Ankara’nın yetiştirdiği sanatçı: İsmail Kabacı’nın eğitim yolculuğu
Devlet Sanatçısı unvanına da sahip olan keman sanatçısı İsmail Kabacı, keman eğitiminin inceliklerini, öğrencilerde gözlemlediği sık yapılan hataları ve müzik yolculuğunu Yeni Ankara'ya anlattı.
1989 yılında Ankara’da doğan İsmail Kabacı, aslen Çanakkale’nin Bigalı köyünden. Müzik, Kabacı’nın hayatında çok erken bir dönemde yer etmiş; ailesinin müzisyen olması, onu bu yola yönlendirmiş. İlk hocaları babası Cüneyt Kabacı ve amcası Tanju Kabacı olmuş. Henüz ilkokul ikinci sınıftayken nota ve keman eğitimine başlamış, TRT Ankara Radyosu Gençlik Korosu ve T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı Gençlik Korolarında da müzik bilgilerini geliştirmiş.
AFARA MÜZİKALİNDE ŞEFLİK YAPIYOR

2008'de T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı sanatçı alım sınavını kazanarak Devlet Sanatçısı unvanını elde etmiş. Hâlen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde doktora çalışmalarını sürdüren Kabacı, sanat hayatına da yoğun şekilde devam ediyor. Uğur Aslan’ın oynadığı ve Şirin Aktemur’un yazdığı “Afara” müzikalinde şeflik yapan Kabacı, 9 yıldır Tolga Kaya ve 5+1 grubunda keman sanatçısı olarak sahne alıyor.
"NİTELİKLİ HOCA İLE TEMELİ OTURTUP SÜREKLİ ÇALIŞMALILAR"

Kabacı’ya göre keman, dünyadaki en zor enstrümanlardan biri. Ancak bunun, diğer enstrümanların kolay olduğu anlamına gelmediğini de vurguluyor. Ona göre, emek vermeden hiçbir enstrümanı çalmak mümkün değil. Keman öğrenmeye yeni başlayacakların öncelikle nitelikli bir hoca bulmaları ve temeli sağlam bir şekilde öğrendikten sonra sürekli çalışmaları gerektiğini söylüyor. Grup derslerini verimsiz bulmadığını belirten Kabacı, bireysel derslerde ise bazı öğrencilerin yarış kaygısından dolayı motivasyonunu kaybedebildiğini ifade ediyor.
BATI TEKNİĞİ Mİ, TÜRK MÜZİĞİ ÜSLUBU MU?
Kabacı, kemanın tarihçesine de değiniyor: Orta Asya’dan çıkıp değişerek günümüze gelmiş olsa da, son hâlini Avrupa’dan almış ve çalım tekniği büyük ölçüde Avrupalılar tarafından oturtulmuş. Öğrencilerine önce Batı tekniğiyle tutuş, baskılar, yay kullanımı ve etütleri gösterdiğini, ardından Türk Müziği’ndeki çalım üslûbuna yönlendirdiğini ifade ediyor. Profesyonel olarak keman çalmak isteyenlerin küçük yaşta başlaması gerektiğini, bunun motor becerilerle ilgili olduğunu, yaş ilerledikçe robot becerisi olarak adlandırdığı kabiliyetin yavaşladığını vurguluyor. Öte yandan, hobi amaçlı öğrenmek isteyenler istedikleri yaşta başlayabileceğini de ekliyor.
“HER ENSTRÜMANIN FARKLI TEKNİKLERİ VAR"

Keman öğrenirken başka enstrüman öğrenmek isteyen öğrencilerinin de olduğunu vurgulayan Kabacı:
"Öncesinde gitar veya bağlama çalan öğrencilerim oldu ama sonrasında sadece kemana yöneldiler. Birden fazla şeyi aynı anda öğrenmek yanlış. Çünkü her enstrümanın farklı teknikleri var. Bu teknikler oturmadığında biri diğerine karışıyor." dedi.
SAHNE DENEYİMİ EĞİTİME KATKI SAĞLIYOR
Sahnede olmanın eğitimciliğe katkısıyla ilgili konuşan müzisyen: "Alanda yetişmenin faydasını çok gördüm. Sahnede ve canlı yayınlarda pratik zekâ gerekiyor. Orada kimse tekrar yapalım diyemiyor. Sahne deneyimi olmayan eğitimciler bu aksiyonları öğretemiyor. Ben öğrencilerime yaşadığım krizleri ve nasıl atlattığımı aktarıyordum." diye vurguladı.
"ÖĞRENCİLER BU İŞİ CİDDİYE ALMIYOR"
Müzisyen, hangi kurumda olursa olsun neredeyse tüm öğrencilerinde aynı eksikliği gözlemlediğini söylüyor: Bu işi yeterince ciddiye almamaları. Öğrencilerin çoğu yeterli zaman ayırmıyor. Ona göre, teknik hatalardan çok, enstrümanı sevmek ve sabır göstermek başarı için kritik. Kemanın ilk başta çok zor olduğunu belirten Kabacı, emek verdikçe güzelleştiğini vurguluyor.
Kemanın çoğu enstrümandan daha zor olduğunu söyleyen Kabacı, sürekli çalışmanın şart olduğunu ifade ediyor. İlk zamanlarda pes eden çok öğrenci olduğunu ancak bir kırılma noktası aşıldığında enstrümanın çok zevkli hâle geldiğini ekliyor. Ayrıca nota eğitimine özen göstermek ve bol bol dinlemenin önemine dikkat çekiyor; yalnızca kendi alanındaki icracıları değil, tüm üst düzey icracıları dinlemenin büyük fayda sağladığını belirtiyor.
EĞİTİM HAYATI VE AKADEMİK BAŞARILARI

2008 yılında evlenen ve iki çocuk babası olan Kabacı, 2013’te Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’nın Türk Din Müziği bölümünü birincilikle kazanmış ve aynı başarıyla mezun olmuş. 2017’de Hacı Bayram Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı’na başlayan Kabacı, eğitimini ise 2021 yılında tamamlamış.