Ankara'da özel gereksinimli bir çocuğun annesi olmak: "Ya şifa ya ölüm dediler"
Asiye Caner, özel gereksinimli kızı Zeynep Sıla’nın doğumuyla Yozgat’tan Ankara’ya gelerek hayatının en zorlu mücadelesine başladı. Hamilelik sürecinde yaşadığı sağlık sorunlarına rağmen, Zeynep Sıla’yı hayata tutundurmayı başaran Caner bu süreci anlattı.
Asiye Caner, özel gereksinimli kızı Zeynep Sıla ile Yozgat’tan Ankara’ya uzanan yolculuğunu anlattı. Zeynep Sıla’nın doğumuyla başlayan bu süreç, Caner için sağlık sorunları, yanlış teşhisler ve sistemdeki eksikliklerle dolu bir mücadeleye dönüştü. Tüm bu zorluklara rağmen Caner, kızıyla birlikte hayata tutunmayı başardı. Yoğun bakımda sezaryenle dünyaya gelen Zeynep Sıla, erken doğduğu için yaşama kuvözde başladı. Anne Asiye Caner o kuvözden itibaren başlayan süreci şu sözlerle anlattı:
"İki kız çocuğu sahibiyim, 5 yaşındaki özel gereksinimli Zeynep Sıla ve 9 yaşındaki Yağmur. Zeynep Sıla, doğduğunda çok büyük bir mücadele verdi. Hamileliğimin ilk aylarında şiddetli mide bulantıları, ağrılar ve aşırı kilo kaybı yaşadım. Birçok hastaneye başvurdum, ama hiçbir yerde doğru bir teşhis koyulmadı. En sonunda, felç geçirdiğimde Bilkent Şehir Hastanesi’ne sevk oldum ve orada gebelik zehirlenmesi teşhisi konuldu. İki hastalık da gebeliğimi çok riskli hale getirmişti ama kızım bana yaşama gücü verdi. Gebeliğimin 23. haftasında, yoğun bakımda sezaryenle dünyaya geldi Zeynep Sıla. Erken doğduğu için kuvöze alındı. Kuvöze girdiği dönemde her şey zordu ama birlikte başardık. O süre boyunca süt veremedim, ama yine de her gün ona daha güçlü bir şekilde sarıldım. 5,5 ay boyunca orada kaldı. O süre zarfında, sağlığında bazı sorunlar gözlemledik ancak hiçbir zaman pes etmedik.
“NE YAZIK Kİ TANI SÜRECİNDE GEÇ KALINDI”
Kuvöze girdikten sonra, Zeynep Sıla’nın nörolojik farklılıklarını fark etmeye başladık. Altıncı ayda ağlama krizleri başladı. Doktorlar epileptik nöbetler yaşadığını söyledi. Ne yazık ki, tanı sürecinde çok geç kaldılar. Zeynep Sıla, West sendromu, mikrosefali, tek böbrek atrofisi ve BPD gibi sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Kuvözdeyken, Zeynep’in iki böbreği olduğu söylenmişti ama taburcu olduktan sonra tek böbreğiyle yaşamak zorunda kaldığını öğrendik. Bununla ilgili hiçbir resmi açıklama yapılmadı.

“KADIN OLARAK TOPLUMDAKİ KALIPLARLA MÜCADELE ETTİM”
Annelik, bana sadece bir sorumluluk yüklemekle kalmadı, aynı zamanda beni büyük bir mücadelenin içine soktu. Kadın olarak, sistemdeki erkek egemenliğinin gölgesinde birçok zorlukla karşılaştım. Zeynep Sıla’ya babası dahi sırt çevirmişti. Sağlık sistemindeki eksiklikler, doğru tanıların zamanında konmaması gibi birçok engelle mücadele ettim. Kızımı ziyarete gelen bazı insanlardan "Allah iki iyiden birini versin yani ya ölüm ya şifa..." sözlerini çok duydum. Doktorlar bana kızımın bir saksı çiçeği olacağını söylediğinde aklımdaki tek şey onu hayata döndürebilmek olmuştu. İnsanların bu kadar vurdumduymaz olması bana annelikten önce insanlığı sorgulatmıştı.
“ANKARA SOSYAL YARDIMLAR AÇISINDAN TÜM ÜLKEYE ÖRNEK BİR ŞEHİR”
Ankara’da yaşamak benim için çok önemli çünkü sosyal yardımlar çok güçlü. Mansur Başkan’a minnettarım. Büyükşehir Belediyesi, çok çeşitli destekler sağlıyor. Gıda yardımlarından, süt yardımlarına, doğalgaz desteğinden et yardımlarına kadar çok geniş bir yelpazede yardımcı oluyorlar. Özellikle bebekli aileler için sağlanan bez ve mama desteği gerçekten çok değerli. Bunun dışında, e-Devlet üzerinden başvurularla bu yardımlara kolayca ulaşabiliyoruz. Zeynep Sıla’nın özel gereksinimleri nedeniyle bu yardımlar bizim imdadımıza her zaman yetişti."