Ankara'da kolay para hakimiyeti mi var? Üç isim başkentteki ekonomik dönüşümü masaya yatırdı
Bir zamanlar memur ve sabit gelirlinin "en rahat yaşadığı şehir" olan Ankara'daki büyük dönüşüm masaya yatırıldı. Başkentte bir kesim asgari ücreti tartışırken, diğer kesimin 8 milyon dolarlık villalardan ikişer tane alması "uçurumun" belgesi oldu.
Türkiye'nin "memur kenti" olarak bilinen Ankara'daki ekonomik değişim ve gelir adaletsizliği, çarpıcı tespitlerle gündeme geldi. Gazeteci Deniz Zeyrek, Akademisyen Burak Bilgehan Özpek ve Gazeteci Alican Uludağ; başkentte yaşanan lüks tüketim çılgınlığı ile sabit gelirlinin yaşadığı yoksulluğu kıyasladı. Yapılan analizlerde, Ankara'nın "sabit gelirli şehri" kimliğinden uzaklaşıp, kaynağı belirsiz paranın hüküm sürdüğü bir yapıya büründüğü ifade edildi. Ekonomik kriz ve barınma sorunu tartışılırken, üç ismin Ankara özelinde çizdiği tablo dikkat çekti.
"TANESİ 8 MİLYON DOLAR, 'İKİ TANE YAZDIRDIM' DİYORLAR!"

Gazeteci Deniz Zeyrek, Ankara'daki bir konut lansmanında şahit olduğu diyaloğu aktararak, gelir dağılımındaki uçuruma dikkat çekti. Zeyrek, şu ifadeleri kullandı:
"Ankara'nın göbeğinde, en düşüğü 2 milyon dolar, en yükseği 8 milyon dolar olan villalar satıyorlar. O lansmana gelen bazı iş insanları 'Ben iki tane yazdırdım, ben de bir tane alıyorum' sohbeti içinde. Biz ise 'Asgari ücret 26 bin lira olacak mı, devlet memuru nasıl geçinecek?' diye konuşuyoruz."
"ANKARA ORTA SINIF CEHENNEMİNE DÖNDÜ"

Akademisyen Burak Bilgehan Özpek ise 4-5 yıl öncesine kadar Ankara'nın "mütevazı bütçeyle yaşanabilen en rahat şehir" olduğunu hatırlattı. Gelinen noktada şehrin kimlik değiştirdiğini savunan Özpek, "Kendimi tam bir oligark cennetinde yaşıyormuş gibi hissediyorum. Bütün kent ekonomisi bu oligarşiye göre fiyatlanıyor. Ankara maalesef bir orta sınıf cehennemine dönmüş durumda. Ankaralı orta halli memurlardan, Londra'da ev alabilecekleri parayı Bozkır'ın ortasında vasat bir eve vermesi bekleniyor." tespitini yaptı.
Özpek, piyasadaki dengesizliğin sebebini ise "Nereden geldiği belli olmayan, kolay kazanılan ve kolay harcanan para" olarak yorumladı.
Çok değil 4-5 sene önce Türkiye'nin yaşam kalitesi ve yaşam standardı açısından en rahat şehri belki de Ankara'ydı. Hem büyükşehirde yaşıyor hem de bunu mütevazi bir bütçeyle yapabiliyordunuz. Şehrin büyük çoğunluğu sabit ücretli çalışanlardan oluştuğu için sınıfsal tabakalaşma… https://t.co/OdcHERLkTX
— Burak Bilgehan Özpek (@bozpek) December 4, 2025
"PARANIN KAYNAĞI SORGULANMIYOR"

Gazeteci Alican Uludağ ise denetimsizliğe ve rant ekonomisine işaret etti. Ankara'nın "oligarklarına" dokunulmadığını belirten Uludağ, "Bu paranın kaynağı sorgulanmıyor. Kenti AVM cennetine çevirenler, tarlaları imara açıp 30 katlı gökdelen dikenler ve bunları denetlemek yerine bizzat ortak olanlar da suçun ortağıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Çok doğru bir tespit. Ancak Ankara'nın oligarklarına dokunulmuyor, bu paranın kaynağı sorgulanmıyor. Kenti AVM cennetine çevirenler, bütün tarlaları imara açanlar, her yanına en az 30 katlı gökdelen yapanlar, bunları denetlemek yerine bizzat ortak olanlar da suçun ortağı. https://t.co/zxEvzq57gH
— Alican Uludağ (@alicanuludag) December 5, 2025