Ankara’nın kalbinde sessiz bir mucize: Dünya ağaçlarıyla dolu unutulmuş park
Dünyanın dört bir yanından getirilen ağaçların gölgesinde, doğaya saygının ve barışın izlerini taşıyan sessiz bir vaha… Yangınlarla kavrulan bir ülkede, Ankara'nın tam ortasında nefes alınacak bir yer, Milli Egemenlik Parkı.
Son dönemde ülkemizde çıkan yangınlar, binlerce hektar orman alanını küle çevirdi. Ağaçlar, hayvanlar ve yaşam alanları bir anda yok oldu. Böyle bir dönemde, Ankara’nın merkezindeki Kavaklıdere’de bulunan bu park, sıcaklardan korunmak, ağaçların gölgesinde dinlenmek ve huzur bulmak için ideal bir yer olarak öne çıkıyor. Gölgesinde oturduğunuzda kuşların cıvıltısını duyduğunuz, dünyanın dört bir yanından getirilmiş ağaçlarla çevrili bu park, doğaya sahip çıkmanın anlamını bugünlerde yeniden hatırlatıyor.
BU PARK DÜNYA ÇOCUKLARININ KATILDIĞI TÖRENLE AÇILDI

Resmi adıyla Milli Egemenlik Parkı olan bu alan, Meclis çevresinde yer aldığı için halk arasında “Meclis Parkı” olarak da biliniyor. 23 Nisan 1986’da, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocukların oyunlarla katıldığı bir törenle açıldı. O günden bu yana yalnızca bir dinlenme alanı değil, aynı zamanda barışın, dostluğun ve doğa sevgisinin sembolü olarak varlığını sürdürüyor. Yürüyüş yapmak isteyenler için yeşillikler arasında keyifli bir rota sunuyor.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN GELEN AĞAÇLARLA ÇEVRİLİ

1990’lı yıllarda Ankaralıların sıkça ziyaret ettiği bu park, günümüzde pek bilinmese de hâlâ doğayla iç içe sessizliğini koruyor. Parktaki her ağaç, bir ülkeyi temsil ediyor. ABD’den getirilen Pasifik Gümüş Göknarı, Arnavutluk’tan At Kestanesi, Çin’den Mabet Ağacı, Kore’den Ağaç Hatmi, İsviçre’den Avrupa Ladini, İtalya’dan Mavi Ladin ve daha pek çok ağaç türü bu parkta buluşuyor.
ANKARA’YA EMEK VERENLER İÇİN DİKİLEN MEŞE AĞAÇLARI 29 YILDIR AYAKTA

Ankara'nın başkent kimliğine katkı sunan değerli isimlerin anısını yaşatmak amacıyla, 30 Kasım 1996’da Ankara Üniversitesi’nin kuruluş yılı vesilesiyle anlamlı bir adım atıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kalemli tarafından, kente unutulmaz hizmetlerde bulunmuş 10 kişi adına 10 adet meşe ağacı dikildi.
Parkta yer alan bilgi panosunda şu ifadeler yer alıyor:
“Ankara’nın başkent kimliği için gerekli niteliklerin kazandırılmasına büyük emekleri ve özgün katkıları olan kişilerin anısını yaşatmak amacıyla, Ankara Üniversitesi’nin 50. kuruluş yılı nedeniyle TBMM Başkanı Sayın Doç. Dr. Mustafa Kalemli tarafından 10 adet meşe ağacı armağan edilmiştir.”
Adlarına ağaç dikilen isimler arasında ünlü botanikçi Prof. Dr. Hikmet Birand, yönetici Mustafa Kemal Kurdaş, Ankara’nın imarında emeği geçen mimarlar Clemens Holzmeister, Prof. Dr. Hermann Jansen, Mimar Kemalettin Bey, Prof. Dr. Sedad Hakkı Eldem ve Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu yer alıyor.
YAŞAM KAYNAĞIMIZ: AĞAÇLAR VE OKSİJEN

Üstelik park yalnızca ağaçlarla değil, farklı kuş türleriyle de dolu. Dallar arasında serçeler, güvercinler ve zaman zaman göçmen kuşlarla karşılaşmak mümkün. Ağaçlar yalnızca oksijen üretmekle kalmıyor, aynı zamanda gölgelik de sağlıyor. Güneşin tam ortasında bile serin bir köşe bulabiliyorsak, bunu kökleri toprağa sımsıkı bağlı bu ağaçlara borçluyuz.
Bugün ülkenin birçok bölgesi yangınlarla kavrulurken, bu parkta bir banka oturup gökyüzüne bakmak insana umut veriyor. Milli Egemenlik Parkı gibi alanlar bize sadece doğayı değil, onu nasıl korumamız gerektiğini de anlatıyor.