Başkent’in simgesi Kocatepe Camii vatandaşın ibadet merkezi
Ankara’nın kalbinde yükselen Kocatepe Camii, hem mimari görkemi hem de taşıdığı kültürel değerlerle dikkat çekiyor. 20. yüzyıl teknolojisinin imkanlarıyla inşa edilen cami, 16. yüzyıl Osmanlı mimarisinin görselliğini günümüze taşıyor.
Dört minaresiyle Selimiye Camiini, merkezi ve yarım kubbeleriyle Sultanahmet Camiini andıran yapı, başkentin siluetine damgasını vuran en önemli dini yapılardan biri olarak öne çıkıyor.
4288 metrekarelik harem kısmına sahip olan cami, 48,5 metre yüksekliğinde bir ana kubbeyle örtülü bulunuyor. Ana kubbenin etrafını çevreleyen dört yarım kubbe ve onları destekleyen 12 küçük kubbe, camiye ihtişamlı bir görünüm kazandırıyor. Kurşun kaplama tekniğiyle örtülen kubbeler, klasik Osmanlı üslubunun çağdaş bir yorumunu yansıtıyor.
Caminin kuzey cephesinde yer alan ana kapı, kündekari tekniğiyle işlenmiş ahşap geçmeli yapısıyla ziyaretçileri karşılıyor. Ana girişin hemen önünde ise 2 bin 400 metrekarelik geniş bir avlu yer alıyor. Mermerden yapılmış şadırvanın süslediği avlu, 14 metre yüksekliğe ulaşan revaklarla çevrili oluyor. 26 kubbenin örttüğü bu revaklı bölüm, klasik dönem cami mimarisinin en önemli detaylarını günümüze taşıyor.
Avluyu çevreleyen kubbelerin alemleri mermerden yapılırken ana ve yan kubbeler ile minarelerin alemleri bakır üzerine altın varak kaplama ile süslendi. Üçer şerefeli dört minare ise 88 metre yüksekliğiyle başkentin dört bir yanından görülebiliyor. Minarelere hem merdiven hem de asansörle çıkılabilmesi, caminin modern teknolojiyi klasik tasarımla birleştirdiğinin en önemli göstergelerinden birisi olarak görülüyor.
İÇ MEKÂNDA OSMANLI ZARAFETİ

Ana ibadet alanı “U” şeklindeki iki katlı mahfillerle çevrili bulunuyor. Bu düzenleme hem caminin iç mekânına derinlik katıyor hem de ibadet edenler için ek alan sağlıyor. Mahfillere çıkışı sağlayan altı merdiven, ziyaretçilere ferah bir geçiş alanı sunarken, merdivenlerin ana mekâna bakan kısımlarına yapılan küçük balkonlar camiye farklı bir perspektif kazandırıyor.
Mihrap ve minber ise Osmanlı sanat anlayışının en zarif örneklerinden birisi şekline tanımlanıyor. Beyaz mermerden yapılmış 10 metre yüksekliğindeki mihrap ile özel süslemelerle işlenmiş 8,70 metre yüksekliğindeki minber, dikkat çeken bölümler arasında yer alıyor. Caminin iç süslemesinde çini, mermer, sarı maden, altın varak ve özel boyalar öne çıkarken kubbe yazıları pirinçten yapılmış ve altın kaplandığı biliniyor. Kuşak yazıları ise mermer kaplama üzerine altın işleme ile caminin ihtişamını artırıyor.
Kocatepe Camii’nin iç mekânını süsleyen vitraylar, klasik Osmanlı tarzıyla modern üslubun birleşimini temsil ediyor. Özel camdan üretilen vitraylar, ibadet mekânına hem renk hem de ruh katıyor. Büyük ana avize, 32 uydu avize ve köşe avizeleri ise caminin görkemli atmosferini tamamlıyor.
Isıtma sistemi de dönemin en ileri teknolojilerinden yararlanılarak tabandan merkezi sistemle sağlandı. Bu özellik, camiyi her sezonda ibadete elverişli kılıyor.
ÇAĞDAŞ İŞLEVLERLE DONATILDI

Cami, klasik Osmanlı mimarisine sadık kalsa da günümüz ihtiyaçlarını da gözetiyor. Konferans salonu, otopark, idari birimler ve hatta süpermarket gibi yan bölümler modern anlayışla inşa edilmiş ancak tüm bu detaylar caminin estetik bütünlüğüne uyum sağlayacak şekilde düzenlendi.
Bugün yalnızca ibadet mekânı değil, aynı zamanda bir buluşma ve kültür alanı olarak da işlev gören Kocatepe Camii, Ankaralıların ve başkenti ziyaret edenlerin uğrak noktası olmaya devam ediyor.