Koç, “Tüm meslektaşlarım gibi benim için de gazetecilik hayatımın en zor günlerinden biri oldu” dedi.

Bir foto muhabirinin gözünden 15 Temmuz Darbe Girişimi! Binlerce Ankaralı tepkisini gösteriyordu!

Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin dokuzuncu yılı. 252 kişinin şehit olduğu, 2 bin 734 kişinin yaralandığı geceyi Hürriyet Gazetesi Foto Muhabiri Mert Gökhan Koç Yeni Ankara’ya anlattı. Mert Gökhan Koç, Türkiye Cumhuriyeti’nin uçurumun eşiğinden döndüğünü belirterek, “Tüm meslektaşlarım gibi benim için de gazetecilik hayatımın en zor günlerinden biri oldu. Ekran başında belgesellerden izlediğim ve fotoğraflardan gördüğüm darbe girişimini, yaşadığım şehirde evime 2 kilometre mesafede tanıklık ettim. Her gün geçtiğim yollarda askerlik görevimi yaparken bile görmediğim tankların ve uzun namlulu silahların, kurşunların bir adım ötesinde çalıştığımı düşünmek 9 yıl sonra bile hâlâ inanılmaz geliyor” dedi.

Ankara, Türkiye ve dünya gündemini Yeni Ankara'dan takip etmek artık WhatsApp'ta da mümkün. Haberlerimizin doğrudan telefonunuza gelmesi için tıklayın.

ALÇAK UÇUŞ VE SONİK PATLAMALAR

Darbe girişimini, savaş uçakları havalandıktan çok kısa bir süre sonra öğrendiğini vurgulayan Foto Muhabiri Koç, “F-16’ların Ankara üzerinde yaptığı alçaktan uçuşların birkaç sortisinin ardından yolunda gitmeyen bir şeyler yaşandığını hissettim. Birkaç dakika sonra gazetemizin haberleşme grubundan darbe girişimi olduğunu belirten mesajları görünce hemen taksiye binip TBMM’nin önüne gittim. Atatürk Bulvarı üzerinde Akay Kavşağı'nda taksiden iner inmez hemen üstümden Genelkurmay Başkanlığı’na doğru sonik patlamalarla alçak uçuş yapan bir F-16, o gecenin çok farklı olacağının sinyaliydi. Genelkurmay Başkanlığı’na doğru koşmaya başladım ancak çevrede güvenlik önlemi alan polisler benimle beraber birkaç meslektaşımı da uzaklaştırmaya çalıştı. Yolu değiştirip karşıya geçerek diğer taraftan dolandık ve Genelkurmay Başkanlığı ile TBMM arasındaki kavşağa vardık. İlk gördüğümüz manzarada onlarca ambulans, Genelkurmay’ın önünde bekliyordu. O sırada da tüm basın mensupları ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Herkes Genelkurmay’a bir terör saldırısı olduğu veya bir rehin alma olayının yaşandığına yönelik iddialar ortaya atıyordu. Çok sayıda polis olay yerinde yoğun güvenlik önlemleri almıştı. Meslektaşlarımla birlikte bir yandan görüntü almaya çalışırken, diğer yandan da her geçen dakika artan tansiyonu çözmeye çalışıyorduk” ifadesini kullandı.

“BİNLERCE ANKARALI TEPKİSİNİ GÖSTERİYORDU”

Sahada binlerce Ankaralı'nın tepkisini gösterdiğini vurgulayan Koç, “Gazetecilerin ve polis ekiplerinin bekleyişi sürerken Genelkurmay’ın bahçesinden bir helikopter yükseldi ve bir süre sonra üç adet helikopter bölgede ışıksız bir şekilde uçmaya başladı. Bu sırada arkadaşlarımız MİT’te büyük çatışmalar yaşandığını, TRT’ye ise askerlerin girdiğini ve darbe bildirisi okunduğunu söyledi. Bu gelişmelerin ardından Genelkurmay Başkanlığı'ndan da silah sesleri yükseldi. Yaşanan panik ve can havliyle birlikte tüm basın mensupları siper alıp korunmaya çalışırken havadaki helikopterlerden biri Genelkurmay’ın olduğu yere ateş açtı. Ardından izli mermilerle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın olduğu nizamiyeye doğru da bir helikopterden atış yapıldı. Beklediğimiz bölgede her geçen dakika hareketlilik artarken Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın yaptığı açıklamaların ardından vatandaşlar da darbeye karşı koymak için sokağa çıkıyordu. Meclis'in ve Genelkurmay’ın olduğu yere ellerinde Türk bayraklarıyla gelen binlerce Ankaralı, darbeye karşı tepkisini gösteriyordu” sözlerini kaydetti.

Foto Muhabiri Mert Gökhan Koç, 15 Temmuz 2016 gecesini şu sözlerle anlattı:

“TANKIN, ÖNÜNDEKİ İKİ ARACI TENEKE PARÇASINA ÇEVİREREK GEÇMESİ O GECENİN KANLI GEÇECEĞİNİN İŞARETİYDİ”

“TBMM Kavşağı'nda silah sesleriyle birlikte tansiyon gittikçe artarken Kızılay’a tankların giriş yaptığını öğrendik. Bulunduğumuz yerden vatandaşlarla birlikte Atatürk Bulvarı’na doğru koşarken Kızılay yönünden gelen çok sayıda tank gördüm. Yüzlerce vatandaş tankların gidiş yolunu kesmeye çalışıyordu, bazıları önüne atlayıp eline ne gelirse tankların paletlerinin arasına sıkıştırırken bazıları da namlunun olduğu bölümden tankların üzerine çıkıyordu. Bir anda inanılmaz görüntülere şahit olmaya başladım. Fakat yolunun kesilmesine rağmen bir tankın önündeki iki aracı da saniyeler içinde ezerek bir teneke parçasına çevirerek geçmesi o gecenin kanlı geçeceğinin işaretiydi. Tanklar, üstündeki askerlerle havaya ateş açarak Çankaya yönüne doğru ilerledi. Ancak kısa bir süre sonra yeniden Genelkurmay Başkanlığı ile Meclis'in olduğu yere geldiler. Vatandaşlar ellerine ne geçerse tanklara atıp, paletlerine sokarak durdurmaya çalışıyordu. Askere karşı çok büyük bir tepki vardı. Zırhlı personel taşıyıcısının (ZPT) üstüne çıkan birkaç vatandaş, kapakta bekleyen askerle konuşup önce ikna etmeye çalıştı. Çabaları başarısız olunca askeri tutup dışarı çıkarmaya çalıştı. Yaşananlara anlam vermeye çalışan askerin yaşadığı o korku gözlerinden okunuyordu. ZPT’nin içinden diğer askerler kapaktan dışarı çıkıp ateş açarak vatandaşları uzaklaştırdılar.

“ŞEHRİN BİRÇOK YERİNDE VATANDAŞLARIN DURDURDUĞU ZIRHLI ARAÇLAR, KURŞUN İZLERİYLE DOLU POLİS ARAÇLARI”

Foto Muhabir Mert Gökhan Koç, 15 Temmuz gecesine dair şunları söyledi:

"Genelkurmay’ın önünde savaş meydanlarını aratmayan bir görüntü yaşanıyordu. Tanklar önüne ne geldiyse ezerek geçmişti. Binlerce vatandaş da tankların peşinde ellerinde Türk bayraklarıyla Genelkurmay’ın önüne gelmişti. Tanklar ve ZPT'ler Genelkurmay’ın nizamiyesine ulaşmaya çalışırken zırhlıların üstüne çıkan bazı vatandaşlar da araçların kamuflajlarını giydirerek hareket etmesini engellemeye çalıştı. Tanklar da vatandaşları uzaklaştırmak için namlusunu bir sağa bir sola çeviriyordu. Bu sırada vatandaşların üzerine ateş açılmaya başladı. Silah sesleri yükseldikçe yaralananlar oldu."

“YERE YAT, VURULACAKSIN”

Açılan ateşle birlikte yakınımdaki vatandaşlar da bir bir vurulmaya başladı. İki metre uzağımdaki bir kişi yere yığıldı, karnından vurulmuştu. Bir başkası ayağından, bir başkası ise göğsünden.Yaralılar ambulanslar ya da çevredeki sivil araçlarla hastanelere taşınıyordu. Bölgede tam bir kaos yaşanıyordu. Silah sesleri yükseldikçe, darbeci askerleri fotoğraflamak için Genelkurmay’ın kapısına yakın bir yerde duvarın dibinde siper aldım. Benimle birlikte onlarca kişi de yere yatmıştı. Yanımda ayakta duran bir kişi duvarın yanında Genelkurmay’ın kapısına doğru bakıyordu. “Yere yat, vurulacaksın” diye bağırdım. ‘Ne olacaksa olsun, bunlara darbe yaptırmayız’ dedi.

"ZIRHLI ARAÇLAR, TANKLAR, KAĞIT GİBİ EZİLEN ARAÇLAR, KURŞUN İZLERİYLE DOLU POLİS ARAÇLARI…"

"Ellerinde Türk bayraklarıyla direnen vatandaşlar Genelkurmay’dan ateş açıldıkça bir bir yere düşüyordu. Hayatımda ilk kez böyle bir olayın içinde kaldığım için biraz şaşkınlık, biraz heyecan, ancak büyük de bir korku yaşadım. Birkaç dakika sonra artık can güvenliğimin kalmadığını fark edince bölgeyi terk etmeye karar verdim. Ben gittikten sonra o bölgenin helikopterden ateş altına alındığını ve onlarca kişinin hayatını kaybettiğini öğrendim. Kalmayı seçseydim belki de onlardan birisi de ben olacaktım. Günün ilk ışıklarıyla darbe girişiminin bastırılmasıyla beraber, kanlı gecede yaşananlar gün yüzüne çıkmıştı. Şehrin birçok yerinde vatandaşların durdurduğu zırhlı araçlar, tanklar, kağıt gibi ezilen araçlar, kurşun izleriyle dolu polis araçları…”

Fotoğraflar: Mert Gökhan Koç arşivinden…