Betonun altındaki hafıza: Ankara'nın kayıp dereleri belgesellere konu oldu

Ankara'nın "gri kent" imajının altında saklanan acı gerçek ne? Ankara, bir zamanlar dereleriyle yaşayan yeşil bir şehirdi. "Asfaltın Altında Dereler Var!" belgeseli, betonun yuttuğu bu suların izini sürerek kentin kaybolan hafızasını ve geri kazanım mücadelesini gündeme taşıyor.

Betonun altındaki hafıza: Ankara'nın kayıp dereleri belgesellere konu oldu

Ankara, 1923'te başkent ilan edildiğinde, bozkırın ortasında "denizsiz" bir kent olarak planlanırken, en büyük yaşam kaynağı olarak dereleri öne çıkıyordu. Atatürk devrimlerine ev sahipliği yapan bu genç kentin ilk planlarında, İncesu, Kavaklıdere, Hoşdere, Bentderesi gibi onlarca akarsu, kentin sosyal ve yeşil dokusunun ana damarları olarak tasarlanmıştı. Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında yaşanan hızlı ve plansız kentleşme, bu dereleri bir "sorun" olarak gördü. Kentin yeşil hafızası, sel ve koku gibi gerekçelerle betona gömüldü, derelerin üzeri kapatılarak geniş caddelere dönüştürüldü. Bugün "gri kent" olarak anılan Ankara'nın bu imajı, bir kader değil, bir tercihin sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

"ASFALTIN ALTINDAKİ O DERE HÂLÂ AKIYOR MU?"

Yönetmenliğini Yasin Semiz'in üstlendiği "Asfaltın Altında Dereler Var!" belgeseli, tam da bu kaybolan hafızanın peşine düşüyor. Belgesel, çarpıcı bir soruyla Ankaralıları sarsıyor: "Diyelim ki eviniz Çayyolu semtinde ve her gün Cebeci ya da Dikimevi’ndeki işyerinize gidiyorsunuz. Sadece tek yönde, her gün, en az 15 üzeri kapatılmış derenin üstünden geçtiğinizin farkında mısınız?"

Bugün adları sadece cadde ve semt tabelalarında yaşayan (Kavaklıdere, Cevizlidere, İncesu) bu suların akıbeti, bir grup aktivist, akademisyen ve araştırmacının (Hasan Akyar, Erman Tamur, Ahmet Soyak ve daha birçok isim) katkılarıyla aydınlatılıyor. Belgesel, eski haritalar, anılar ve fotoğraflar aracılığıyla, o "sessizce akan" suların izini sürüyor.

SADECE NOSTALJİ DEĞİL, YENİDEN GÜN YÜZÜNE ÇIKARMA MÜCADELESİ

"Asfaltın Altında Dereler Var!" sadece nostaljik bir anımsatma yapmakla kalmıyor, aynı zamanda eleştirel bir duruş sergiliyor. Kent sakinlerinin çoğunluğunun, ayaklarının altından akan mirastan habersiz yaşadığı bu düzeni sorgulayan film, bu derelerin "tekrar günyüzüne kavuşturulması için verilen mücadeleye" de ışık tutuyor. Dünyanın birçok modern başkentinin aksine, derelerini bir peyzaj unsuru ve ekolojik koridor olarak değil, bir altyapı sorunu olarak gören kentleşme politikalarını eleştiren belgesel, Ankara'nın aslında o kadar da "gri" olmak zorunda olmadığını, suyun ve yeşilin betonun altından kurtarılma ihtimalini tartışmaya açıyor.

AKTİVİST MÜCADELE VE GELECEK VİZYONU

Antalya Altın Portakal'da finalist olan ve VEKAM Özel Ödülü'nü kazanan belgesel, TED Üniversitesi, Mülkiyeliler Birliği gibi platformlarda gösterilen ve MUBI üzerinden erişilebilen "Asfaltın Altında Dereler Var!", Ankara'nın gri kabuğunun altındaki sulak kenti hatırlatıyor ve yönetime sesleniyor: "Beton yerine suyla barışın. Yoksa bir sonraki sel, sadece su değil, unutulan bir mirasın gözyaşı olacak."